O TIRPAN Bİ GELSE, GÖRECEĞİM SİZİ!...

         Oldum olası insanları kıyafetleri ile ağırlayanları hiç haz etmedim, hiç sevmedim. Bir topluma girdiğinizde önünüzde altınızdaki arabanın ve üzerinizdeki kıyafetin hatırına önünüzde kalkan olanları hiç tasvip etmedim.

 

Geçtiğimiz günlerde bir arkadaş meclisine girmiştim, tabi oradaki insanların büyük çoğunluğu ile tanışmamamıza rağmen mesleki açıdan tanıyorlardı beni. Sıra tanışma faslına gelmişti ki tanıştıran arkadaş, bu kişi iş adamı, şuranın, buranın sahibi, şu arkadaş müteahhit, çok varlıklı bilmem ne, bunun gibi çok abartarak insanları tanıştırdı.

 

Tanıştık, oturduk, sohbet sohbeti açtı, herkes mal varlığından, işletme hacimlerinden söz ederken kimsenin karakterinden veya insanlığından söz etmemesi dikkatimi çekti. Servetleri ölçüsünde saygı beklediklerini fark ettim bir anda. Tabi ortamda söz sahibi olanlar servetleri ölçüsünde seslerini gür çıkartıp konuşma süresine sahip oluyordu ki buda gözümden kaçmadı.

 

Muhabbetin farklı noktalara gitmesini beklerken, hep aynı eksende ya servetin katlanması, ya da bu hafta tatil yapacakları yerin planını konuşmaları beni rahatsız etmişti doğrusu. Arkadaşıma, hayırdır, beni niye davet ettin diye sitem ederken, bak bu beyde falan mekanın sahibi, çok zengin deyince orda koptum. Ya arkadaş beni ne ilgilendiriyor bu beyin serveti diye çıkıştım. Servet onun serveti mi, benim mi, senin mi? Adam ağzını açıyor car, car, car konuşup, salyasını sağa sola saçıyor, senin değer yargın bu mu? Diye laf söyledim. Doğrusu epeyi bir sinirlenmiştim, ben karşımda adam beklerken, bir avuç beyinsizle aynı atmosferin havasını solumak zorunda kalmıştım.

 

Çok paranız olabilir amenna, çok büyük işletme sahipleri de olabilirsiniz eyvallah ama içinizde insan sevgisi, toplumun yararına hamleler, iyi niyet ve hoş görü yok ise buna da tövbe estağfurullah derim.

 

Kimsenin ekonomik yapısını eleştirdiğim yok, kimse bu şekilde de algılamasın lütfen ama insanlar üzerlerindeki çuvala göre değil de beyinlerini kullandıkları oranla lütfen değer görsün. Artık kıyafetle ağırlamak, kıyafetle uğurlamak alışkanlığından vazgeçelim.

 

Boşuna mı yüce yaradan YUNUS Suresi 24. ayette: “Dünya hayatı tıpkı gökten indirdiğimiz yağmura benzer. O yağmurla insan ve hayvanların yiyerek beslendikleri bitkiler bol bol yetişir; yeryüzü renk renk, çeşit çeşit mahsullerle süslenir. Yerin sahipleri bütün bunlara malik olduklarını sandıkları bir sırada, geceleyin veya gündüzün birden emrimiz geliverir de, orayı hiçbir şey bitirmemişe çeviririz. İşte biz âyetlerimizi, düşünen insanlar için böylece apaçık beyan ederiz.” Diyor.

 

Yani kısadan hisse o böbürlenerek, gür seslerinizle attığınız zenginlik nidaları, her an bir tırpana gelebilir. İşte o zaman size gerçekten değer verenler olacak mı? diye çok merak ediyorum.

 

Saygılarımla

[email protected]

YORUM EKLE