O MANZARA ARTIK TARİH OLDU

HABER ÖZEL: AHMET BEŞENK Bazen şarkılara, türkülere, bazen amansız dertlerden kurtulmak için avuçların açılmasına, bazen de ayrılanların kavuşması için sessiz çığlıklara, semaya açılan ellere ev sahipliği yapmış olan Kırklar dağındaki ucube görüntüler artık tarih oldu, hikâyesi ise tıpkı efsanelerde olduğu gibi kara bir leke olarak anılmak üzere tarihin tozlu raflarındaki yerini aldı. Böylece akıllarda hep soru işaret olarak kalan ‘Kırklar dağının düzü, ziyaret çarptı bizi’ nakaratı da yaşam buldu.

O MANZARA ARTIK TARİH OLDU

 Adı hep hüzünlü parçalarla anılıyordu veya efsanelere hep konu olmuştu. Rivayetlerle can bulan ve kuşaktan kuşağa geçen Kırklar dağı efsanesi 6 yıl önce üzerine bin bir oyun oynanarak, onlarca düzenden sonra betonarme yapılarla köreltilmişti. Kırklar dağı üzerine yapılan konutları görev vatandaşlar kimi zaman ucube yapılar dedi, kimi zaman da Kırklar onları çarpacak yorumları yaptılar.

 

6 Yıl boyunca Kırklar dağının zirvesinde kentte kuşbakışı bakan 752 konut mahkeme kararıyla yıkılırken olayın dümeninde bulunan hiç kimse de hayır görmedi.

70 gün süren yıkım sonrasında yerle yeksan olan ve o ucube manzaradan eser kalmayan Kırklar dağı yine eski ihtişamı ile düzünü göstermeye başladı.

 

‘EFSANELER MEKANI İZİN VERMEDİ’

Kimi zaman Nuh’un gemisinin bulunduğu söylenen Kırklar dağı, kimi zaman da Suzan Suzi şarkısının ana teması olan bir kadının, Kırklar ziyaret’ine gelip dilek dilemesi, adak adaması sonrası Suzan’ın hikâyesi ve Çoban Ali’nin sevdasına cevap verdiği rivayet edilir. Ve tüm efsanelerde ve rivayetlerde Kırklar dağı hep duaların kabul gördüğü, makbuliyet emaresi olarak kabul edilmiş.

 

‘BU SADECE BİR YIKIM ÇALIŞMASI DEĞİL, TARİHİ SAHİPLENMEYDİ’

Kentin insanlarına ve inananlarına bu denli hitap eden Kırklar dağının zirvelerine ucube yapıların kondurulmasını asla yakıştırmadığını ve hep mücadele ettiğini belirten Diyarbakır sevdalısı, Diyarbakır Kültür, Turizm ve Musiki Derneği (DİKTUMDER) Kenan Aksu, duygularını şu cümlelerle dile getiriyor: “Kırklar dağındaki konutların yıkılması ile şarkısında adı geçen, Kırklar dağının düzü ortaya çıktı, ucube yapıların yıkılması sade bir yıkım değil, bu şehrin kültürüne ve mirasına sahip çıkmaktır. Tarihi Sur ilçesinden geçen Dicle Nehri'ne hâkim tepede bulunan ve türkülerle efsanelere konu olan tarihi Kırklar Dağı'nda, 6 yıl önce yapımına başlanan daha sonra mahkeme kararıyla inşaatı durdurulan 725 konutun yıkımı tamamlandı. Kırklar Dağındaki konutlar yapıldığında bunun yanlış olduğunu dile getirmiştik ve sürekli de gündemde tuttuk. Kent konseyi toplantılarında eski Belediye Başkanı Osman Baydemir'e 3 toplantıda sordum buraya verilen imar izninin mantığını açıklanmasını istedik. Baydemir bize 'Benim keşkelerimin arasındadır' diye bir yanıt vermişti. O dönemde biz bunu yazdık, çizdik, kampanyalar ile tepkimizi gösterdik. O günden bu güne bir kamuoyu oluştu. Çünkü, Kırklar dağı bizim için çok önemlidir. Diyarbakır bir seyir terasıdır ve bu konutları bu seyir tepesine saplanan hançer gibi görüyoruz. O kadar kötü bir görüntüsü vardı ki; Surların ve Hevsel bahçelerinin siluetini bozuyordu. Eninde sonunda yıkılacak dedik ve yapılan yanlış imar yıkıldı. Türkü'de de diyor ya, 'Kırklar Dağının düzü ziyaret çarptı bizi' biz onların ziyareti olduk ve çarptık. Kamuoyu ve sivil toplum ile yıktırdık. Bizim için önemli bir yer. Çünkü Kırklar Meclisinin toplandığı, Kırklar Kilisesinin olduğu, orada önemli bir evliyanın makamının olduğunu biliyoruz. Bu yıkımdan sonra önemli olan tarihi ve kültürel dokusuna uygun yapının yapılmasıdır. Bununla ilgili endişelerimiz var. Kırklar Dağını Belediye başkanımız, yani kayyum yıktı biz teşekkür ediyoruz” dedi.

 

‘SUR İÇİNDE YAPILAN EVLER ASLINI YANSITMIYOR, DUR DENİLMELİ’

Diyarbakır’da tarihi dokuların yeterli özen sonrasında yaşama geçirilmediğine de vurgu yapan Kenan Aksu, kentsel dönüşüm kapsamında Sur ilçesinde bulunan Sur içi bölgesinde yıkılan alanların bulunduğu bölgede yapımı gerçekleştirilen konutların  kentin tarihi dokusu ve mimarisini yansıtmadığını belirterek şunları kaydetti: “Onlarında yıkılması için gereken girişimlerde bulunduk. Konu ile ilgili dava açacağız, nedeniyse, Sur içinde yapılan yapılar, kentin tarihi ve kültürel yapısına uygun değil. Betonarme bir yapı yapılıyor, taşlarla kaplanıyor. Kimseye sormadan, kendilerine göre iş yapmışlar, korkunç kötü bir yapılaşma var, şu anda Ali paşa Mahallesinde devam ediyor. Dönemin Bakanı Mehdi Eker, Bakanlar ve Milletvekilleri yanlış yapıldığını söylememize rağmen ne hikmet ise halen devam ediyor. Diyarbakır'ın sit alanı olan yerlerinde apaçık söylüyorum suç işleniyor. Yapılan yanlıştır ve mahkemeye vereceğiz. Biz bilirkişi ile oluşan bir heyet ile bu işlerin yapılmasını istiyoruz.” Dedi. 

Güncelleme Tarihi: 15 Mart 2018, 13:12
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER