Çözüme dönebilmek...

Çözüm sürecine yeniden dönmek ve barışçı bir ortamı yeniden oluşturmak için neler yapabiliriz?

Çözüme dönebilmek...
 HDP'yi ve onun temsil ettiği siyasi çizgiyi, her zaman, ülkemizin demokrasi arayış ve özleminin değerli bir parçası olarak gördüm. Bu siyasi akımın, öncesini, ortaya çıkışını, gelişmesini yakından izleyenlerdenim. 1960'ların ortasından itibaren gelişen sol hareketten de beslenerek olgunlaşan Kürt özgürlük hareketinin; çok haklı maddi temellerinin olduğunu, bir kitlesel ve toplumsal talebi temsil ettiğini, ilk günden beri görebiliyoruz. 50 yıllık siyasi ve mesleki yaşamımda, en çok ilgilendiğim mesele, Kürt meselesi oldu.

HDP, adım adım olgunlaşmış, değişim geçirmiş  ve toplumun giderek genişleyen bir kesiminin desteğini kazanmış bir birikimi temsil ediyor. Bununla birlikte, PKK da, bu koridorda çok ciddi bir ağırlığa sahip.

Biraz geçmişe gidelim.. Türkiye'de, uzun yıllar boyunca, Kürt kimliğiyle siyaset yapılması engellendi. Bu çabalar içine girenlerin başına, olmadık felaketler geldi. Partiler kapatıldı, Kürt aydınları ve siyasetçileri devletin hedefi oldu. Hatırlayalım: HDP öncesinde de, partiler kapatılıyordu, PKK, illegal bir güç olduğu için kapatılamadı, varlığını sürdürdü. Her kapanış ve yeni açılışta, PKK'nın ağırlığı artıyordu.

"HDP, PKK'yı dışlasın, yok saysın, ilişkiyi tamamen kessin" şeklinde çağrı ve beklentiler, zaman zaman dile getirilse de,  bunların çok da bir gerçekçiliği veya etkisi olmadı.   

HDP'NİN SORUMLULUĞU

7 Haziran seçimlerinin ardından başlayan "özyönetim" ilanlarının, hendeklerle, barikatlarla ve silah zoruyla kabul ettirilmesinin imkansızlığı, başından belliydi. Öfkeli gençlerin tepkileri etrafında örgütlenen ve PKK tarafından planlandığı anlaşılan bu çıkışın, başarı şansı olmadığını, Kürtlerin özgürlük davasına zarar vereceğini, tahmin etmek zor değildi.

Bu açmazı en iyi anlayabilecek olanlar, HDP'liler. Böylesine bir tablonun, uzun süre sürdürülemeyeceği belli. Endişelerimizin her geçen gün yoğunlaştığı bir düzlemdeyiz.

Devlet harekete geçti. Şunu söylemek mümkün: Çok ağır sonuçları olabilecek yeni bir sürecin başlangıcındayız... Böylesine bir duruma düşülmeden, hendekler konusu bir çözüme ulaştırılabilirdi. Olmadı... Bu tırmanışı önleyecek adımlar atılabilirdi, atılamadı... Hataları, eksikleri tartışabiliriz. Ancak esas soru şu: Çözüm sürecine yeniden dönmek ve barışçı bir ortamı yeniden oluşturmak için neler yapabiliriz?

Şunu görebiliyoruz: HDP yönetimi, özellikle çatışma ortamının yeniden başlamasından bu yana, olayların dışında. "Ne yapabilirler ki? Sonuç olarak, silahlar patlayınca, siyaset konuşamaz hale geliyor" diyebilirsiniz.

Gerçekten yapabilecekleri bir şey yok muydu? 80 milletvekili ve 6 milyon oy desteği, bir tercihi yansıtıyordu. Yasal alanda, meşru zeminde siyaset yapmaya olağanüstü bir destek kazanmışlardı. Bu birikimin hendeklerde erimesine fırsat verilmemeliydi.

OPERASYONUN SONUÇLARI

Devletin topyekün harekete geçmesi, çok ağır sonuçlar yaratabilir. Operasyon yapılan ilçeleri çok aşabilecek bir toplumsal travma riski var.

Kürtler, kimlik talebi açısından, artık vazgeçmeyecekleri, geri dönmeleri mümkün olmayan bir eşikteler. PKK'ya kızsalar da, hayatlarını alt üst eden uygulamalardan şikayet etseler de, ortada bir toplumsal gerçeklik var.

"Özyönetim" ilan edilen ilçelere yönelik operasyonların ne gibi sonuçlar yaratabileceğini kestirmek zor değil. Bu nedenle hükümet operasyonlarla bu işin bir sonuca ulaşmayacağını görebilmelidir.

Siyasetin bütün renklerini bir araya getirecek bir siyasi irade göstermelidir.

HDP'ye düşen görevlere gelirsek... Yeniden barış ortamına dönülebilmesi adına, daha cesaretli ve risk alan bir tavır geliştirilmesi; bu krizin aşılması adına önemli.

2013 Newroz'unda, Abdullah Öcalan'ın milyonların desteğini alan açıklamasını hatırlayalım: "Türkiye'de silahlı mücadele dönemi bitti, siyasi mücadele dönemi başladı. PKK silahlı güçlerini en yakın zamanda Türkiye'den çekmelidir."

Şunu da hatırlayalım: Öcalan, bu saptamaları, herhangi bir şarta bağlı olmadan yapmıştı...

HDP, bütün bu açılardan, kilit bir siyasi yoğunlaşmayı ifade ediyor.

Belli adımların atılmasında bir rol oynayabilirler.  

ORAL ÇALIŞLAR / RADİKAL

Güncelleme Tarihi: 18 Aralık 2015, 12:18
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER