‘SİZ VİTRİNDE BİR DOKTOR GÖRÜRSÜNÜZ, OYSAKİ…’

HABER ÖZEL: AHMET BEŞENK Vitrine baktığınızda gördüğünüz şey her zaman için bir üründür. Gelin görün ki o ürünün o hale gelmesi için nasıl işlendiğini pek kimse bilemez. Memorial Dicle Hastanelerinde şu sıralar Avrupa’da yaşayan insanların yabancı olmadığı, onlar için sıradan olan fakat bölgemizde pekte alışık olmadığımız yöntemleri ayağımıza getiren bir doktor var. Adı Serkan Akdağ. Henüz 40 yaşında ve dünyaca kabul gören yöntemleri öğrenebilmek için dünyayı dolaşıyor, öğrendiklerini ise kendi memleketi olan Diyarbakır’da yaşam vermek için değerlendiriyor. Yani herkes bakınca bir doktor görebilir ama o gecesini, gündüzüne katarak, üstelik tüm harcamaları da cebinden karşılayarak yaşam vermeyi gaye edinen erdemli bir kişilik.

‘SİZ VİTRİNDE BİR DOKTOR GÖRÜRSÜNÜZ, OYSAKİ…’

 2006 yılından bu yana Kardiyoloji ile meşgul olan 40 yaşında olan Serkan Akdağ, 24 yaşında Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra tabiri caiz ise sadece uyumak için gözlerini kapamış. Geri kalan zamanlarının hemen, hemen çoğunu ya yurt dışında eğitim alarak geçirmiş ya da kendini eğiteceği alanlara yönelerek kıymetlendirmeye çalışmış ender bir kişilik. 9 yıllık doçentlik süresi ve 40 Yaşında olmasına rağmen çok büyük gelişmeleri takip ederek tıbbi anlamda kabul gören illeri seviyedeki yöntemleri başarı ile hastalara tatbik ediyor. ‘Eş, dost diyor kardiyolojinin bu kadar alanı ile ilgilenmek için zaman nasıl buluyorsun diye, bende bir şeyi yapacaksanız, ne iş yapacaksanız yapın en iyisini yapmalısınız diyorum. Bende kendi mesleğimde elimden geldiğince bunu yapmaya çalışıyorum. Aslında beni en çok mutlu eden şey Mesleki tatmindir. Öte yandan benim uyguladığım bütün yöntemlerim dünyaca kabul görmüş, literatürlere yerleşmiş çalışmalardır. Bunlar birçok ülkede her ne kadar uygulansa da bölgemizde biraz yabancı tedaviler aslında. Benim çalışmalarım kesinlikle dünyada rüştünü kanıtlamış çalışmalar ki başarı grafiği ise çok yüksek.” Diyor.

 

Dünyada en fazla ölüm vakasının yaşandığı alan olarak kardiyolojik hastalıkların başta geldiğine işaret eden Serkan Akdağ, doğduğu şehir olan Diyarbakır’da kalp rahatsızlığının çok yaygın olduğuna vurgu yaparak şunları söylüyor: “20 yıla aşkın bir süredir Diyarbakır’da değildim. Gerek eğitimim, gerek se gelişen teknolojiyi yakından takip etmek için hep dışardaydım Hemşerim olan eşim ile evlendim ve 3 aydır dünyanın çeşitli bölgelerinde edindiğim deneyimleri ahde vefa beslediğim şehrimde halkımız ile paylaşıyorum.” Diyor.

Serkan Akdağ’a 16 yıllık meslek yaşamına bu kadar derin araştırmaları nasıl sığdırdığını sorduğumuzda böylesi bir ilginç cevaplar alıyoruz: “Bu soru samimi dost meclislerimizde sık sorulan bir soru aslında. Şöyle izah edeyim, aslında bu içten gelen, güdüsel bir şey. Planlanan, programlanan, şunu şöyle yapayım diye bir şey yok. Ben biraz yaptığı işte mükemmele ulaşmayı hedefleyen bir karaktere sahibim. Madem ben bunu yapıyorum, en iyisini yapmalıyım diyerek yola çıkıyorum. Kardiyoloji tıbbın belki de en çabuk gelişen, yeniliklere en açık, en modern alanlarından biridir. Bu alanda bir yenilik gördükçe hemen hevesleniyorum, öğrenme gereği, isteği duyuyorum.  Bunları öğrenmek için ise Yurt içi ve yurt dışına kendi imkanlarımla, harcamalarımı karşılayarak gidiyorum. Bu aslında anlatılması imkansız bir aşktır, her öğrendiğiniz şey imkanı olmayan, tedavi için yurt dışına veya başka yerlere gidemeyen insanlar için büyük umuttur. Bazen günlerce, haftalarca ailemden uzak kalıyorum, maddi manevi fedakarlık etmek zorunda kalıyorsunuz. Tabi bu kadar mücadelenin neresi beni mutlu ediyor diye soracak olursanız en büyük motivasyon kaynağım geri bildirimlerim.  Düşünün daha gencecik bir hasta, ameliyat edilmesi gerekiyor ama modern dünyanın tercih ettiği yeni bir yöntemle ameliyat etmeden de o insanı kurtarabiliyorsunuz. Siz bunu yaşayarak görüyor, şifa oluyorsunuz. Siz buna şahit oluyorsunuz, işte o hastayı kurtardığınızda yaşanılan muhteşemliğini anlatmanız, tarif eteniz mümkün değil. İşte o benim en büyük sevinç kaynağım. Kardiyoloji yaptığınızı anında gördüğünüz bir branş. Düşünün bir hasta masada kaybedilmek üzere ve siz müdahale ediyorsunuz, hasta o anda canlanıyor, o müdahale ile canlanan hastayı gördüğünüzde yaşadığınız o sevinç, o tarif edilemez mutluluk, o muhteşem his sizin tüm yorgunluğunuzu alıp gidiyor, bunun maddi hiçbir karşılığı yoktur, olamaz. Ben özel vakalara müdahale ettiğimde ekstra bir ücrette almıyorum, bu gönüllülük esasına dayanan bir şey. Bunu tüm hekim arkadaşlarıma ve tanıyan, tanımayan herkese rahatlıkla söylüyorum. 7/24 beni çekinmeden arayabilirler, hiçbir talebim olmadan geleceğimi bilsinler, yeter ki insanlar kurtulsun. Çalışmalarımın bilimsel yönünü hiç bırakmadım, hala dünya çapındaki kongrelere konuşmacı, panelist veya davetli olarak katılmaya devam ediyorum ve edeceğim. Uzun yıllar farklı yerlerde faaliyet gösterdim, ben, eşim ve köküm Diyarbakırlı. Artık Diyarbakır’dayım ve buraya yerleştim. Bir diğer şansım ise bilimsel açıdan bana gerekli olan tüm malzemeleri karşılayan, profesyonel bir kurum olan Memorial’de olmakta ayrı bir şans. Bunlar hastalar kadar hekimler için de büyük önem taşıyan önemli mevzular.” Dedi.

Diyarbakır’da 3 aydır görev yapmasına karşın inanılmaz oranda atlanan kalp - damar hastalıklarının olduğunu gözlemlediğini de dile getiren Akdağ: “Bölgemizde olağanüstü seviyede görmezden gelinen kalp – damar hastalığı mevcut. Kalp – damar hastalığı çok önemli olmasına karşın insanlarımız tarafından önemsenmiyor, sigara tüketim boyutu ise adeta intihar edici seviyelerde ki insanların önemsemesi gerekiyor aslında. Öte yandan özellikle genç hastalarımızda var, erken teşhis koyduğum, kalıcı hasarların oluşmadığı hastalarımın yaşayacağı olumsuzlukların önüne geçtiğim her hasta beni inanılmaz mutlu ediyor.” diyerek sigara kullananların bu alışkanlıklarına direnç göstermek yerine hayatlarından uzaklaştırmalarının altını özellikle çiziyor.

Damar denildiğinde akla sadece kalp damarları gelmesin diyen Akdağ: “ bunun dışında şah damarını, bacak, böbrek,  damarlarının açılması, kalp kapakçıklarının ameliyatsız değiştirilmesi, genişletilmesi dahil bunların tümünü bayıltmadan, uyutmadan yapabiliyoruz.” Diyerek tıp alanındaki oldukça illeri teknolojileri de artık rahatlıkla uygulayabildiklerine de dikkat çekiyor aslında.    

Güncelleme Tarihi: 25 Ekim 2018, 13:19
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER