SANAL DEYİP GEÇMEYİN

HABER ÖZEL: AHMET BEŞENK Sanal dünyanın büyümesi ve işlevselleşmesiyle birlikte yararı kadar kötü niyetli çıkar gurupları tarafından da kullanılırlık alanları genişledi. Buna paralel olarak işlenen sanal suçların da hacmi artarken, bu suçla mücadele nasıl yapılıyor veya nasıl yapılmalı. İşte tüm bu soruların cevabını Sanal Koruma firmasının uzman, dinamik ve genç hukukçusu Avukat Sinem Mollahasanoğlu cevapladı. Alanında tam bir profesyonellik örneği olan Mollahasanoğlu, en çok sorulan soruları yanıtladı. İşte o cevaplar:

SANAL DEYİP GEÇMEYİN

 AHMET BEŞENK: Hangi üniversiteden mezun oldunuz ve Sanal Koruma fikri nasıl doğdu?

SİNEM MOLLAHASANOĞLU:  Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. Aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezunum. Halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Hukuk Bilim dalında Kamu Hukuku Tezli Yüksek Lisans’a devam ediyorum.

Sanal Koruma, asıl kurucumuz Mustafa Işık’ın ortaya attığı bir fikirle müşterek bir hareket olarak doğdu. Dijital ortamın tek tık ile size birbirinden güzel seçenekler sunması kadar o bir tık ile hakkınızda hiç istemeyeceğiniz şeyleri görmeniz de mümkün. Bunun takibini yapabilmek, olumsuz sonuçlarını ortadan kaldırabilmek bireysel anlamda her zaman mümkün olmayabiliyor. Salt hukuki bilgi ya da bilişim teknik bilgisi, bu tip sorunları çözmeye yetmiyor. Biz de bu bilgilerin birleştiği multidisipliner bir çalışma sistemi kurduk. Böylece sacayak sistemini andırır şekilde dengeli bir mekanizma ortaya çıkmış oldu.

AHMET BEŞENK: Uzmanlık alanınızın bilişim hukuku olduğunu söyleyebilir miyiz?

SİNEM MOLLAHASANOĞLU :Uzmanlaşma bir avukat için önemlidir çünkü bir alana ağırlık verdiğinizde ilginizi dağıtan çok parçalı konular olmaz ve kendi konunuza kanalize olursunuz. Ve bu konuya, teknik detaylarına, ilgili kararlarına ve mevzuatına hakim olursunuz. Bu da sizi öne çıkarır çünkü bir başka meslektaşınız konuyu sıfırdan araştırırken siz detayları inceliyor olursunuz.

Ben yüksek lisansımı Kamu Hukuku alanında yaptığım ve tez konumu Ceza Hukuku alanında seçtiğim için –diğer idari davalara ve hukuk davalarına da bakıyor olsam da- Ceza Hukukçuluğu yolunda ilerlediğimi söyleyebilirim. Yaptığımız iş gereği bilişim hukuku alanında bir uzmanlaşma doğmaya başladığı ve bunun perçinleneceği düşüncesindeyim elbette.

AHMET BEŞENK: Bu işin hukuki süreci nasıl işliyor? Siz neler yapıyorsunuz?

SİNEM MOLLAHASANOĞLU: Durumun boyutu mahkemeye taşınmayı gerektirip de adliye sürecinin başlatılması lüzumu doğduğunda ben devreye giriyorum. Başta Türk Ceza Kanunu ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun olmak üzere çeşitli başka kanunlar (örneğin 5809 s.k., 2813 s.k., 5369 s.k. vb.) ve çeşitli yönetmelikler temel mevzuatımızı oluşturuyor. Bunun yanında yararlandığımız içtihat metinleri de var elbette, günden güne artış gösteriyorlar hatta. Gerisi de teknik avukatlık konuları; dilekçe, dava vs. Bilişim departmanındaki arkadaşlarımızın sağladıkları bilgiler faili meçhul olma riskini ortadan kaldırdığı için benim işim kolaylaşmış oluyor. Böylelikle klasik bir dava sürecinden de kısa sürede dosyayı nihayete erdiriyoruz.

AHMET BEŞENK: Bir örnekle noktalayalım. Örneğin yurt dışı kaynaklı suçlarla nasıl mücadele ediyorsunuz?

SİNEM MOLLAHASANOĞLU: Farklı ülkeler ile Türkiye arasında hukuk mutabakatı var ki ona göre işlemler başlatıyoruz. Veya Yurt Dışından suç işlenmiş ise ülke içersinden bu suçun işlendiği mevzu ile ilgili işlemler yapıyoruz. Her ülkede hukuk farklı işliyor. Yani bir ülkede internet üzerinden hakaret etmek Türkiye’de suç iken başka bir ülkede, bu eylem suç teşkil etmeyebiliyor. Bizde işlem yaparken o ülke üzerinden işlemler yapıyoruz. 

Güncelleme Tarihi: 09 Ağustos 2017, 14:31
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER