BAŞKAN BEYOĞLU KÜLTÜR ELÇİSİ GİBİ…

          Beni tanıyanlar iyi bilir her zaman inandığım şeylerin peşinden koşar, savunur ve arkasında dururum. Bugün konu edeceğim mevzunun ise arkasında değil yanında durmaktan gurur duyarak kaleme aldığımı bilmenizi isterim.

Bilindiği üzere uzun yıllar boyunca ki en çokta 80’li, 90’lı yıllarda bölgemizde yaşanan kaotik ortamlardan dolayı tarım, hayvancılık, kültür, sanat, sporsal ve siyasal tüm çalışmalar büyük sabotajlara uğramış, bölge varoluşunun güzellikleri ile değil hep terörle anılmıştı, terörün körelten, boğucu pis dumanı ile gizlenmişti. Bağlar ilçesinin aslında üzüm bağları ile donatılmış bölge olduğunu dahi insanlar bilmez olmuştu.

Yine her zaman ve tüm kesimler bölgemizin kurtuluşunun Turizm, Tarım ve Hayvancılık olduğunu çok iyi biliyorlardı. Benim de her fırsatta dillendirdiğimi, yıllardır da hep bunu savunup bunu söylemişliğim süreklidir. Yer altı muhteşemliklerimizin, servetlerimizin işlevsellik kazanacağı güne kadar Turizm, Tarım ve Hayvancılık kurtuluş reçetemizdir, böyle diyorum ve buna inanıyorum.

Gelelim yazımın başlığında yer alan ‘Başkan Beyoğlu kültür elçisi gibi’ notunu düşmemin sebebine. Aslında Sayın Beyoğlu sadece kültür elçisi değil, Organik tarımın, sporun ve sporcunun, sanatın ve daha birçok ana başlığın dostu, hizmetkarı, neferi, gönüllüsü olduğunu 7 ay gibi çok kısa sürede göstermiştir. Yapılan hizmetleri, aktiflikleri, ziyaretleri matematiksel olarak hesapladığımda olağanüstü çalışma temposunu zaten görmek mümkün.

Peki, Sayın Beyoğlu bu 7 ay içersine ne yaptı da böylesi sevilir ve her kesimin takdirini kazanan bir kimlik olabildi!

Dünyada örneği sadece Fransa’nın Paris kentinde gerçekleştirilen kent içinde yapılan ORGANİK TARIM hamlesi olabilir mi. Yeni bölgemizin kurtuluş reçetesinin başında yer alan Organik tarım hamlesini tekrar canlandırması olabilir mi?

Önünden geçerken tüylerimizi ürperten, her an bir madde bağımlısının veya alkoliğin önümüze fırlamasından korku duyduğumuz metruk binaları yıkması olabilir mi?

Ya da olası bir yangın anında sokaklarına girilemeyen, ambulansların hastalarını alamadığı, dapdaracık, çocukların oyun oynayamadığı labirent misali sokakların kıskacında olan insanlarımıza KENTSEL DÖNÜŞÜM anlamında ki hizmet atağı olabilir mi?

İşte tam da bu noktada Bağlar Belediye Başkanı Hüseyin Beyoğlu’nun temsil ettiği bölge için attığı büyük adımlardan söz etmek gerekir. Mesela tamamen atıl durumda olan Bağlar Belediye Sporu Kulüp Başkanı Haşim Merdoğlu’nun güvenilir ellerine teslim ederek ligin üst sıralarına çıkardı, Bağlar Belediyesinin ve Bağlarlı futbolcuların isimlerini sürekli olarak MEDYA’ DA gündeme taşıdı. Sadece Futbol ile değil karate, atletizm ve daha birçok branşta yetenekleri keşfederek yeni bir ufuk açması olabilir mi?

En genç nüfusa sahip olan Bağlar ilçesinde ekonomik durumu iyi olmayan ve çocuklarını dershanelere gönderemeyen aileler için açtıkları tamamen ücretsiz ve modern eğitim hazırlık kursları olabilir mi?

Hep alıştığımız manzara olan oyu kaptıktan sonra insan içine çıkmaktan imtina eden tiplerin tam tersine her gün, her saat halkın içine girip ‘Emrinizdeyiz’ diyen olağanüstü, mütevazi bir kişilik olması olabilir mi?

Temizlik filosuna 90 araç katarak sokakları pırıl, pırıl yaptığı için mi?

Camiler, Kuraan Kursları, durumu uygun olmayanların evlerine dahi götürdükleri temizlik hizmetleriyle mi?

Yani daha sayamadığım birçok hizmeti hayata geçirmesinden dolayımı toplumun tüm katmanları tarafından alnından öpülen bir kişi olduğu içindir şahsi kanaatim.

Birde insanlara dokunmak var ya işte en önemlisi de o.

Bana göre, evet aslında var olan ama hep ötelenen, hep görmezden gelinenlerin sesi olduğu için kıymet ve değer kazandı, katlanarak ta kazanmaya devam edecek gibi. Yani Bağlar ilçesinde dengeler değişti.

Düşünsenize Dünyada bir tane Zerzevan kalesi var ve birkaç bürokratın dışında oraya giden olmamış, ne acı bir tablo değil mi? Öte yandan bu kıymetli tarihi mirası görmezden gelmeyen Başkan Beyoğlu’nun gerçekleştirdiği Zerzevan Kalesi ziyareti bu gün tüm gazetelerin sayfalarında geniş bir biçimde yer alıyor. İnternet medyasında ise ençok okunan haberler arasında çoktan yer aldı bile.

Peki, bu kültür elçiliği değilse nedir, bu görmezden gelinen tarihi mirasın Dünya Kültür Miras Listesine alınması gerektiğini haykırması sahiplenmek değil de nedir!

Sözüm o ki: Bazı insanlar vardır ki boş ver dersiniz, bazı insanlar vardır ki arkalarında dimdik durur destek olursunuz, bazı adamlar da vardır ki ADAM gibi adamdır, yanında yer alır birlikte mücadele edersiniz. İşte ben ve çalışma arkadaşlarımız ADAM gibi ADAM olan, ülkesi ve memleketi için seve, seve her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olan ve yapmaktan bir saniye dahi geri durmayan Sayın Hüseyin Beyoğlu’nun yanında ekip olarak gururla ve şerefle durmaya devam edeceğiz.

Zira memleketin kurtuluş reçetesini yakinen bilen bir kimliğin önünü tıkamak değil, her türlü pislikten arındırarak önünü açmak ve daha müreffeh bir Diyarbakır için var gücümüz ile çalışmamız gerekmez mi?

Saygılarımla

Ahmet BEŞENK

YORUM EKLE