‘AMACIMIZ DÜNYA STANDARDI’
Elektriğin olmadığı yaylalarda kısıtlı ekonomik koşullarda 20 yıl organik bal ürettikten sonra Türkiye Kalkınma Vakfında çalışmaya başlayan Saylak şunları söylüyor: “1996 yılında Türkiye Kalkınma Vakfı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Arıcılığı Geliştirmesi ve Yaygınlaştırılması Projesi kapsamında 14 Bin 800 arılı kovanı GAP illerine dağıtımını yaptık. 2001 – 2002 yılları arasında Birlik yasası ile birlikte kurulan Arıcılık birliklerinde GAP illerindeki örgütlenmeyi yaptım. 2003 yılında Türkiye Arıcılar Birliğini kurucu üyesi ve Denetleme Kurulu Başkanı görevinde bulundum. 2. Dönemde Yönetim Kurulu başkanı Bahri Yılmaz ile birlikte Dünya’da ki arıcılık alanındaki tüm etkinliklere katılıp 2017 APİMONDİA Dünya arıcılık kongresininin ülkemizde yapılması için 36 ülke gezip gittiğimiz tüm yerlerde arıcılık ve bal paketleme tesislerini gezerek tecrübeler edindim.” Dedi.
‘AVRUPA STANDARDINDA PAKETLEME YAPIYORUZ’
Avrupa'ya kıyasla arıcılıkta hijyene ve profesyonelliğe halen sahip olunmadığını da dillendiren Fahri Saylak: “Birkaç büyük firma dışında balın hijyensiz, sağlıksız koşullarda, merdiven altlarında üretilmesi balımızın standartlarını düşürüyor. Biz Kahraman kazan da Avrupa standartlarında, gözle görülebilecek hijyende, tesisimizde modern alanda paketleme yapıyoruz. Bu yıl laboratuarımıza numune olarak gönderdiğimiz 24 Bin 800 teneke baldan sadece 5 Bin tanesi kalite standartlarından geçti. Üzüldüğümüz nokta kalite standartlarından geçmeyen balların tekrar ucuz bir şekilde piyasaya sürülmesi ve fiyatın ucuzluğunun talebi artırıyor olması. Yılda 10 bin ton paketleme hedefimiz bulunuyor. İhracat için Arap ve Avrupa firmalarıyla görüşmelerimiz bulunuyor, Suudi Arabistan'a Umre ziyaretimde, sağlıksız, glikoz ballarının olduğunu fark ettim, kutsal topraklara organik bal ihracat etmek isterdim ama talebin de ucuz mallarda olması organik balın piyasasını etkiliyor. Tarım Bakanlığının genellikle büyük firmaları denetlemesi, seyyar satıcıların yaygınlaşmasına sebep oldu.” Dedi.
‘ONAY VERMEDİĞİMİZ BALI TÜKETİME SUNMUYORUZ’
Balların denetimlerinin maliyetli bir çalışma olmasına karşın yine denetimine onay vermedikleri ürünü piyasaya sürmediklerinin altını şiddetle çizen Saylak: “Kahraman Kazan şu an Türkiye'nin ilk Ana arı üretme merkezidir, Kahraman kazan’da ki laboratuarımızda denetlemenin maliyetini göz ardı edip tesisimizde denetlemediğimiz malı tüketime sunmuyoruz. Denetlemenin ana maddesi olan kitleri Almanya'dan ithal ediyoruz. Kitler Euro bazında Türkiye'ye geliyor, bu yüzden maliyeti de değişiyor. Laboratuarımız kimyager, gıda mühendisi, gıda teknisyeni ve ziraat mühendislerinden oluşuyor ve titiz ortamlarda çalışılıyor. Genellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinden gelen arıcıların ballarının denetlemesini yapıp piyasaya sunuyoruz. Ülkemiz dışardan bal ithal etmiyoruz.” Dedi.
‘ARISIZ BAL ÜRETENLER VAR’
Glikoz ve antibiyotik'e belli aromalar katılarak bal üretiminin yapıldığını da söyleyen Başkan Saylak: “Dikkat çektiğimiz bir konuda var ki Türkiye de arısız bal da üretiliyor. Glikoz ve antibiyotik'e belli aromalar katılarak üretiyorlar bunlar. Tarım Bakanlığının cezaları caydırıcı değil, verilen ceza kazancın sadece küçük miktarını oluşturuyor, şu an Tarım bakanlığına bağlı Alo 174 şikayet hattı var. Sürekli sağlıksız bal üretiyor, bilgisini aldığımız kurumları şikayet ediyoruz ama önüne geçemiyoruz. Seyyar satıcıları şikayet ettiğimizde bizi Belediyeye yönlendiriyorlar, Belediyelerse denetleyecek imkanının olmadığını savunuyorlar, laboratuarımız yok, denetleyemiyoruz cevabı alıyoruz. Bence Tarım Bakanlığından ayrı bir Gıda Bakanlığının kurulması lazım. Ben 2003 yılından bugüne kadar arıcılık seminerlerine, sempozyumlara, bal yarışmalarına Türkiye Arıcılar Birliği Vakfı, merkez birliği üyesi olarak katıldım. Merkez birliği, her bölgeden delegelerden oluşur, ben hep Güneydoğu Anadolu bölgesini temsil ettim. Sağlıksız bal satışı yapılan TV kanallarını sürekli Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına şikayette bulunduk. Bu yayınlar yurtdışı frekanslı olduğu için müdahale edemediklerini ilettiler. Tüketicilikle ilgili kurumların sivil toplum örgütlerinin gıda denetimi ile ilgili çalışmalar yapması lazım. Tüketicinin bilinçlendirilmesi lazım, artık o kadar metal, kimyasal katılıyor ki şeker en masum katkı maddesi görülüyor. Güvenlik sıkıntıları nedeniyle kırsal alanda bazı bölgelerde zaten iyi bala ulaşamıyoruz, bazı bölgelerde ise yol bulunmadığı için kısıtlı imkanlarla ulaşıyoruz” dedi.
‘ŞARTLAR UYARSA DEV YATIRIMLAR YAPACAĞIZ’
Karacadağ bölgesinde üretilen balların Kahraman Kazan’da paketlendiğine dikkat çeken Beyçeri Arıcılık Firması Yönetim Kurulu Başkanı ve Diyarbakır ili Arı Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Saylak, şartların uygun olması durumunda Diyarbakır’a büyük yatırımlar yapmayı planladıklarını da sözlerine ekleyerek konuşmasını şu cümlelerle nihayetlendirdi: “Diyarbakır başta olmak üzere bölgede gereken şartlar olgunlaşır ise elbette ki devasa yatırımlar yapmak en büyük dileğimizdir. Bölgemizin kalkınması ve istihdamı için ciddi yatırımlar düşünüyoruz. Zaten özellikle Karacadağ bölgemizde elde ettiğimiz balların paketlemesini Kahraman kazan’da yaparak piyasaya pazarlıyoruz. Yani bölgemizden gelen ciddi oranda balı ülkemize kazandırıyoruz.
