ÇOK BİLİMSEL BİR AYIP MI!

Takvimlerdeki tarih 21 Ocak 2014’ü gösteriyor, Haber Ajansları, TV ve gazeteler tarafından “D.Ü.'DE BİLİM VE TEKNOLOJİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KURULDU” başlıklı haberler çarşaf, çarşaf servis edildi. Bir sonra ki gün Türkiye’de ki bütün gazetelerde, TV’lerde, İnternet sitelerinde, dünyanın her yerinde Ortadoğu’nun en büyük, Dünyanın sayılı ve gelecek vaat eden, bilimsel çalışmalara ivme kazandıracak olan, umutları yeşerten 3 Bin metre kare üzerine kurulmuş olan Teknoloji Uygulama Ve Araştırma Merkezinin Diyarbakır tarihine bundan sonraki süreçlerde bilimsel başarılarla dolu notlar da düşüreceği belirtiliyordu.

2014’te büyük umutlar vardı, beklentiler yüksekti. Dünyanın sayılı üniversiteleri arasında yer alacaktık, ultra çalışmalarla bilime yön verecektik. Belki kanserin tedavisini bulacaktık derken adeta deterjan fabrikasına dönüşeceğimizi hiç düşünmemiştik, olur mu böyle bir saçmalık, Ortadoğu’nun en büyük araştırma tesisi bu, sabunluk muamelesi görür mü hiç, yada sabun dahi üretemeyip dışarıdan alıp sadece markasını değiştirecek kadar seviye düşürülür mü, sanmam. Zaman bu sürprizlerle dolu tabi. Ne de olsa güzel ülkemin çöpe atılacak tonla parası var öyle değil mi!

Yıl olmuş 2019, 3,5 yıl içersinde ne tür bir bilimsel başarının altına imza atıldığı ne duyuldu ne de görüldü. Aldığımız duyumlara göre son derece kaliteli sabunlar üretilmiyormuş 100 Trilyonluk, belki de 150 Trilyonluk tesiste, birde birkaç gıda testi yapılıyormuş diyor 3. Ağızlar. Zira, bu muhteşem tesisin sorumlusu kim diye sorduğumuzda ne bilen var ne de tanıyan.

Rektör beye mesaj yazmıştım geçenlerde görüşme mevzusunu, sanırım rektör bey mesajlarına da bakmıyor olsa gerek, keza her aradığımda mutlaka ulaşılamıyor olunması yoğun olduğunu gösteriyor ki bu yoğunluğu nedeninin Bilim Ve Teknoloji Uygulama Ve Araştırma Merkezinin olmadığından eminim.

Her fırsatta basın toplantılarında Dicle Üniversitesi Rektörümüz Sayın Talip Gül beyefendi Dicle Üniversitesinin ilim, Bilim, irfan yuvası olduğunu mütemadiyen söyleyip bilgilendiriyor ama gelin görün ki 3,5 yıllık Bilim Ve Teknoloji Uygulama Ve Araştırma Merkezinin yani Orta doğunun en büyük, Türkiye’nin 2. Büyük ve dünyanın önde gelen laboratuarında yapıldığı beyan edilen hiçbir bilimsel çalışmayı duymamamız ‘BİLİM YUVARALI’ için en büyük ayıpların başında yer almıyor mu, demezler mi bu nasıl bir ‘BİLİM YUVASI’ diye?

Hani ben Dicle Üniversitesinde bir yetkili olsam sorardım 3.5’un hesabını. Derdim 3.5 yıl geçmiş, siz ne yaptınız burada, getirin bakalım envanter defterini, neler var, neler yok, başlatırdım bir inceleme, sorardım hesabını. Hiçbir şey yapamasaydım bile en azından kuş yuvasına dönen 3 Bin Metrekare alana kurulan araştırma merkezinde kaç kuş türü olduğunu, kaç yumurta yaptıklarını, kaçından yavru çıktı diye sorardım, en azından kuş yuvası muamelesi yaparak bilimsel bir veriye ulaşırdım.

Zira, bahse konu Araştırma merkezinde 5 milyon TL değerinde tek parça cihazlar var ve bunların akıbetlerini bilmek hepimizin hakkı.

Tabi bunları yazıyoruz ama Rektör beye konu arz edilmese o nereden bilecek 3 Bin metre kare üzerine kurulmuş, döneminde trilyonlarca liraya mal olmuş, hastalara umut, bilim adamlarına ışık olan Laboratuarın varlığını, bilemez ki. Sanırım bilmediği daha çok şeyler var.

Hani bu tür şeyler anormal mi diye sorabilirsiniz, tabii ki değil, Dicle Üniversitesi için gayette normal.

Hiç unutmam geçtiğimiz yıldı sanırım, bir vatandaş bana 2 zarf ile gelerek başvurmuştu, Dicle Üniversitesinde Davetiyeli ihalelere katılmak için kendisine de davetiyenin gönderildiğini ama davetiyenin ihaleden 15 gün sonra eline geldiğini ki ihalenin yapıldığı gün davetiyenin gönderildiğini gözlerimle görmüştüm, isteyene de gösterebilirim de.

Şimdi bu ihale mevzusunu niye dedim diyenlere binaen konuşmayı şöyle sonlandırıyorum: İhale tarihinden 15 gün sonra davetiye mektubu gönderenlerin Ortadoğu’nun en büyük araştırma merkezinde bir şeyler üretmelerini beklemek deveye hendek atlatmak değil de nedir sizce?

Asıl soru ise şu: Devlet Planlama Teşkilatı, Dicle Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü, Karacadağ Kalkınma Ajansı ve TÜBİTAK tarafından yapılan, Türkiye’nin en büyük iki kurumu tarafından akredite edilen ve Bünyesinde kimyasal, gıda, çevre ölçüm, malzeme bilimi, biyoteknoloji, yenilebilinir enerji, yakıt analiz laboratuarlarıyla birlikte 23 araştırma laboratuarı ve 5 adet çalışma laboratuarı barındıran araştırma merkezi Türkiye'de bulunan en donanımlı teknolojik ve entegre araştırma merkezinin de içinde bulunduğu Dicle Üniversitesine Rektör iş ve işçi bulma kurumu gözü ile bakılmaması gerektiğini her fırsatta belirtip, bilim, ilim ve irfan merkezi olduklarını dile getiriyordu. Mademki Dicle Üniversitesi Bilim, ilim ve irfan yuvası, madem ki ellerinde de bu kadar kapasiteli bir araştırma merkezi bulunuyor, o zaman Dünyanın en büyük Araştırma merkezlerinden biri olan bu merkezde 3.5 yıldır ne tür ‘BİLİMSEL’ çalışmalar yaptıklarını da basın ile paylaşırlar diye umuyorum.

Ahmet BEŞENK

Saygılarımla

YORUM EKLE