“ALKIŞI BOMBA SANIYORLAR”

AHMET BEŞENK Diyarbakır’da yaşanan çatışmalı süreç ve bu sürecin oluşturduğu ağır hasar en çok ta çocukları vuruyor. “Sınıfta alkış çalındığında dahi silah sıkıldığını ve bomba atıldığını düşünüp öğretmenlerinin arkasına saklanıyor Sur’un mazlum çocukları.” diyen Özel Esenfen Koleji kurucusu Hamit Canseven ve ekibi kapı, kapı dolaşarak Sur mağduru çocukları pedagog yardımı ile tekrar topluma kazandırmaya çalışıyor. Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yaşayan yoğun çatışmalı ortamdan dolayı göç etmek zorunda kalan Sur ilçesi sakinlerinin çocukları ne durumda? Eğitim ve öğretimi aksayan çocukların ruh hali nasıl? Yaşadıkları korku dolu anları nasıl tarif ediyorlar? İşte tüm bu soruların ve daha fazlasının cevabı:

 “ALKIŞI BOMBA SANIYORLAR”

 BEŞENK: Öncelikle yaşanan çatışmalı süreci değerlendirmenizi istiyorum.

CANSEVEN: Sevgili Beşenk, biliyorsunuz ki bende bu kadim memleketimizin sur ilçesinde doğup büyüdüm. Eski adıyla Memedin Mahallesi, yeni adıyla Ziya Gökalp Mahallesi Yeşil Sokak ta. Bilinmelidir ki imtihanı büyük olanın mükâfatı da o kadar büyük olur. Bu coğrafyanın da, kadim memleketimin de şu anki imtihanı çok çetin, çok büyük ve çok zor geçiyor. Görünen o dur ki bu tarih boyunca bu coğrafya üzerinde oynanan kirli oyunlar, kabuk bağlayan yaralar tekrar kaşınarak, kanatılmak isteniyor. Hiç kimse ne kendini nede bu halkı kandırmasın, tarih boyunca tekerrür eden ve şu anda nükseden bu olaylar sadece Kürt - Türk savaşı ya da barış, özgürlük mücadelesi kesinlikle değildir. Hiç kimse bilmese de bizler bunu çok iyi biliyoruz ki Türk halkı ve Kürt halkı bir elmanın iki yarası gibi bölünmez bir bütündür. Tarihten bu güne dek bakıldığında her savaşta omuz omuza olan, her zorlukta yan yana duran bu iki halk maalesef ki son dönemlerde aralarına fitne, fesatlık bulaştıran dış mihrakların kurbanı olmuş bir durumda. Coğrafyamızda maalesef huzur denen bir ortam şu an itibarı ile yok. Yok, ama hayal de değil. Huzur ve barış karşılıklı diyalog ile karşılıklı güven ile gelir. Açık ve net olarak belirtmek istiyorum ki, bu iki halk bölünürse yok oluruz fakat güven temelleri ile birlik ve beraberlik içerisinde yaşamayı da başarabilirsek karşımızda ne dış mihraklar durabilir nede böyle kan dökülür.

BEŞENK: İşletmeniz dâhilinde olan bu okulda kaç sur mağduru çocuk bulunuyor?

 

CANSEVEN: Evet doğru sur ilçemizde uzun bir süredir kaos ortamı huzursuzluk ve buna paralel olarak orada yaşayan tüm vatandaşlarımızın mağduriyeti söz konusu. Bu olaylar neticesinde en fazla etkilenen elbette ki yavrularımız. Bizler eğitimci olarak imkânlarımız doğrultusunda bu yavrularımızdan bazılarına kapılarımızı sonuna kadar açtık ve açmaya da devam edeceğiz. Benden sayı istiyorsunuz evet sadece şu kadarını söyleyebilirim ki şu ana kadar hatırı sayılı bir rakama ulaşmış durumdayız. Elimizden geldiği kadarı ile de eğitimlerinden geri bırakmamaya, sosyal yaşantılarını normal düzeye getirmek içinde tüm gayretimizi ortaya koyacağız. Basın olarak ta sizlerden ricamız bunları mütemadiyen takip etmenizdir.

BEŞENK: Bu çocuklarımızın giderleri kimler tarafından karşılanıyor?

CANSEVEN: Eğer bizler eğitimci olarak kapılarımızı bu şekilde sonuna kadar açmışsak elbette ki bu yavrularımızın da muhtelif giderlerini bizler karşılamak zorundayız. Şu ana kadar kendi imkânlarımızla çocuklarımız için hiçbir yardım kampanyası dahi başlatmadan kendi imkânlarımız doğrultusunda eğitim araç gereçlerini, kılık kıyafetlerini ve gündelik temel gıdalarını kendi bütçemizden karşıladık. Allah güç kuvvet verdiği müddetçe de eğitim öğretim dönemi boyunca karşılamaya da devam edeceğiz. Bu olay minnetsizdir övünülecek bir durum da değildir. Bilakis bizlerin insani ve mecburi görevidir.

