‘ORTAYA BİR YALAN ATTILAR’

HABER ÖZEL: AHMET BEŞENK Geçtiğimiz günlerde aktif olarak vatandaşlar ile kucaklaşmak, sorularını profesyonel düzeyde yanıtlamak ve neden evet denilmesi gerektiğini detayları ile anlatmak için kurulan Evet Platformu irtibat bürosu ziyaretçi akınına uğruyor. Son olarak platformun evet bürosunu ziyaret eden Dicle Üniversitesi Rektörü Talip Gül’de Evet dediğini duyurdu. Ziyaret sonrası platform üyelerinden Ahmet Ay, Cenap Ekinci ve Şerif aydın önemli tespitlerde ve açıklamalarda bulundu.

‘ORTAYA BİR YALAN ATTILAR’

 Diyarbakır’da seçim dönemlerinde milletvekili aday adaylarının dahi açtığı seçim bürolarının tam tersi referandum sürecinde vatandaşı bilgilendirmek üzere herhangi bir bilgilendirme bürosu açılmamıştı. Bu açığın farkına varan Evet Platformu üyeleri tıpkı bir seçim bürosu gibi Evet bürosu açarak vatandaşları bilgilendirmeye devam ediyor. Akademisyenlerin, Gazetecilerin ve Avukatların ağırlıklı olarak bilgilendirme yaptığı evet bürosunun ziyaretçilerinden biri de Dicle Üniversitesi Rektörü Talip Gül oldu.

 

‘BEN DE EVET DİYORUM’

Evet bürosunu ziyaret eden Rektör Gül, kısa bir sohbetin ardından referandumda Evet oyu kullanacağını açıkladı. Gül yaptığı kısa konuşmada, ülkenin istikrarı ve geleceği için Evet oyu kullanacağını dile getirerek şunları söyledi: “Evet platformunun açılışından beri haberim var, desteklerimiz kendileri ile ve bizde evet diyoruz.” Dedi.

 

‘ZİYARETLER NE KADAR GEREKLİ OLDUĞUNU GÖSTERDİ’

Ziyaretin ardından mikrofonlarımıza açıklamalarda bulunan Evet Platformu sözcüsü ve Milat Gazetesi Yazarlarından Ahmet Ay, yurt dışından ve il dışından da çok sayıda kişinin evet bürosunu ziyaret ederek bilgi almak istediğini belirterek şunları kaydetti: “Doğrusu insanlarımızın evet bürosuna ilgisi ve rağbeti yaptığımız işin ne kadar doğru ve gerekli olduğunu bize göstermiş oldu. Keşke daha fazla evet bürosu açma imkanımız olsa idi zaman geç olmayıp ta erken davranabilseydik diye düşünmüyor değiliz. Çok renkli simalar geldi, çok değerli misafirlerimiz oldu, yurdun pek çok yerinden ve yurt dışından buraya misafir olarak gelenler oldu. Diyarbakır’dan 50 yıl önce göç edip giden ve bu gün bizi ziyarete gelen Saniye teyzemizle de sohbet ettik, aynı zamanda günün sonunda bizleri ziyaret eden Dicle Üniversitesi rektörümüz Talip Gül’ün bizi ziyaret etmesi bizler için ziyadesiyle anlamlıydı. Öteden beri vatan, millet söz konusu olduğunda Rektör bey hassasiyetini, çaba ve gayretini, fikirlerini milletten, devletten, insanlıktan yana olduğunu hep gördük, bugün de öyleydi. Bu platformun vücut bulmasında kendilerinin çok değerli katkı ve duaları oldu, bunu unutmayacağız hiçbir zaman. Aslında bu ziyaretlerle ne kadar isabetli çalışmalar yaptığınızı, ne kadar mesafe aldığınızı ve ne kadarını da almanız gerektiğin görüyorsunuz. Bu platformu arkadaşlarımız ile kurduğumuz dönemlerde yaptığımız istişarelerde aslında ne kadar anlamlı ve gerekli bir çalışma yaptığımızı görmüş oluyoruz. Yaptığımız iş, yürüdüğümüz yol, birlikte yürüdüğümüz arkadaşlıklar doğru. İnşallah 17 Nisan’da özlemi duyulan o aydınlık Türkiye’nin sabahını hep birlikte yaşayacağız. Takdir edersiniz ki toplumun bazı kesimleri siyasi partilerin söylemlerini çokta kendilerine yakın hissetmeyebilirler, daha doğrusu toplumun belli kesimleri farklı partilerin doğrularına yanlış diyebilecek kadar politiğe olmuş bir bölgede yaşıyoruz ve bu anlayış söz konusu. Bu sebeple Stok’lar, dernekler, platformlar siyasi parti kimliği olmadan destekledikleri fikirleri anlattıklarında, toplum nezdinde söyleyenin bir siyasi parti kimliği olmamasından dolayı daha fazla dinlenme imkanına ve söyleneni tartıp biçerken doğruluğuna daha fazla kani oluyorlar.” Dedi.

