AK PARTİ DİYARBAKIR’DA NEDEN KAYBETTİ?

 Ak Parti 1 Kasım seçimlerinde yakaladığı yüksek potansiyel ile bir seçimi daha büyük bir başarıyla geride bıraktı. Tüm ülkede Ak Partinin aldığı sonuç büyük bir sevinçle kutlanıyor. Ben aslında dikkatleri farklı bir noktaya çekmek istiyorum. Mahallenin tümünde düğün olabilir ama bir evde sıkıntı var ise o evi de göz ardı etmemek gerekir. Bu aynen Ak Partinin genelde yakaladığı başarı grafiğine rağmen bazı illerde aynı başarı karnesini alamamış olmasına benziyor.

 

Şöyle ele alalım, Seçimi sadece Diyarbakır ili ekseninde düşünürsek, Ak Parti gerçek manada bir başarı elde etti mi? Etmediyse neden? Benim irdelediğim ve üzerinde hassasiyetle durduğum konu buydu aslında.

 

Seçimin yapıldığı gün itibari ile Ak Parti 2. sıra milletvekili, sevgili büyüğüm Ebubekir Bal beyefendinin seçim bürosuna gittim, saatler 13.00 civarıydı. Etrafımızda da 5 – 6 kişilik bir topluluk vardı. Karşı siteden bir tanıdık geldi, bahse konu olan site 198 haneli bir site. Yani 500 seçmeni var en azından. Sorduk kendisine, ‘Sizi seçim nedeni ile Ak Partiden kimse ziyarete geldi mi’ diye. Cevap aynen şu: “Ne bize, nede çevremizdeki hiçbir siteye kimse gitmemiş. Oysaki bizim sitelerin her biri, bir köyden çok daha fazla oy kullanan insan barındırıyor. HDP’den bizi 4 kez ziyarete geldiler.” dedi. Döndük hemen muhataplarına sorduk, neden kimse gitmemiş? diye. Verilen yanıt şu oldu: ‘Ev ziyaretlerini kadın kollarının tertiplemesi gerekiyordu’. Bu cevap sizce de yeterli değil mi? Yüz binlerin barındığı koca bölge hiç gezilmemiş, ne ironik bir manzara…

 

Koskoca Diclekent, Gaziler bölgesi ve giden olmamış ne yazık ki, Sur içini anlarız da oralara Diclekent, Gaziler, Şehitlik ve daha bir çok bölgeyede mi güvenlik gerekçesi ile gidilmedi? Bu şehirde hangi kadın bir kapıya gittiğinde kovulmuş ki!... Buda gösteriyor ki bir yerlerde arıza var. Eleştirmeyelim mi? Dikkatleri çekmeyelim mi? Eleştirince hain, eleştirmeyince de duyarsız oluyoruz.

 

Ak Parti Diyarbakır’da neden 4 veya 5 vekil çıkaramadıların sorusunun cevabı burada yatıyor aslında. Her vekil adayı kendince kendi bölgesinde dolaştı, ikna mücadelesi verdi gibi gözüküyor. Sorguladığımız, bu yüksek seçmen grafiğinin yoğun olduğu sitelere ve bunun gibi bölgelere neden gidilmediği, bir broşür bile bırakılmadığıdır. Amaç neydi, ne hedeflendi? Kimler yaptı bu kumpası? Bu soruyu sorduk aslında.

 

Niye işinizi yapmak yerine başka şeylerle uğraşıyorsunuz be kardeşim dedik. Partinizin desteğinize en çok ihtiyaç duyduğu anda neden yalnızlaştırıyorsunuz diye feryat, figan ettik, bunu dedik, bazı vekil arkadaşların yakınındakiler iyi etmediniz mesajları göndermeye başladı.

 

Eleştirel bir yazı paylaşmıştım 31 Ekim tarihinde, başlığı da AK PARTİ İÇİNDEKİ AKP’LİLERE İTHAFEN’di. Bu yazının yayınlanmasının ardından Ak Partili bazı şahsiyetler sanki teşkilatın tümünü yadırgıyormuşuz gibi bir imaj edindiklerini dile getirdiler. Bunu da düzeltmekte yarar var. Ak Parti il teşkilatını yakından biliyorum. Gençlik kollarını, Başkanları, Başkan yardımcılarını, ilçe başkanlarını iyi tanırım: Gençlik kolları başkanının ne denli heyecanlı ve mücadeleci olduğunu iyi bilirken aynı duyguları kadın kolları için taşımıyorum. Şahsımın eleştirdiği teşkilatın içinde yer alan bazı kimliklerin kişisel çıkarlarını ön planda tutuyor imajı oluşturmasıdır. Yoksa teşkilatın zaten bir sıkıntısı olmazdı, aralarındaki samimiyetsizler olmasaydı. Yoksa bizde biliyoruz saldırıya, hakarete, küfürlere maruz kalan yöneticileri.

 

Elbette ki bu yazının dışında tutabileceğim bazı teşkilat mensubu arkadaşlarımız var. Onların iyi niyeti ve hoş görüleri tartışılmaz. İsim vererek bu arkadaşlarımızı deşifre etmek istemiyorum. Neme lazım sanki onları kolluyormuşuz gibi hissedilmesin. Temelde eleştirdiğim şahsiyetler başarısızlığa olumsuz davranışları aracılığı ile çanak tutanlar, malzeme verenlerdir. Bazı teşkilat mensuplarının da ceplerinden harcama yaptıklarına da şahitlik ettim. Onların hakkını gasp etmek istemem. Gerekirse de partileri için cansiperane mücadele eden bu arkadaşlarımızı isim, isim de açıklarım onay verirlerse.

Daha önce yazdığım köşe yazımdan da yola çıkarak ve bu eleştirilerimi de yan yana koyduğunuzda sizce Türkiye genelini bir tarafa bırakırsak Diyarbakır’da Ak Parti bir seçim zaferi kazandı mı? diye sormak isterim.

 

Bana göre, teşkilat yetkililerinin oturup iyice düşünmelerini tavsiye ediyorum. Zira, bazı ilçe başkanları oylarına oy katarken, bazıları da mevki sarhoşluğundan olsa gerek işlerini boş vermiş durumdalardı. Bazı ilçelerin istatistiğine baktığımda yüzde 55’lerden yüzde 25’lere düştüklerini görmüyor değilim.

 

Yapılan seçimi Diyarbakır özeline indirgediğimizde iyi bir performansın yakalandığına kanat getirmek mümkün değil. Bunun nedeni güvenlik te olabilir ama ihmali göz ardı etmek mümkün değil, davaya ihanettir. Teşkilat içinde yeni erozyonların yaşanmaması için ekibin kendi içindeki dezenformasyonu eleyerek gerçektende hak edenleri içlerine almaları gerektiğini de öneriyorum. Aldığım duyumlara göre bunun yapılmaya başlandığı haberleri de geliyor.

 

Açıkçası her ne kadar ülke genelinde büyük bir başarı yakalanmış olsa da Ak Partinin seçimin Diyarbakır ayağında iyi değerlendiremediği de düşüncemdir. Zira, kendi içlerindeki revizyonun ardından ciddi bir ivme kazancının olacağına da yürekten inanıyorum.

 Saygılarımla

[email protected] 

YORUM EKLE