BEŞENK: Çocukların psikolojilerini elbette ki gözlemliyorsunuz. Psikolojileri ne durumda?

CANSEVEN:  Aylardır Diyarbakır’da yaşanan durum yetişkinleri bile derinden sarstığına göre çocukları etkileme boyutunu varın siz düşünün. Her ne kadar eğitimci olsak da, çocukların gelişiminde çok boyutlu bir eğitim yaklaşımı ile çocukları anlama fırsatımız Oluyor. Yaşanan durumun çocukların psikolojisi üzerinde nasıl bir etki bıraktığını tam bilemiyoruz. Kimse de bunu hemen kestiremez. Bu da şu demek: etki o kadar büyük ki bu etkinin boyutunu belirlemek imkânsız bir hal alıyor. Bu etkiyi tam olarak ölçmek de çok zor olacağına inanıyorum. Ancak şu anda bu çatışma durumuyla karşı karşıya kalan çocukların bir kısmını belirleyip yıllarca devam edecek olan bir araştırma ile ortaya çıkabileceğini düşünüyorum. Yine de biz eğitimci olarak çocukların yaşadıkları psikolojik durumu gözlemlerimizden ne durumda olduklarını görüyoruz. Bunu da okulumuzda birebir gözetleyip çareler aramaktayız. Çünkü okulumuzun kapılarını yaşanan durumdan dolayı mağdur olan bir kısın çocuğa açtık. Çocukların gerek sınıf içinde olsun gerekse de sınıf dışındaki sosyal aktivitelerde psikolojilerinin çok büyük oranda etkilendiğini görüyoruz. Örneğin bir alkış sesi bile çocukları, bir bomba veya silah patlatılmış gibi korkup hocalarına sığınanlar bile var. Bu durumun ne kadar etki ettiğini bu ve benzeri gibi durumlardan anlayabiliyoruz. Biz, yaşanan durumun ve çocukların yaşadığı etkinin farkında olan eğitimciler olarak okulumuza gelen çocuklara her yönüyle en iyi şekilde yaklaşmak ve onlara içlerinde bulundukları psikolojik durumdan kurtulmaları için hocalarımızla büyük bir gayret gösteriyoruz. Bu gayretimiz de devam edecek. Netice de çocuklarımız bizim geleceğimiz. Geleceğimizi hasta değil; sağlıklı, düşünen ve düşündüklerini değerlendirip pozitif anlamda topluma yön verecek bir şekilde yetiştirmek hepimizin ve en evvelinde de biz eğitimcilerin görevi olduğunu düşünüyorum

BEŞENK: Bu çocuklarımızı özel bir rehabilitasyona tabi tutuyor musunuz?

CANSEVEN: Okulumuza gelen öğrenciler için özel bir rehabilitasyon eğitimine tabi tutmuyoruz. Bu bariz bir ayrımcılık olur ve çocuklarımızı daha çok etkiler. Ancak tüm eğitim kadromuzla pedagojik eğitim ile bu çocuklarımızın ihtiyacı ne varsa onu karşılamaya büyük bir gayret gösteriyoruz. Tabiî ki durumunun çok kötü olduğuna kanı getirdiğimiz bir çocuğumuz da olursa onu özel bir

rehabilitasyon programına da yönlendirmek yine bizim görevimizdir. Netice de burası bir eğitim kurumu ve çocukların gelişimi ve sağlıklı bir eğitim almaları için ne gerekiyorsa onu yapmakla sorumluyuz. Yine de umut ediyoruz ki çocuklarımız özel rehabilitasyona ihtiyaç duyacak kadar etkilenmemiş olsunlar.

 

BEŞENK: Okulunuzda öğrenciler için bir Pedagog var ama dışarıdaki çocuklar bu kadar şanslı değil, dışarısı içinde bir çabanız var mı?

 

CANSEVEN: Dışarısı için elbette ki elimizden gelen çabayı sarf etmeye gayret gösteriyoruz. Gerek şahsım, gerekse mesai arkadaşlarım sık, sık sur içerisinden gelen aileler ile bir araya gelip yaşam koşulları hakkında bilgi ediniyoruz. Bunun için haftanın birkaç günü, mağdur vatandaşlarımızın yoğunluklu yaşadığı sokakları, santim, santim araştırıyor ve onlarla bir araya geliyoruz.

Bu çalışmalarımızın neticesinde edindiğimiz bilgiler ve izlemlerimiz ile de gerekli yöntemleri istişare edip çalışmalar yapıyoruz. Daha önceden de söylediğim gibi herhangi bir yarım kampanyamız yok fakat ben ve mesai arkadaşlarımız üzerimize düşen maddi ve manevi imkanlarımız seferber etmiş vaziyetteyiz. Gönüllülük esasına göre, branşımız olan alanda çocuklarımızı hiç bir koşulda yalnız bırakmıyoruz. Mesai arkadaşlarımız ile birlikte bu travmadan olumsuz etkilenen yavrularımıza pedagoglarımızın da katkıları ile çare olmaya çalışıyoruz, karınca misali.

Güncelleme Tarihi: 09 Şubat 2016, 13:12
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER