"AMEDSPOR UMUT VERDİ,DİYARBEKİRSPOR AYNI TAS AYNI HAMAM"

Sezonun ilk yarısında taraftarlarına mutlu bir tablo sunamayan Amedspor, ikinci yarıya önemli bir galibiyetle başlayarak ilerisi için umut verdi. Yeniden yapılanma içerisine giren,efsane başkan İsmail Uyanık’ın göreve gelmesiyle yeniden toparlanma emareleri gösteren ve ciddi rakamlardan oluşan borçları ödeyen,güçlü bir kadro kurarak şampiyonluk hedefleyen Samsunspor gibi bir takibi üç golle geçmek önemliydi.

İki kulübün koşulları arasında dağ-fare misali fark var. Bir yandan tüm kent bileşenleriyle,ekonomisiyle omuz omuza veren Samsunspor, diğer yandan ekonomik sıkıntılarla boğuşan ve hem ilk yarıda hem ikinci yarıda son anda transfer tahtasını açabilen Amedspor. Bu açıdan bakıldığında kağıt üzerinde doğal olarak favori Samsunspor’du. Ama işte sahada kağıt üzerinde favori olan değil,sahada mücadele eden kazanıyor. Amedspor,her ne kadar göze hoş gelen bir futbol sergilemese de doğru bir taktikle ve yüksek bir kazanma arzusuyla oynayarak galibiyete ulaştı. Takımı fizik ve kondisyon olarak iyi bulduğumu ifade etmek istiyorum. İyi bir kamp sürecini geçirdiği,maçın başından sonuna kadar oyundan düşmeyerek gösterdi. Her alanda rakibe baskı uygulayan Amedspor,oynamadan ziyade rakibi oynatmama anlayışı ile sahada mücadele etti. Bunun sonucunu üç gollü galibiyetle aldı.

Fakat bu galibiyet bazı olumsuzlukların,eksiklerin üzerini örtmemelidir. Eğer Play-Off’tan söz ediliyorsa bu kadro hedef için yeterli değildir. Orta saha ve sol dışa olmak üzere en az iki transfer daha yapılması gerektiğini düşünüyorum. Takımda alternatiflerin fazla olması, takımın başarısına ciddi katkı yapacaktır. Amedspor, önce bir yol haritası çizmeli. Hedef ligde kalmak ise bunun için zaten sıkıntı yok.O zaman alt yapıya yönelirsiniz,daha fazla genç futbolcuyu takıma monte edersiniz ve gelecek sezonun planlamasını yaparsınız.Ama hedef Play-Off diyorsanız o halde transferle takımı güçlendirmeniz şart. Bu hafta oynanacak Keçiörengücü maçında elde edilecek sonuç büyük ihtimalle hem transferin son günlerinde atılacak adımları,hem de kalan haftalardaki hedefi tayin edecek. Temennimiz bu maçtan üç puanla ayrılarak Play-Off hedefini devam ettirmesidir.

Teknik direktör Mehmet Budakın ve ekibini tebrik ediyorum. Takıma iyi bir ivme kazandırdılar. Ancak bir şeyin altını çizmek istiyorum. Takımdaki disiplinsizliklere en kısa zamanda çare bulmaları gerekir. Bunun en belirgin örneği futbolcuların gördüğü gereksiz kartlarla takımı zor durumda bırakması. Samsunspor maçında kritik bir zamanda gereksiz yere kırmızı kart gören Sıddık,az kalsın takımı yakıyordu. Profesyonel futbolcu bunu yapamaz,öfkesine ve davranışlarına hakim olmak zorundadır.

Kentin diğer takımı Diyarbekirspor klasiklerine devam ediyor. Hem teknik hem idari anlamda Diyarbakır’a yakışmayan bir resin ortaya koymaları bu kente yapılan ayıptır. 2000’li yıllardaki Diyarbakırspor’un transfer anlayışı gibi. 10 futbolcu al,10 futbolcu gönder,sezon içerisinde en az 4-5 hoca değiştirmek. Bu anlayışla bir yere varılmaz. Bu kentin aklıyla alay etmeye hakkınız yok. Aslında onursal başkan Feyzi İlhanlı’nın Tuzlaspor’u almasıyla Diyarbakır’la ilgili planlarını bitirdiğini söyleyebiliriz. Bunun somut göstergesi Tuzlaspor’a idari anlamda gösterilen ilginin Diyarbekirspor’a gösterilmemesidir. Hem iç saha hem deplasman maçlarında protokol tribününde kulübü temsil edecek bir tek yöneticinin olmamasının başka nasıl izahı olabilir?. Aynı gün oynanan Göcükspor-Diyarbekirspor maçında tek bir yönetici protokol tribününde yok ama Tuzlaspor-Konya Anadolu Selçukspor maçında tüm yöneticiler tam kadro tribünde. Evet,Diyarbekirspor’un ekonomik sorunu yok.Yıllardır maddi krizle gündeme getirmediniz. Futbolcu transferlerinde maliyetten ve paradan kaçınmıyorsunuz. Bu işler elbette kolay değil,hele ki kulüplerin ekonomik kriz yaşadığı bu dönemde. Ama gördüğünüz gibi başarı gelmiyor. Demek ki bir yerde yaptığınız hatalar var ve bunlardan ders çıkarmak yerine aynı hatalarda diretiyorsunuz. Kimse sizi ekonomik konularda eleştirmiyor,herkes bu konuda hakkınızı teslim ediyor ama yönetme anlayışınızda sorun olduğunu körler ve sağırlar bile gördü,duydu. O zaman şapkanızı önünüze koyup kendinizi sorgulayacaksınız.

Diyarbakır’ın bu anlamda yeni bir hikaye yazmaya ihtiyacı var. Aynı sonla biten filmi yıllardır izliyoruz,daha fazla izlemeye kimsenin tahammülü yok,senarist ve oyuncuların da bu kente bunu yapmaya hakkı yok. Kent olarak başarıya ne kadar destek veriyorsak başarısızlığa da o kadar tepki göstermeliyiz. Bu konuda en önemli iş basın mensuplarına ve Azrailler Grubu’na düşüyor.Umarım yanlışlar en kısa zamanda düzeltilir ve Diyarbekirspor’da işler yoluna girer. Eleştirinin olmadığı ve yapılan eleştirilerden ders alınmadığı yerde başarı gelmez. Bizim amacımız üzüm yemektir,bağcıyı dövmek değildir. Biz diyoruz bağcı işini doğru yapsın,hem kendisi hem kent ahalisi mutlu olsun. Tek derdimiz budur.

YORUM EKLE