Türkiye’nin stratejik anlamda büyük bir önem arz ettiğini kaydeden ta Fetö ile Mücadele İzleme Platformu Diyarbakır temsilciliğini yapan Muhammed Beybur, yer altı kaynaklarının da göz ardı edilmemesini belirterek şunları kaydetti: “Türkiye, Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının birleştiği noktalarda bir köprüdür ve aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğunun ihtişamlı, bir o kadar da ihanete uğramış varisidir.
Türkiye, Dünya güç dengesini etkileyebilecek çok yönlü çıkar ve güç çatışmalarına sahne olan Ortadoğu’daki petrol kaynaklarına yakınlığı ile emperyalist ve kapitalist azgınların hedefinde olan bir ülkedir. Akdeniz'in egemenlik kapılarından biri olan Marmara Denizi ve Boğazlar bölgesini elinde bulundurması nedeniyle, Ortadoğu, Basra Körfezi'nden Ege'ye kadar Doğu Akdeniz'i kontrol edebilecek coğrafi konumu itibariyle,bölgedeki bütün ülkelerin güvenlik ve her türlü ulaşım faaliyetlerini çok yakından ilgilendirmektedir. Orta Asya'daki Türk devletleriyle entegre olabilme ve de Suriye, İran, Irak coğrafyasına yayılmış Kürtlerle olan 1000 yıllık bağı, hem avantaj hem de dezavantaj olmuştur. Bu nedenle önemli bir jeopolitik ve jeostratejik konuma sahip olup, cennet vatanımız şer güçler tarafından cehenneme çevrilmek istenmektedir.” Dedi.
Beybur, terör örgütlerinin ve yabancı istihbarat elemanlarının ortak kumpasları ile ülkenin çökertilmek istendiğini de sözlerine ekleyerek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Derin ve kirli güçlerin maşası ve asası olan FETÖ başta olmak üzere, PKK/YPG, DAEŞ ve yabancı istihbarat servisleri,özellikle son 5 yılda Türkiye'ye karşı gizli savaşlarını daha azgın ve daha kanlı bir şekilde sürdürmektedirler. Kripto bürokratlar, sözde yazarlar, sözde aydınlar, sözde akademisyen geçinenler ve sözde gazeteciler bu düşman unsurları direk ya da dolaylı olarak desteklemektedirler. Hükümet, OHAL ve KHK avantajını dikkatli, ciddi ve ehil olan kişilerle yürütmesi ülkemiz ve geleceğimiz için daha hayırlı olacaktır. Güneydoğuda ki Ak Parti İl ve İlçe Başkanları, bürokratlar ve Kamu kurum Müdürlerini süratle değiştirilmeli veya ciddi anlamda süratle denetlenmelidir.” Dedi.
Söylemlerinin tarafları kötülemek amacı taşımadığını da belirten Muhammed Beybur: “Bu söylemim elbette ki bu insanların kötü olduğu anlamına gelmez, öyle bir kastım da olamaz. Ancak, yöneticiler samimi, ehil, sadık, genç, dinamik ve vatansever olursa, özellikle bu hassas bölgenin yani Güneydoğu halkının devletimize olan güveni artacağı gibi daha fazla kenetlenmiş olacaktır. Başta Güneydoğu olmak üzere tüm Türkiye'de ki STK Başkanları dikkatlice araştırılmalı ve incelenmelidir. Başarılı çalışmalar yapanlar, devletin yanında olanlar takdir ve taltif edilmeli, başarısız olup, terör örgütleriyle işbirliği yapıp gayri resmi iş yapanlar da kınanıp gerekli cezalar uygulanmalıdır. Ülkemiz hem içerden hem de dışarıdan bu kadar tehlike altındayken hükümet atadığı ve atayacağı bürokratlara daha fazla önem göstererek ince eleyip, sık dokumalıdır. Cesur, sadık, samimi ve aktif Valilerin, Kaymakamların, Emniyet Müdürlerinin ve Kamu kurum amirlerinin ülkemizin aynası ve kilit taşları olduğunu unutmayalım. Hakperest ve Halk sever bir yönetim kadrosuyla, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başkomutanımız Recep Tayyib Erdoğan'ın Dünya liderliği, daha kesin ve keskin olacaktır. Cumhurbaşkanımızı yarı yolda bırakan, halkın karşısında sünepe tavırlarıyla mahcup eden ve bu dava ruhunu taşımayan kişiler, Ak Partiden ve devlet kurumlarından ivedi olarak uzaklaştırılmalıdır. FETÖ, DAEŞ ve PKK/YPG gibi terör örgütleriyle daha etkin mücadele için, adil, cesur, aktif, samimi ve vatansever idarecilerin göreve getirilmesi Türkiye Cumhuriyeti için elzem olup, tek çözüm yoludur.” Dedi.
