LAY, LAY, LOMCULAR SAHNESİ…

                     2019 yılında yapılacak olan seçimin vahametini sanırım kimse anlamış değil, en azından buradan bakınca oralar öyle görünüyor. 2019 yılına hazırlıksız girecek olan, kendi içindeki emniyet supaplarını emniyete almayanlar mutlak yenilgi ile bayrağı farklı versiyonlara, satılmışlara teslim edecek gibi görünüyor. Sonuçlarının nasıl tezahür edeceğini, ne olacağını, kazanımların birer, birer heba olmasına seyirci kalınacağını kimsecikler algılamıyor olsa gerek.

 Bu iş öyle ben olayımla olmuyor, bu iş ağır, zor ve büyük ustalıkla işlenmiş bir nakış gibi, engin bir bakış açısı gerektiriyor. Bu iş doğruluğun ağır yükünün altına elini değil canını sokmaktır. Öyle 2 Binli yıllar öncesi ‘ben istemem de yan cebime koyun’la olmaz, bu iş şimdikilerin yaptığı gibi deveyi hamutu ile yutmakla da olmaz.

 Söylendi, söylendi ve son güne kadar, son dakikaya kadar söylendi, sonunda da Ak Parti l Başkanı Muhammet Dara Akar, önümüzdeki kongrede aday olmayacağını açıkladı. Daha adamın sözlerinin yankısının akislerini duyarken bu kez de ne melem bir şey ise herkes Ankara’da pür hazır. Ne ara bu kadar adam çağrıldı merak ediyorum doğrusu.  

 Gerçi Akar, açıklama yapmadan çok önce onlarca kez görevden alındı, yerine haftada bir atananlar oldu, birileri Ankara’ya çağrıldı, birileri sadece kapıda bekleyebildi. En meşhur olanları da namı diğer çaycı Nezir’in mekanında afilili fotolar çektirip sosyal medya podyumunda sergiledi. Gerçi Nezir Büyüm kardeşimizin Ak Parti Genel Merkezine çağırıldığı yönünde duyumlar aldık, malum yine sosyal medyadan. Bu gün, yarın anlaşılır mevzunun iç menşei.

 Son dönemlerin en favori modası arasında birde ben istemem. İstemiyorum ha, yan cebime koyun ya da bu böyle olmalı söylemlerinin altına fake hesaplarla büyüksün baba söylemlerinin etiketlenmesi geldi aklıma.
Kutbettin Arzu beyefendinin kesin atandığı söylemleri de tabi sosyal medya mecrasının ayrı bir nehrinde, farklı bir kulvara akıyor.

 Hoş, kim gelirse gelsin muhakkak ki hakkında destanlar yazılacak, emin olun hiç biri için de ne iyi konuşulacak ne de iyi sonla anılacak.

 Yine herkes birinin adamı, adamlarda bir başkasının adamı olarak lansmana çıkacak. Yani bir baksanıza vitrine, bu kışa uygun bir palto var mı şu anda vitrinde? ALLAH aşkına verilen örnekler ile olması gerekeni yan yana koyduğumuz zaman, vicdan ile cüzdan çıkarımı sonrasında isim ortaya çıkarılmalı.

 Birde bu aralar birileri gelecek olan Milli piyango talihlisine ayar çekip duruyor. Şimdiye kadar kimse beklemezken şimdilerde beklentiler arzı endam ediyor. Kaleminden akan kara kanı bilmeden, dillerinin çatalının aldığı koku ile tıslayan birileri ise maddelere maddeler ekleyip döktürüyor ruhundaki yanlışları tersinden söyleyerek.

 Kimileri de nasıl olmamalıdırı özetleyip duruyor. Kimileri bir diğerini hırsız ilan ediyor, ötekiler de ötekileri öne çıkartıyor, Yani bazıları, bazı şekilde farkındalık ortaya koyduğunu sanıyor. İşin özü hepsi kendini mazata atmış, postu pahalıya satmanın derdinde. Sonra yeni bir jenerasyon daha türemiş ‘Göreve talip değilim ama verilirse de kaçmam’ ayarında olanlar.

 Memlekette yıllardır sorun üstüne sorun varken sesi, soluğu çıkmayanlar inlerinden 'gün bu gündür' diyerek rahvan atlara rakip hızlı yol almanın gayretindeler.

Siyaseten geçmişini öne çıkartılarak memlekete zerre miskal fayda olmayanlarda podyumlarda yerini almış.

 Ben hayata lay, lay, lom, lolipop, armut piş, ağzıma düş tarzında bakanlara artık bir şey vermeyin diyorum, sonra toplarını kaybediyorlar, ardından karakterlerini sonra da haysiyetlerini. Bu mesele bu kadar lay, lay, lom bir mesele değil be kardeşim, hayat, memat meselesidir...

YORUM EKLE