İşte o röportajdan bazı başlıklar:
BEŞENK: Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP Grup Toplantısı'nda konuşurken salonda bulunanların hep bir ağızdan Ak Parti ve Ak Partililere yönelik sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
BAŞASLAN: Türkiye siyasi tarihinin kara günlerinden birine şahit olduk. İnsanlık onuruna ve gururuna yakışmayan söylemler. TBMM de Türkiye’nin en eski siyasi partisinin grup toplantısında atılan sloganlar ve partinin genel başkanı da dahil üst düzey yöneticilerinin bu sloganlara karşı susması hatta ve hatta feyiz alarak dinlemeleri asla kabul edilemez. Bir ülkenin cumhurbaşkanına ve o cumhurbaşkanına gönül veren insanlara yani halka hakaretler edildi. Hem de isminde halk ibaresi olan bir partinin grup toplantısında. Biz ak partililer kimsenin iti değiliz ve olmadık ta. Bizler Sayın Erdoğan’ın önderliğinde bu kutlu yürüyüşte kefen giymiş neferleriz. Sayın Erdoğan’ın dava arkadaşlarıyız.
BEŞENK: Muhalefetin bu yaklaşımının altında yatan gerçeklik nedir sizce?
BAŞASLAN: Halkımızı bir birine vurdurmak ve kardeşliğimize leke sürmek için çabalıyorlar. Amaçları ülkemizi kaosa sürüklemek güçsüz ve muhtaç bir Türkiye yaratmak. CHP alışmış masa başın da ülkeyi vermeye. Dış güçlerin kuklası olmaya, bu söylemler, sloganlar, hareketler kemal Kılıçdaroğlu’na bile yakışmadı.
BEŞENK: Siyasetteki bu seviyesizlik nasıl düzeltilebilir?
BAŞASLAN: Aklı başında kalbi ile dili bir olan ahlak sahibi insanların muhalefet partilerinin başına gelmesi şart. Partisinin başına kaset ile gelenler, toplumu ahlaksızlığa özendirenler, teröre ve teröristlere destek verenlerle bu iş olmaz. Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz. Dünya da muhalefetler hükümetlerine yapıcı eleştiriler de bulunurken, bizim ülkemizde muhalefetler yıkıcı söylemler ve hakaretler ile eleştiri yapmakta. O kadar hadlerini aşıyorlar ki dillerini ak parti yöneticilerinin ve sayın cumhurbaşkanımızın ailelerine bile uzatıyorlar. halkı hor görüp aşağılıyorlar. Bu üsluplardan kurtulmalı ve ülkemizin çıkarları doğrultusunda hareket edilmelidir.
BEŞENK: Bu tarz söylemlerin başarı şansı nedir?
BAŞASLAN: Kesinlikle başarılı olamayacaklar. Hatta siyasi tarihimizde yok olacaklar, kimse isimlerini bile hatırlamayacak, hatırlayanlar ise lanetleyecekler.
BEŞENK: Her şeyden önemlisi bir Ak Partili olarak siz bu söylemlere nasıl bir tavır sergiliyorsunuz?
BAŞASLAN: 27.05.2016 tarihi itibari ile hem Sayın Kılıçdaroğlu’nun hem CHP’li yetkililerin, hem de grup toplantısına katılıp hakaret edenlerin hakkında Antalya cumhuriyet başsavcılığına, cumhurbaşkanımıza hakaretten ve bir Erdoğan destekçisi olarak şahsım adına hakaret suçundan suç duyurusunda bulundum. Bu işin peşini de asla bırakmayacağım. Bir avukat ve genç bir siyasetçi olarak hem yasal yollardan hem de siz değerli basın mensuplarının duyarlılıkları ile bu kara lekeyi cezasız bırakmayacağız. Biz onlar gibi hakaret edip, şiddet kullanarak siyaset yapmıyoruz, biz ahlaklı siyaset ile halkımızın yanında dik duruyoruz isminde halk ibaresi bulunan bir partinin halk’ımızı aşağılamasına da cumhurbaşkanımıza hakaret etmesine asla müsaade etmeyeceğiz.
BEŞENK: CHP dokunulmazlıklar için Aym’ye başvurdu. Bu noktada bir hukukçu olarak değerlendirmeniz nedir?
BAŞASLAN: Biz Ak Partililer bu ülkede birlik bütünlük ve kardeşlik olsun diye çalışıyoruz. Kürt kardeşlerimizin de, Arap kardeşlerimizin de, Çerkez kardeşlerimizin de, diğer kardeşlerimizin de savunucusu bizleriz. Diğer partiler gibi ırkçılık yapmıyoruz, tek ırkı baz alarak diğerlerini yok saymıyoruz. Ülkemiz bayrağımız için mücadele eden her vatandaşımız için çabalıyoruz. HDP’li vekillerin dokunulmazlığının kalkması için yapılan oylama sonucu dokunulmazlıkların kalkması oy çokluğu ile kabul edildi ama HDP’nin ikiz kardeşi CHP hemen AYM’ye başvurdu. Çünkü kardeşinin yargılanmasını istemiyor. Çünkü ülkemizi küçük düşürmek için daha çok ülkeler ziyaret edip bizi şikayet edecekler. Bir düşünün başka ülkelere gidip bizleri şikayet eden muhalif partilerimiz var. Polisimizi. Askerimizi, sivil vatandaşlarımızı katledenleri. Katletmesine çanak tutanların yargılanmasını istemeyen bir ana muhalefet var.
