Silvan'da Kadınlar Taciz Ve Tecavüze Karşı Yürüdü

Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde kadınlar cinsel taciz ve tecavüze karşı yürüdü.Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) çağrısıyla Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Silvan ilçe binası önünde toplanan kadınların yürüyüşüne polis...

Silvan'da Kadınlar Taciz Ve Tecavüze Karşı Yürüdü
Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde kadınlar cinsel taciz ve tecavüze karşı yürüdü.

Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) çağrısıyla Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Silvan ilçe binası önünde toplanan kadınların yürüyüşüne polis ilk önce izin vermedi. Polisin uyarılarına rağmen kadınlar bu duruma tepki göstererek bir süre BDP ilçe binası önünde bekledikten sonra kaldırımda sloganlarla ve taleplerinin yazılı olduğu dövizler taşıyarak etkinliğin yapılacağı Meya Kadın Merkezi önüne geldi. Silvan BDP İlçe Başkanı Kerem Canpolar, BDP İlçe Başkan Yardımcısı Şirin Dalkuş, BDP ilçe yöneticileri, belediye ve il kadın meclis üyeleri, DÖKH aktivistleri, Diyarbakır ve Silvan kadın kurumlarının yanı sıra çok sayıda kadın katıldı. Burada kadınlar adına basın açıklamasını okuyan DÖKH birleşeni üyesi Hülya Kanat, bugün Türkiye'nin her yerinde artarak devam eden kadına yönelik şiddet, kız çocuklarının sistematik olarak istismar edilmesi, kadın sınıfını kırımdan geçirme ve kimliksizleştirme pratikleri aslında erklerin kendilerini var etme biçimi olarak karşılarına çıktığını söyledi. Kanat, "Bugün kadın kırımına karşı Silvan'dayız. Yarın başka bir şehirde. Kadın sınıfının, kadın mücadelesinin her yerde her zaman var olduğunu haykırmak için, kadını yeryüzünden silmeye çalışan erkek egemen zihniyeti deşifre etmek için biz kadınlar mücadele etmeye devam edeceğiz. Bundan yaklaşık 1 yıl önce kendinden 20 yaş büyük olan Recep Y., tarafından Silvan'dan kaçırılan N.K. Batman'da tekrar tekrar istismar edildi. Bir süre kadar yurtta kaldı ve yeniden ailesine dönüp hayatında yeni bir sayfa açmak istedi. Ancak erkek egemen anlayışın yarattığı erkeklik buna izin vermedi ve toplum nezdinde zaten yaftalanmış, yaşadığı istismarın sorumlusu kılınmıştır. N.K. ifadesinde yaşadığı tecavüzden haberdar olan Muharrem U., Mehmet, Abdullah, Barış, A. ve Nihat isimli şahısların kendisini 19 Ağustos 2012 tarihinde 21 FA 501 plakalı araçla alarak Malabadi Köprüsü yakınlarında ormanlık bir alana götürüp uyuşturucu madde verdiği, daha sonra Muharrem U. ve Mehmet adlı şahıslar tarafından tecavüze uğradığını söylemiştir. Olay emniyete ve yargıya yansımasına rağmen bugüne kadar herhangi bir işlem yapılmamıştır. Tecavüzcüler halen aramızda dolaşmaktadır. Bugün burada N.K. ve tabi onun şahsında kadın kırımı politikalarıyla öldürülen, tecavüze uğrayan, iradesi kırılan bütün kadınlar adına yek avazdan bu topraklarda tecavüze geçit vermeyeceğimizi göstermek için bir araya geldik. Demokratik Özgür Kadın Hareketi'nin bileşenleri olarak Silvan'da vuku bulan bu istismar yaşandığından beri N.K.'nın ve ailesinin yanında olduk bütün örgütlü kadın kurumları olarak davanın takipçisi olmaktan da vazgeçmedik, geçmeyeceğiz" dedi.

"12 YAŞINDAKİ KIZ ÇOCUĞU KORUMASIZ"

Mahkemelerin 'rızası vardır' yaklaşımının karşısında ısrarla 12 yaşında bir kız çocuğunun rızasının aranmayacağını haykırdıklarını aktaran Kanat, "Yaşadığı ilk istismardan sonra onlarca başka erkek tarafından istismar edilişinin hukuki soruşturmasının aylardır tamamlanmamış olması erkek yargının, erkekliği korumasından öte değildir. 12 yaşındaki bir kız çocuğunun devlet tarafından korumasız ve güvencesiz bırakılması, anayasasında demokratik, sosyal bir devlet olarak kendisini değerlendiren bir devlet açısından yerel ve uluslar arası anlamda bir hak ihlalidir. Bu kız çocuğunun yaşadığı bu travmada devletin büyük sorumluluğu olduğunu unutmamak gerekir. Sosyal devlet olma sorumluluğunun, dezavantajlı çocuklarla daha çok ilgilenme, sağlık hizmetlerine daha güvenilir yöntemlerle ulaşabilme imkanlarını doğurması gerekirken bu kız çocuklarının istismara bu denli açık olmalarının devletin sorumluluğundan başka bir açıklaması yoktur. Erkekliğin, kadının bütün yaşamını zapt u rapt altına alma, yaşamına son vermeye sürükleme hallerinin bir sonucu olarak yaşanan bu olayların, yargı tarafından temkinli incelenmesi ve bundan sonraki hayatını sağlıklı geçirmesi şartlarının oluşturulması birincil adım olması gerekirken; hukuk, adalet ve insan haklarıyla çelişmek, var olan hukuksuzlukları görmezden gelmektir. Kadın bakış açısına duyarlı, bütün azınlıkların kendi renkleriyle var oldukları, toplumu yeniden inşa etme sürecine girdiğimiz bu günlerde, kadın kırımı politikalarını deşifre etmek ve alternatif toplum modelini yaratmak; biz kadınların temel mücadele gerekçesi olarak rolümüzü ve misyonumuzu yerine getirmemizle mümkün olacaktır. Savaşların birincil muhatabı olmamız bizlere toplumsal barışı sağlama noktasında öncülük tanımıştır. Devletlerin yarattığı savaşlar ve bu savaşların göç, yok etme, asimile etme politikaları en çok biz kadınlara etki etmiş, kadınlığımızı elimizden almaya çalışmıştır. Bu politikalara karşı her an her yerde örgütlü kadın mücadelesini yükselterek cevap olduğumuz gibi bu yeni süreçte de biz kadınlar kırıma geçit vermeyeceğiz. Kimliğimize, bedenimize, kültürümüze ve dilimize dönük her türlü yok saymaya karşı, biz buradayız demeye devam edeceğiz. Bugün Silvan'da yaşanan ama evlerin duvarları arasında kadınları, kız çocuklarını tacize, tecavüze maruz bırakan erkek egemen anlayışı yine bu anlayışın yürütücüsü olan sistemin savaşın sebebi, etkileri-sonuçları olduğunun farkındalığıyla, Kürt kadınları olarak mücadeleye devam edeceğiz. Bu sebeple bütün örgütlü kadın güçlerini bizlerle dayanışmaya, Kürt ve kadın kimliğimizden kaynaklı yaşadığımız bu kırım karşısında beraber durmaya çağırıyoruz" diye konuştu.

Polis bölgede yoğun güvenlik önlemi alırken, basın açıklamasının ardından kadınlar sessiz bir şekilde dağıldı.

Güncelleme Tarihi: 21 Mayıs 2013, 16:09
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER