SANIRSINIZ 'ÇÖPLÜK'

HABER ÖZEL: AHMET BEŞENK UNESCO'nun "Dünya Kültür Mirası Listesi"nde yer alan Diyarbakır Surları adeta bir çöplük gibi kullanılırken, madde bağımlılarının da yuvası haline geldi. Surların içindeki çöpler ve pis kokulardan dolayı içine dahi girilemezken vatandaşlar da bun manzara karşısında tepki gösteriyor. Vatandaşlar, Surların halinin içler acısı olduğuna dikkat çekerken gerekli önlemlerin alınmasını istediklerini belirttiler.

SANIRSINIZ 'ÇÖPLÜK'

 Birçok medeniyetin izlerini taşıyan Diyarbakır surları, kentin en önemli simgesidir. Çeşitli uygarlıkların izlerini, tarihi ve kültürel mirasını günümüze kadar taşıyan surlar, gereken ilgiyi göremiyor.

 

Hepinizin bildiği gibi Diyarbakır surları dünyanın en büyük ikinci suru ancak bakımsızlıktan, pislikten ve tinercilerden dolayı hak ettiği yeri bulamamış durumda.

 

UNESCO Dünya mirasları arasında gösterilen Dünyanın ikinci büyük Suru olma unvanını da elinde bulunduran Diyarbakır’ın tarihe tanıklık eden Surları hem bakımsızlıktan, hem de ilgisizlikten can çekişiyor.

 

Binlerce yıllık tarihin tahrip edemediği tarihi miras, doğaya karşı dimdik ayakta durmayı başarırken insanların umursamazlığı ve sorumsuzluğu yüzünden adeta SOS veriyor.

 

Mardinkapı, Urfakapı ve Çiftkapı civarlarında bulunan burçların giriş kısımları ağır tahripler yaşarken iç kısımları ise adeta bir tuvalet gibi kullanılmış, pislikler atılmış ve iğrenç bir manzaraya mahkum edilmiş.

 

Madde bağımlılarının da sıkça kullandığı surların içinde yakılan ateşler ise adeta yangından çıkmış bir enkaz manzarasına sahip olmasına neden oluyor. 

 

Tarihin tüm zorluklarına karşı dimdik ayakta kaldığını belirten semt sakinleri ise feryatlarını şu cümlelerle duyurmaya çalışıyorlar: “Diyarbakır tarihi yönden çok zengin. Diyarbakır’ı tarihte ararsanız bulamazsınız, tarih zaten başlı başına Diyarbakır. 5’inci Harem-i Şerif olan tarihi Ulu Camimiz, gizemi henüz çözülememiş dört ayaklı minaremiz, surlarımız, burçlarımız, bunların tümü de dünyada yektir. Diyarbakır Surlarımız bir kalkan misali çevremizi kuşatmış, binlerce yıl sakinlerini korumuştur. Surlar bizi binlerce yıl korurken, peki biz ne yapıyoruz onu tahrip etmek, yıkmak, yakmak ve çöplük gibi kullanmaktan başka. Şu surun içine bir baksanıza, her tarafından çöp, dışkı, idrar ve ateşin gerisinde bıraktığı isler, kirler. Bumudur bizi koruyan, kalkan olan tarihi mirasımıza verdiğimiz cevap? Diyarbakır Surlarını kendi ellerimiz ile tahrip etmişiz. Surların taşlarını sökmüşüz, Surlardan taşları alıp götürmüşüz. Kendi kültürümüzü ve değerlerimizi yok etmek için çabalamışız. Biz el birliğiyle yıkmaya çalışmamıza rağmen, tarih inadına ayakta duruyor.” dediler. 

Güncelleme Tarihi: 09 Nisan 2017, 16:11
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER