NASIRANLI NE YAPIYOR?

University of Toronto Schools (Bloor Campus), Harvard Hukuk Fakültesi, Yale Üniversitesi, Harvard Üniversitesi gibi birçok üniversiteyi bitiren, onlarca kitabı ile dünyada yeni trendlere kapılar aralayan David Frum, ‘Hiç kimse politik karşıtları arasında bölünme oluşturmadan bir seçimi kazanamaz.’ diyerek seçimlerde oy kazanmanın asıl stratejisinin rakibinin oyunu kazanmaktan geçtiğine vurgu yapar.

Günümüzde ise klasik seçimlerde size ayrılan bir kafesin bulunduğu sınırları geçmemeniz noktasında ise sıkı sıkıya tembihler yapılarak alan işgali yapılmaması hususunda öğütler veriledurur.

Önceki gün Sur içinde, sonraki gün Kuyumcular çarşısında bir belediye başkan adayının dolaştığını gördüm. İlerleyip baktığımda ise Kayapınar Belediye Başkan Adayı Cevdet Nasıranlı olduğunu fark ettim. Tesadüf odur ki bir önceki günde yine seçim bölgesi olan alanda bulunan teşkilattan bazı isimler ‘Ne işi var orda, burada. Kendi bölgesini bitirdi, sıra oraya mı geldi!’ diyerek sitemlerde bulunmuştular. Sahi şu Cevdet Nasıranlı ne yapmaya çalışıyor diye sormamak mümkün mü?

Bende dayanamayıp ne işiniz var burada, teşkilatınız sizden bu anlamda şikayetçi diyince oda cevap hakkını kullandı. Seçmenin Diyarbakır’da her noktada olduğunu ve özellikle ikametgâh üzerinden siyaset yapmanın yanlış olduğuna vurgu yaparak bir başkan adayının kendi partisinin de tanıtımı ve diğer adayların da tanıtımı için yaptığı ziyaretlerin uygunluğundan söz etti.  Aynı gün içinde hem kuyumcular çarşısı esnafıyla görüşürken kıssa bir müddet sonra Dicle Üniversitesine de uğradığını dillendirdi. Zira Dicle Üniversitesindeki uzmanlarla bölgesini kalkındırmada ortaklaşmak istediğini beyan ettiğini belirtirken yine sur içinde bir çiftçi ile sohbetinde seracılığı kendi bölgesinde geliştirerek sebze, meyve alanında piyasalardaki fahiş fiyat artışlarına dur demenin yöntemlerini de araştırdığına dikkat çekti.

Velhasıl kelam bir gün Sur’da olan Nasıranlı, bir diğer gün Karacadağ zirvesinde Kayak merkezinde görülebiliyor ve seçim arenasında ciddi bir farkındalık yarattığına inanıyor.

Peki, gerçektende farkındalık yaratıyor mu, gerçekte rakibinden oy kapabiliyor mu diye baktığımızda ise Kayapınar cenahında esen yelin Ak Partiye doğru evrimleştiğini gösteren emarelere rastlamak mümkün. Zira rakip takımdan yaptığı transferlerle meclis üyeliği listesi ciddi bir sirkülâsyonun olacağının da işaretçisi gibi.  

İlçe teşkilatları ‘Nasıranlı ne yapmaya çalışıyor!’ diye söylenedursun farklılıkların her zaman Diyarbakır ekseninde kolay kabul gördüğü örnekleri ile hasıldır.

Peki, bu sıra dışı adaylık çalışmasının götürüsü var mı diye soranlar olacaktır mutlaka, bana göre kesinlikle artısı olur, eksisi olmaz. Nihayetinde amaç herkeslere ulaşmak ve oyların yön tayinini sağlamaksa bence oldukçada yerinde bir stratejidir. Öte yandan mevcutta pas geçilen bu kadar seçmenin olduğu bir ortamda yapılan doğrusu isabetli bir seçimdir.

Bir dipnotun altını çizmeden de geçmek olmaz: Önceki gün Rahmetli Necmettin Erbakan’ın anma günü münasebeti ile Anadolu Gençlik Derneği tarafından düzenlenen programda MGV’li olmaktan gurur duyduğunu belirten birçok simanın yine bu programda olmaması üzgünlük yaratmıştı, zira yine Ak Parti cenahından Başkan adayı Cevdet Nasıranlı’nın dışında kimsenin katılmaması ise hiç kimsenin dikkatinden kaçmadı. Tabi bu manzara ‘arada dargınlık mı var?’ Yorumlarına neden oldu. Günün her saatinde birçok kişi MGV’li olmaktan duydukları onurlu duruşu sürekli gündeme getiriyor oysaki. 

Dar alana sıkışan siyasetçi seçimi düşünebilir ama devlet adamı yetiştirmek isteyenler ise sınırları zorlamalı, farklı olabilmeyi başarmalı diye düşünüyorum. Siz ne dersiniz?

Saygılarımla

Ahmet BEŞENK

YORUM EKLE