Ahmet Sapmazın ağzından işte kendi hikayesi:
BEŞENK: Sur ilçesinde Ulu cami girişinde işletmenizin olduğunu, bu işletmenizin kaldırılarak uzun zamandan beridir mağdur edildiğinizi beyan ediyorsunuz. Bu beyandan yola çıkarak Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve hemen, hemen tüm resmi kurumlara şikâyet başvuruları yaptınız. Bize bu mevzunu biraz anlatır mısınız?
SAPMAZ: Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bulunan ulu camiinin ana girişinin önünde babadan kalma 68 yıllık Kur'an-ı Kerim, hediyelik eşya satışını yapıyorduk, 29 Haziran 2017 yılında Diyarbakır eski sur kaymakamı ve kayyumu olarak görev yapan Bilal Özkan tarafından ekmek teknemiz kaldırtıldı. Bunun üzerine imza kampanyası düzenleyerek 45 bin imza toplayarak Cumhurbaşkanlığına verilmek üzere PTT üzerinden gönderdik. Daha öncede 3 - 5 sefer Cumhurbaşkanlığına, İçişleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, Cimer’e ve Bimer’e, sıkıntılarımızı talep ve isteklerde bulunup yazı göndermiştim. Kendimde yazı gönderdiğim yerlere Ankara’ya şifahen gitmiştim. Mesele babadan kalma 68 yıldır ekmek yediğimiz teknenin alternatif sunulmadan kaldırılarak çok sayıda insanın mağdur edilmesi mevzusudur.
BEŞENK: Yazışmalarınız veya görüşmelerinizde ortaya çıkan sonuç ne oldu?
SAPMAZ: Cumhurbaşkanlığı danışmanı Yalçın Topçu ile görüşme sağlandı, bize ALLAHIN izniyle yardımcı olacağını söylediler. Cumhurbaşkanlığı tarafından direktif olarak sıkıntılarımızın giderilmesi hususunda ricada bulunmuştular. Bize gelen yazı şu
BEŞENK: Sayın Cumhurbaşkanının mağduriyetinizin giderilmesi noktasında talimat verildiğini, bu talimatları yerine getirmediklerini beyan ediyorsunuz. Bu talimatları kim, neden ve nasıl yerine getirmedi?
SAPMAZ: Cumhurbaşkanlığı tarafından lehimize sıkıntımızın giderilmesi için talimat vermesine rağmen eski Sur Belediye Başkanı Ve Kaymakamıyla görüşme sağladık. Başkan beye; bakın sayın cumhurbaşkanlığı lehimize karar vermesine rağmen, madem öyle bize bir yerde yer verin dedik, içişleri bakanımız Süleyman Soylu bile kendilerini aradığını, sıkıntımızın giderilmesi için Bilal Özkan’a telefondan söylediğini ifade etti bana. Bunun üzerine Sur Kayyumu Bilal Özkan bize kulübe yaptırmaya onay verdi, Sur kaymakamlığının karşısına otobüs ve dolmuş durağının o bölgesine bırakılması noktasında. Kulübemiz yaptırıldıktan sonra, Bilal Özkan sıkıntımızı gidermeden istifa edip memleketi Mersin’de milletvekili aday adaylığı için başvurdu. Bilal beyin yerine atanan Sur Belediyesi Başkanlığını ve Sur Kaymakamlık görevlerine atanan Abdullah Çiftçi bey sıkıntımızı öğrenir öğrenmez kulübeyi yerine çaktırdı. Kulübe yerine konulduktan 2 gün sonra Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından kaldırıldı.
BEŞENK: Talepleriniz sonrası size bir imkânın tanındığını belirterek Büyükşehir Belediyesi tarafından yine mağdur edildiğinizi beyan ediyorsunuz. Nasıl oldu bu?
SAPMAZ: Diyarbakır Sur Belediye Başkanı Abdullah Çiftçi Bey başta olmak üzerine Diyarbakır’da siyasetçisinden devlet erkânına kime söylediysem Cumali Atilla’ya söz geçiremediler. Bir kayyum devletimizin emriyle yapılan yeri diğer kayyum bunca kıymetli insanlar araya girmesine rağmen, kulübemize el koyup, bize üstüne de ceza kestiler.
BEŞENK: Bundan sonraki duruşunuz veya beklentileriniz nelerdir?
SAPMAZ: Beklentim İçişleri Bakanlığının kayyumları birbirlerini dinlemiyorlar. Devlette asıl olan vatandaşların sıkıntılarını giderilmelidir. 80 Bin TL’lik bir zarar ortada, 40 milyar kulübe parası, Sur Belediyesinden gitti. 40 milyar’da Sur Belediyesi 14 aydır Kur’an-ı Kerim hediyelik eşyalarımıza el koymuşlar. Diyarbakır’da başka kulübelerde ne kira alıyorlarsa bizden de alsınlar. Zaten devletin emrine itaatsizlik yapıp birbirlerine rest çekmişler. 14 aydır giderilmeyen bu sıkıntılarımın, açılan bu yaramın çok acil tedavi edilmesini talep ediyorum.
