DEVE MİSALİ, HER ŞEY Mİ EĞRİ OLUR!...

 Bu gün içimden birkaç başlık altında konuları ele almak geldi, karınca misali biraz oradan, biraz da buradan siz sevgili okurlarımız ile paylaşmak istedim. Sanırım okuyunca hepiniz parça, parça katkılar sunacaksınız sanırım.

 İL TEŞKİLATI DEĞİŞİYOR MU?

Birkaç gündür yüzlerce telefon, mesaj yetmiyormuş gibi Facebook, Skype ve Whatshap’tan atılan ortak mesajlar, “AK PARTİ DİYARBAKIR TEŞKİLATI GİDİYOR MU?” sorusu. Tüm bu sorulara yanıtım şöyle olacak: Durduk yere birçok insan Ankara’ya neden gider, il başkanı olmak için neden adam arar, bulduğunu sanır ve Altan, Altan çalışma yapmaya başlar? Bunlar şu anda yapılıyor mu? Açık ve net, evet yapılıyor. Madem değişecek söylentisi yok, bu insanlar neden şimdiden hareketlensin, piyasa yapmaya çalışsın. Dikkatinizi çekerse bazı STK’lar isimleri cilalayarak vitrinlerin sergilemeye başlamışla, herkes kendi adamını getirmek için algı yaratmaya başlamış bile. Birçok siyasetçi il başkanı olabilmek adına astronomik harcamalar yapıyor diye de haberler gelmiyor değil. Sorun şu eğer bu doğru ise ve gerçektende yüklü harcamalar yapılıyor ise karşılığı ne olacak?

 Bazı arkadaşlarımız köşe yazılarında 2 kişi üzerinde duruluyor gibi söylemlerle istemeyerek de olsa yine algı yaratıyorlar. Yok, öyle bir şey arkadaşlar, iki isim üzerinde falanda kimse durmuyor, kimse kendine piyasa yapıp birilerinin ekmeğine de yağ sürmesin, ütopyalarda dolaşmasın. Kimleri kast ettiğinizi ve referanslarının kimler olduğunu da çok iyi bilmeme rağmen yanılıyorlar. İki isim değil, en az 5 isim il başkanlığına oynuyor şu anda ki hepsini mercek altına aldığımızda çoğu görünmez bile kaldı ki sadece söylemdede kalabilir bu özdeyişler. Öte yandan evet, il teşkilatı ile ilgili hassa ve bir o kadar da kırılgan bir inceleme, bir çalışma yapılıyor çok yönlü, hem de çokça da ciddi bir araştırma yapılıyor bir cerrah titizliğinde. Ak Parti bölgeyi kazanmayı, desteğini almayı istiyor. Emin olun ki bu kez il başkanlığına hiç umulmadık, beklenmedik ve siyasilerin referansının alınmadığı, nema sağlatmayacak bir kimlik her an gelebilir. Yeri ve zamanı ise sürpriz.

 - - - - - - - - - - - - - - - -  

 BU NE LAHANA, BU NE TURŞU…

 Adını skandallarla andığımız Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi yine bir skandalın altına imza attı. Merak ettiniz değil mi bu ne diye?

Hatırlayanınız mutlaka olacaktır, bir süre önce 550 Bin TL’ye hastanenin çevresine asfalt dökülmüş ve kamu yararından söz edilmişti. Şimdilerde ne oluyor biliyor musunuz? Çevre düzenlemesi adı altında bu asfaltlar tamamen sökülmüş ve geri kalanda sökülüyor. Yani halka hizmet için harcanması gereken 550 Bin TL böylece alenen çöpe atıldı. Göz göre, göre yapılan bu skandal girişimin de çok yönlü soruşturulması gerekmez mi sizce?

 - - - - - - - - - - - -  

 SAHTE DİPLOMALILAR TEKER, TEKER TESPİT EDİLİYOR…

Ele almak istediğim bir diğer konu da Devletin hastaneleri. Hoş deveye sormuşlar neren eğri diye, deve demiş nerem doğru misali her tarafı çarpıklıkla nam salan, her tarafı eğri olan Diyarbakır’daki sağlık sektörünü masaya yatırıp biyopsi yapalım.

 Bilindiği gibi bir müddetten bu yana hastaneler sahte diploma söylentileri ile çalkalanıyor. Bu gün aldığım bir bilgiye göre şu ana kadar 150 ye yakın kişinin sahte diplomalı olduğu tespit edilmiş, yasal işlemler başlatılmış. Evet, bildiğiniz sahte diploma, yani her fırsatta dürüst bir kurum olduklarını beyan eden hastanelerimizde sahte diplomaların olması düşündürücü.

 Firma yetkilileri, kendilerinin işe aldıkları şahısların referanslarının siyasiler olduğunu muhabbet ortamında dillendiriyorlar diye de duyduk ve inandırıcı gelir mi, gelmez mi bilmem doğrusu. Zira haber bültenlerine para karşılığı eleman alındığı iddiaları müteahhit firmanın söylemlerini adeta doğrular nitelikte nede olsa.

 Buradan önemli bir çağrı da yapmak isterim aynı zamanda, soruşturma altına alınan firmaların DİCLE ÜNİVERSİTESİNDE de iş aldıkları ihbarlar arasında. Ne dersiniz, Dicle Üniversitesi gibi kocaman bir kurumda kaç sahte diplomalı olabilir sizce!...

Hani soruşturmanın ucunu fiskayadan öteye götürmek isteyenlere kısa bir not olarak düşüyorum.

 - - - - - - - - - - - - -

YAVUZ HIRSIZ…

 Bilindiği üzere Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği aktif olarak faaliyete girmeden önce Eğitim ve Araştırma Hastanesinden 3 kamyon dolusu hurda malzeme çalınmış ve polis kontrolüne takılmıştı. Bu olay o dönem gündeme gelmişti. O gün bu gün ne değişti diye soracak olursanız değişen hiçbir şeyin olmadığı gün gibi ortada. Hala malvarlıklarının hesabını veremeyecek olanlar incelemeye alınmadı ve hala aynı karaktersizliklerini devam etmekteler.

 Gelen ihbarlar arasında ayrıca hastanelerdeki HEK’e yani hurdaya ayrılan malzemelerin akıbetini de soruşturun lütfen diye notlarda var. Bilindiği gibi tıbbi hurdalar gerçektende değerlidir. Aldığım duyumlara göre geçtiğimiz günlerde 14 kamyon dolusu hurdanın 9 Bin liraya satıldığı beyan ediliyor. Zira Diyarbakır Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde 1999 model, çalışır ve ful bakımı yapılmış 17 yaşındaki bir araba göz göre, göre HEK’lendi, ayaklandı gitti. İddialar ağır ama birileri ilgilenir mi bu konularda veya ihbar kabul ederler mi onu bilmem. HEK’e ayrılmışmıydı yoksa çalındıktan sonra mı HEK’lendi hala bir gizem, hala bir muamma. Tabi 3 yıl önce Eğitim ve Araştırma hastanesinin bahçesinden çalınan aracı konu bile etmiyorum.

 Şimdi uzun, upuzun bir zamandır gerçekleşen bu illegal yasa dışılığı işin uzmanları aydınlatır diye düşünüyorum. Zira, bazı hastanelerimizin Başhekimleri bana göre bu işin peşini bırakmayacaklar. Bu ve benzer olaylara müsaide etmeyeceğine inandığım idarecilerimiz artık bu tür hırsızlıkları ortadan kaldırmak adına kameralar ile 24 saat izleme yapıyorlar. Yani bu hırsızların işi zor, gidip bazı yerlerin arka bahçelerini boşuna gezip, keşif yapmasınlar derim. Aksi taktirde deşifre olurlarsa mal varlıklarının hesabını veremezler…

 Gel gelelim ÇEMATEM konusuna. Bilindiği üzere ÇEMATEM Selahattini Eyyubi Devlet Hastanesine bağlı ve titizlikle takip altında. Zira, yaptığı olumlu çalışmalar ile gündeme gelen Devlet Hastanesi Başhekimi Şenol Gedik, işi şansa bırakmayarak benzer hırsızlık vakalarının olmaması için olayları yakından takip ediyor ve hiçbir suretle de hırsızlara geçit vermiyor. Darısı diğer hırsızlık vakalarının yaşandığı hastanelerinin başına.

 Kısadan hisse biz üzerimize düşeni yaptık, bu ve benzer yaraları az biraz kaşıdık, yarayı kanattık. Umalım ki sorumluları da yakında yargı önünde hesap verir.

 Saygılarımla

[email protected]

 

YORUM EKLE