“Böyle Gelmiş Ama Böyle Gitmemeli”

Diyarbakır ismi ağırdır,anlamı ve misyonu büyüktür. Sporda uzun yıllar bölgenin ağabeyi ve lokomotifi olmuştur. Diyarbakırspor, ortaya çıkış tarihinden itibaren elde ettiği başarılarla bölgedeki diğer kent takımlarına öncülük etmiştir. Ancak gelinen noktada Diyarbakır kenti sporda olması gereken yerde değildir,tarihteki misyonundan da bir hayli uzaktır. Bu tablo elbette tesadüf değildir, bir çok nedeni vardır. En önemlisi işin ehli olanların bu işten uzaklaşması ve meydanın ehliyetsizlere kalmasıdır.”Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler” misali. Ya da tencere-kapak misali de diyeliriz. Demek ki kentin spordaki kaderi ve idaresi yanlış insanlara teslim edilmiş. İş bilmezler de yıllardır kendilerine uygun bir mantıkla yerinde sayıyor,hatta günden güne kent sporunu kötüye sürüklüyor.

Herkesin bir kapasitesi var. Siz her elbiseyi her vücüda uyduramazsınız. Bir reklamda denildiği gibi kalite asla tesadüf değildir. “Bir insanı ya da bir yapıyı zorla kaliteli hale getiremezsiniz” demiş büyüklerimiz. Bu sözden yola çıkarak Diyarbakır takımlarına verilen desteğin karşılığının koca bir hiç olduğunu bugünkü tabloya bakarak görebiliriz.

Kaliteli ve liyakatlı insanların spordan elini çekmesi ister istemez ucuz insanlara Pazar kapısı açar. Bunun göstergesi takımlarımızdaki işleyişin ayaklar altına alınmış olmasıdır.

En önemli örnek Diyarbekirspor’da yıllardır devam eden ve bir türlü değişmeyen anlayıştır. Yönetim ve teknik anlamda “gelsin-gitsin”  anlayışının hakim olduğu bir kulübe dönen Diyarbekirspor, saha dışı yanlışlıklara saha içi yanlışlarını da eklemekte geri kalmıyor. Hangi futbol anlayışı ile oynadığı belli olmayan bir takım ve bu takıma taktik veren teknik heyet. Bu iş bu kadar ucuz olmamalı,kentin spordaki kaderi bu kadar ayaklar altına alınmamalı.

Turgutluspor maçı,adeta seyirci ve futbolun doğrularıyla dalga geçen bir sistemle sahada mücadele eden futbol topluluğunun temaşasıydı. İlk yarı atılan golün dışında ne yaptığını bilmeyen futbolcular,hocanın seyirci kalması ve yanlış tercihleriyle geçti. İkinci yarıda yapılan sözüm ona hamleler de tam bir fiyaskoydu.

Kondisyon olarak yetersiz olan Diyarbekirspor’un önümüzdeki süreçte işi bir hayli zor. Halide Edip Adıvarspor maçında alınacak olası bir kötü sonuç sadece Play-Off’un kaçmasına değil,düşme korkusu bile yaşatabilir. Yönetim en kısa zamanda takım içi ve takım dışı birlikteliği sağlamalıdır. Şu an bir kaos,güvensizlik ortamı hakim. Bu olumsuzluklara çare üretmek ve takımı ayağa kaldırmak yönetimin görevidir. 6 yıldır doğru giden bir şey yok. Bir sezon daha heba olma yolunda ilerliyor. Bu durum kimsenin de umrunda değil,asıl yanlış ve tehlike burada zaten.  Taraftarıyla,basınıyla,spor taban birlikleriyle kısacası tüm bileşenleriyle Diyarbakır bu konuda bir tavır,tepki ve irade geliştirmelidir. Kentin isminin bu kadar ucuz olmadığı anlatılmalı ve uygulamalarla gösterilmelidir.

Amedspor’a gelince. İki transferle lige devam edecek gibi görünüyor. Keçiörengücü karşısında oynanan oyun iç açıcı değildi. En kısa zamanda oyuncuların motivasyonları maça göre değil de tüm maçlara göre hazırlanmalıdır. Maddi sıkıntılarla boğuşan Amedspor’un sonu da umarım efsane Diyarbakırspor gibi olmaz. Çünkü kentte korkular yavaş yavaş hissedilmeye başlandı. Geçmişteki kötü ve acı örnekler insanların gözünde halen canlı larak duruyor. Demek ki yaşadıklarımızdan ders almamışız. Aman dikkat !.

YORUM EKLE