NE OLDU SİZİN İNSANLIĞINIZA!...

 İnsanlar çok değişti, dikkat etmek lazım. Biriyle el sıkıştıktan sonra beşi de yerinde mi diye parmaklarını saymak zorundasın.” Diye bir söz var, tıpkı günümüzün insanlığına vurgu yapan.

 Benim güzel şehrim, sahabeleri, nebileri, tarihi buram, buram insanlık kokardı güzel şehrimin bir dönem…

 Her gün şahit olduğum yeni manzaralar artık beni büyük bir karamsarlığa itiyor. Diyarbakır artık medeniyetin, insanlığın, vefanın ve nezaketin başkentiydi tarih boyunca.

 Artık göremiyorum bahse konu olan mevcudiyetleri, neden mi? Birkaç neden sayayım o zaman…

 Dün bir trafik kazası oldu Ofis semtinde, birileri düşmüştü can derdine ama ne yazık ki yolun 3 dakika trafiğe kapanmasına dahi dayanamayarak kornalara asılanlara şahit oldu. Kazada yaralanan şahıs yerden doğrularak ‘Ne oldu lan sizin insanlığınıza, bu kadar mı tükendi tahammülleriniz’ oysaki yapılması gereken araçlarından inerek ilk yardıma koşmaları gerekiyordu bence.

 Biliyorsunuz 31 Aralık tarihinde başlayan şiddetli kar yağışı devam etti uzun süre. Hayvanlar aç, soğukta üşüyor. Belki bir umut ‘İNSANIZ DİYENLER’ yardım eder diye beklide çaresizce sokakları arşınlarken hayvanları tekmeleyen, taş atan geri zekâlılarla karşılaştım gün boyu. Sokakta ayağında ayakkabısı olmayan çocuğun yüzüne bakmayanları saymıyorum bile.

 Sosyal medyada insanlar bangır, bangır bağırmadı mı yasak kalktığı zaman sur içinden alış veriş yapmak için. Bu çağrılar playboyluktan öteye geçti mi? Dün Urfa Kapıdan Balıkçılar başına kadar gittim. Alış veriş yapmak için kimsecikler yoktu. Esnafın bir bölümü açmış dükkânını olmayan sinekleri avlıyordu. Oradan ayrılıp AVM’ler bölgesinde tur atınca içleri acıtan manzarayı gördüm. Tıka basa insanlarla doluydu AVM’ler. Hatta sosyal medyada ‘SUR ESNAFI İLE DAYANIŞMA’ martavallarını okuyanlardan bazıları ile de göz göze geldim. Bumu lan sizin adamlığınız.

 Velhasıl Kelam insanların artık özü ile sözü bir değil sevgili dostlar. İnsanlık Diyarbakır sokaklarında maalesef son nefesini de verdi.

 Ünlü düşünür Tolstoy: “Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder de, kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez” demişti maalesef, maalesef ki ne kadar doğru değil mi?

 

Saygılarımla

[email protected]

YORUM EKLE