 

‘D.Ü. REFERANDUM SÜRECİYLE YAKINDAN İLGİLENİYOR’

Platformun kurucularından ve çok fazla emeği olan Dicle Üniversitesi Rektör danışmanı Doçent Doktor Cenap Ekinci ise Dicle Üniversitesinin referandumdaki vizyonunu özetledi. Dicle Üniversitesi Rektörünün evet platformu bürosunu ziyaret etmesinin büyük anlam ifade ettiğini belirten Ekinci şunları söyledi: “8 yıllık FETÖ ve Ayşegül Jale Saraç enkazından sonra Rektör olarak seçilen değerli hocamız Talip Gül’ün evet bürosuna teşrif etmeleri büyük bir olaydır. Bu rektörlüğün Şehirle, Türkiye’nin sorunları ile bütünleşmesi, kendini sorumlu tutması ve alakadar olduğunu gösteriyor, bu aynı zamanda Dicle Üniversitesi için büyük bir değişimdir, yeni bir vizyondur, dolayısı ile bizim platform için de çok anlamlıdır. Sayın Rektörümüz ilk günden platformumuz ile alakadar ki şahsım da kendisinin izni ve inisiyatifi ile bu çalışmanın içinde bulunuyorum. Bende bu platformun üyelerinden birisiyim ama taraf olduğum, geldiğim cenah ile ilgili en tepedeki rektörümüzün bilgisi ve talimatları doğrultusunda hareket ediyorum. Bence bu platform doğru bir platformdur, doğru zamanda doğru işler yaptı, bu tanıtım bürosunun da anlamlı olduğunu ve iyi bir boşluğu doldurduğunu ve iyi bir hizmet süreci götürdüğüne inanıyorum. Üniversite camiası referanduma nasıl bakıyor, bu işin neresindeler diye sordunuz; Bildiğiniz gibi bazı soruşturmalar üniversitemizde devam ediyor fakat bunun dışındaki kesimleri soracak olursanız referandum ile ilgililer, Üniversitemiz yeni bir açılım, yeni bir gelim sürecine girmek istiyor. 16 Nisan’dan sonra ben inanıyorum ki Sayın Cumhurbaşkanımızın da Üniversitemize çok büyük destekleri olacaktır. Üniversitemiz bu gelişim, değişim, dönüşüm sürecini tamamlayacaktır, şehir ile bütünleşecektir. Biz bu platformumuzu referandumdan sonra da sürdürürsek eğer Üniversitenin şehirle bütünleşmesinde, gelişmesinde biz bir istişare gurubu olarak veya yardımcı olarak bütünleşme sürecinde köprü olmak görevini üstlenebiliriz.” Dedi.

 

‘ORTAYA BİR YALAN ATTILAR’

Evet platformu üyelerinden olan ve uzun yıllar Ak Parti’de görev almış olan Avukat Şerif Aydın ise Referandum sürecini hukukçu boyutu ile irdeledi. Aydın yaptığı açıklamada hukuksal anlamda referandumun çok tartışılmadığı bir sürecin yaşandığına değinerek konuşmasına başladı: “Hukuksal anlamda referandumun çok tartışılmadığı bir süreç yaşadık, kalan 10 günlük süreyi baz alırsak referandumun kıyısına gelmiş bulunuyoruz. Genelde batılı ülkelerde bu tür referandumlar yapıldığında hukuksal anlamda temel tartışmalar yapılır, Anayasa hukukçuları üzerinden özellikle bu tür artılar ve eksiler hesapların veya tartışılır. Ne yazık ki bizim ülkemizin bulunduğu doğal coğrafyadan kaynaklanan bir kayıp olarak diyeyim tüm referandum tartışmalarımız yeni anayasa paketinin kazanımlarının tartışılmasından ziyade kısır siyasi tartışmalarla geçen bir referandum süreci yaşıyoruz. Bu yüzden halkında özellikle bu yasa maddelerinin hukuksal anlamda Türkiye’ye getirebileceği yenilikler ve kazanımlar konusunda yeterince bilgilendirilemediği bir süreci gördük. İnsanlar daha çok siyasi ve ideolojik bakış açıları ile daha ağırlıklı olarak evet, hayır veya kararsızlar olarak kamplaşmış durumdalar. Gönül isterdi ki bu siyasi kaygı veya ideolojik düşüncelerden ziyade hukuksal anlamda ülkenin bu referandum paketi sayesinde kazabileceği yenilikler, değerler, değişimler, dönüşümler daha çok ön planda olsaydı. Bunda tabi muhalefet partisinin veya hayırcı cephenin aslında bugüne kadar hiç rastlamadığımız çok absürt seçim politikaları da etkili oldu. Görüldüğü üzere sadece bütün referandum çalışmalarını kötü algı çalışması üzerine kurdular. Ortaya bir yalan attılar, Evet cephesi ise bu yalanı temizleyebilmek için veya öyle olmadığını anlatabilmek için uğraşmak zorunda kaldılar, bu muhalefetin özel politikasıydı aslında bence. Hukuksal anlamda bir referandum olmadığı zaman, olay sadece bir siyasi çatışmaya döndüğü zaman hukukçuların biraz daha fazla konuşma şansı olmadı. Olayın doğrularının gündeme getirmek gerekirken bir buçuk ay boyunca Türkiye’de bu referandum ile anayasa mahkemesine müdahale edildiği algısı üzerinde çalışma yapmak zorunda kaldık. Halbuki 18 madde içersinde anayasa mahkemesini ilgilendiren herhangi bir madde, değişiklik, düzenleme yok ama bir buçuk ay boyunca hayırcı cephe Cumhurbaşkanı bu referandum ile anayasa mahkemesini ele geçirmeye çalışıyor algısı ile mücadele etmek zorunda bırakıldı. Aslında şu anda burada yaptığımız gibi hukukçular olarak insanlarla, gençlerle bir araya gelerek, yüz yüze bu 18 maddelik değişikliğin kazanımlarını anlatabilirdik. Diğer kesimlerin neler yaptığını çok fazla takip edemedik fakat biz yolumuza devam ederken elimizden gelen tüm gayreti avukatlar olarak sarf ettik.” Dedi. 

Güncelleme Tarihi: 07 Nisan 2017, 10:16
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER