‘SUÇLU OLAN BİZDEN KORKSUN’

HABER : AHMET BEŞENK Ak Parti Diyarbakır İl Başkanı Avukat Muhammed Dara Akar ile yaşanan süreci değerlendirdik. Akar, FETÖ ile mücadele sürecinin bitmediğini tam aksine daha titiz bir şekilde devam ettiğini belirtirken, vatandaşın bildiklerini ilgili mercilere ulaştırması gerektiğini ifade etti. Açığa alınan öğretmenler konusunda da hassa olacaklarının altını çizen Muhammed Dara Akar, kimsenin hakkının gasp edilmesine veya haksızlığa uğramasına müsaade etmeyeceklerinin de aktardı. Bir çok konunun ele alındığı işte o röportajdan bazı başlıklar:

‘SUÇLU OLAN BİZDEN KORKSUN’

 BEŞENK: Kamuoyunun merak ettiği iki önemli konu var. Bunlardan biri FETÖ, ikincisi ise açığa alınan öğretmenler konusu. İlk olarak şunu sormak istiyorum, Gerek basında, gerekse de çevrede FETÖ soruşturmaları ile ilgili pek duyumlar yer almıyor.  FETÖ örgütüne yönelik operasyonlar bitti mi?

 

AKAR: Sayın Cumhurbaşkanımız da, hükümet yetkililerimizin de dile getirdiği gibi bu bir süreç ve bitmiş değil. FETÖ veya bölücü terör örgütü veyahut diğer terör örgütleri ile mücadele bir süreçtir ve devam edecektir. Biliyoruz ki ucu dışarıda olan, oralardan beslenen örgütlerdir bunlar. On yıllarca boyunca devletin ve toplumun katmanları içersinde örgütlenmiş yapılardan bahsediyoruz. Bir yerde çok iyi gizlenen, üst akıl tarafından yönetilen kesimlerdir bunlar. Mücadelemiz bitmiş değil daha da güçlü devam edecektir.

 

BEŞENK: FETÖ’ye yönelik gerçekleştirilen operasyonları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir diğer husus ise kamuoyunun bu noktada birçok endişesi var, birçok tepki özellikle darbe girişiminin hemen ardından kendini gizleyen, demokrasi mitinglerinde boy gösteren şahıslara yönelik geliyor. Bu noktada vatandaşın yakından bildiği isimler mevcut ve kime, nereye başvuracağını bilmiyor. Vatandaş soruyor ya bilgi verdiklerimizde FETÖ’cü çıkarsa ne olacağız diye endişe ediyor. Bu konuda çok net bir açıklamada yapılmadı. Hatta kamuda çalışan yönetici pozisyonunda bazı şahıslar bile ulaşmak adına doğru noktayı soruyorlar. Ak Parti Genel Merkezi ise teşkilatların bürokrasiye karışmaması talimatını veriyor. Vatandaş hükümetin yerelde irdeleyici olan İl Başkanına bilgi vermeyecekse nereye başvuracak?

 

AKAR: Takdir edersiniz ki 15 Temmuz diye adlandırılan çok ciddi bir darbe girişimini beraber yaşadık ve hakikaten Türkiye çok büyük bir badire, belayı atlattı. Devletin içersine çok profesyonelce yerleşmiş bir örgütün, devletin kurumlarını, askerini, uçağını, silahını millete karşı kullandığını gördük hep beraber. Tabi, böylesine olağanüstü dönemlerde yüzde yüz hatasız ve mükemmel iş yapmak mümkün değil. Mutlaka bir takım yanlışlıklarda, eksikliklerde, kusurlarda olacaktır ama ben genel manada yürütülen operasyonlar ciddi bir titizlik olduğunu görüyorum, hükümetimiz, bizlerde ve siyasilerde bunun takibini yapmaktayız fakat açıkçası henüz arzu ettiğimiz tam manası ile kökünü kuruttuk diyebileceğimiz bir noktada değiliz. Bu noktada mülki erkân veya idarenin başındakilere itibar etmek durumundayız. Bu işin elbette ki istisnaları olacaktır ki istisnaları yaşadık zaten. FETÖ ile mücadele noktasında komisyonlar kanalı ile bu işin yürütüleceğine dair bir kararda söz konusu. Bu anlamda vatandaşlarımızın hem CİMER hem BİMER ve hem de kurulacak olan komisyonlara başvurarak elindeki belge, bilgi ve kanıtları devletin kurumlarına ulaştırmaları gerekir. Kurumlarda bu işi savsaklayan insanlar olacaktır ama genel manada devletin kurumlarına güvenmek durumundayız. Bunu yaparken de yüzde yüz emin olduğumuz insanları bildirmekle mükellefiz. Bu işe duygularımızı katmamalıyız, Cumhurbaşkanımız da, Başbakanımız da kastı odur. Suçsuz olanlar mutlaka ayıklanacaktır.

 

BEŞENK: Komisyonların kurulması sürecinin uzaması kaçma teşebbüsünde bulunacaklar için uygun zemini yaratmıyor mu?

 

AKAR: Suçlu olanların gidebileceği bir yer yok, hükümetimiz de, devletimiz de suçlu olanların peşine düşer ve yakalar. Yurt dışına da kaçsalar yakalanarak yargı önüne çıkarılırlar. Burada hukukilik ve ahlakilik ilkelerini biz hükümet olarak öne çıkartıyoruz. Masum insanların zarar görmemesi ama suçlu olanlarında kaçmaması, yargının ve idarenin elinden kurtulmaması yönünde ciddi bir hassasiyet olacaktır.

 

BEŞENK: Ak Parti içersinde yuvalanmış olan Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı kimliklerin var olduğu aşikâr. Bu kesim sadece Cumhurbaşkanının değil Ak Partinin de mahvını, felaketini isteyen kesim aynı zamanda. Bu kesim 17–25 Aralık’tan sonra da sesini gür olarak çıkartmaya devam etti. Kendi içinizdeki temizliğe ne zaman başlayacaksınız? Zira masum insanları hedef göstererek kendilerini gizlemeye çalışan kripto paralelciler mevcut. İçeriyi temizlenmeden dışarıyı çok fazla temizleyebileceğinize inanıyor musunuz?

 

AKAR: Tabi farklı iddiaları medya aracılığı ile duyuyoruz fakat biliyorsunuz ciddi kanıt gerektiren suçlamalar duyuluyor. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ister Ak Parti camiasında olsun isterse dışarıdan Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan aleyhine bir düşünce taşıyanda vicdan yoktur, aleyhte bir düşünceye sahip olmak bu ülke menfaati ile uyuşmayan bir tavırdır. Çünkü Sayın Erdoğan bu ülkenin milli ve haysiyetli duruşudur aynı zamanda mazlum bir coğrafyanın haykırışıdır, ümididir. Bu anlamda Sayın Erdoğan direniş hattının birer neferleriyiz biz. Kişisel bir meselenin ötesinde mazlum bir coğrafyanın hakkının, hukukunun savunulması meselesidir bu. 15 Temmuz şanlı direnişi sadece Türkiye’nin direnişi değil bütün mazlum coğrafyanın direnişidir. Sayın Cumhurbaşkanımız yetişkinlerden tutun çocuklara kadar tüm mazlum coğrafyada bir muhabbet sembolüdür. Ak Parti içerisinde de çok büyük bir muhabbet, cesaret ile Recep Tayip Erdoğan sahiplenilmekte ve teşkilatımızın evlatları birçok şehit verdi. Yani 15 Temmuz gecesi Ak Partinin evlatları, neferleri çok büyük bedeller ödediler. Fakat kusursuzluk noktasında kusursuzda değiliz onu ifade edeyim, teşkilatlardan FETÖ’ye yakın partizan veya ilişkili insanlar tamamen temizlenmiş diye bir iddiada bulunamayız. Şunu hemen ifade edeyim, bizler yaklaşık iki aydır gerek teşkilatlar bünyesinde, gerekse yaşadığımız çevrede ciddi kanıt olan ve kuşku duyduğumuz insanlara yönelik raporlarımızı genel merkeze ulaştırdık 81 ilin tüm teşkilatları olarak. Ben Ak Parti içerisinde iddia edildiğinin aksine çok fazla FETÖ’cü olduğunu düşünmüyorum. Sebebi ise 17 – 25 Aralık sonrası gerçekleştirilen il ve genel merkez kongreleri, Belediye başkanlığı, yerel seçimler, milletvekili seçimleri gerçekleştirildi. Bu süreç içersinde FETÖ’cü olan veya sempatizanı olan insanlar ayıklandı önemli oranda. Öte yandan tamamen temizlendiğini ne ben iddia edebilirim nede başkası iddia edebilir. Bu süreçte var ise bile Ak Parti ayıklamasını hassasiyetle gerçekleştirecektir. Hepimiz çok ciddi manada tehditler alıyoruz, daha iki gün önce Hakkari 1. sıra Milletvekili adayımız suikasta kurban gitti, bunu saklamanın bir anlamı yok, kanlı tehdit mektupları alıyoruz.

Sizin vasıtanız ile herkese çağrıda bulunuyorum, çok daha dikkatli olmalıyız, FETÖ ile mücadeleyi sadece devlet organlarına bırakmamalıyız, rehavete kapılmamalıyız. , gözümüzün nuru dahi olsa affetmemeli ve devletin ilgili birimlere bunları bildirelim. Öte yandan bu profesyonel örgüt, bir bakıma devleti, Ak Parti teşkilatlarını güvenilmez olarak göstermeye de çalışıyor, Dernekleri, sendikaları, muhafazakâr dindar camiayı, cemaatlerimizi, tarikatlarımızı güvenilmez olarak zihinlere nakşetmek istiyor, bundan da kaçınmak lazım. Çok dikkatli olmalıyız, hem ücralara saklanmış olanları bulup ayıplayalım ama devletin veya ilgili birimlerimizi de zan altında bırakmadan da kaçınmamız gerek. Yoksa asıl o zaman FETÖ’nün oyununa gelmiş oluruz, birbirimize şüpheyle bakmış oluruz. Bu konuyu hassas bir dengede yürütmemiz gerek, ne bu suça karışmış insanları kollayalım, ne de aşırı bir hassasiyet ile mağdur insanlar yaratalım.

 

BEŞENK: Bilindiği üzere çok sayıda öğretmen açığa alındı, bu konu ile ilgili olarak neler söyleyeceksiniz?

 

AKAR: Açığa alınmak demek suçlu anlamına gelmiyor bu idari bir tedbirdir. Bu konu ile ilgili komisyonlar kurulacak ve titizlikle çalışmalarını yürütmeli. Suçlu olduğu düşünülen ve kanıtları olan insanlar ayıklanmalı masum insanlar ise işine, gücüne geri dönmelidir. Öyle zannediyorum ki bu hassasiyet daha da yükselmiştir, hele ki Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın çağrısından, talimatından, telkininden sonra hem devlet kurumları hem de bizler daha çok hassasiyet göstereceğiz. Bu idari tedbir elbette ki tüm açığa alınan öğretmenlerin işinden olacakları anlamına gelmiyor. Ben bu manada bütün öğretmen arkadaşlarımıza da müsterih olmalarını istirham ediyorum, gücen içerisinde olsunlar, kalpleri mutmain olsun, suça karışmamışlar ise bu arkadaşlarımız zarar görmeyecektir ama suça karışmışlar ise ki kendilerini biliyorlar, devletin kurumları da biliyor, tüm bunlar komisyonlar eli ile ortaya çıkacaktır. Suçu olanlar ise korksunlar. Biz siyasiler de bu konunun yakın takipçileri olacağız, kamuoyu da, sivil akıl da bunu takip edecektir. Bir gözümüz yaptığımız çalışmalarda olacak diğer gözümüz ise bu komisyonların çalışmalarında olacaktır. Takibini titizlikle bizlerde yapacağız, Ben Ak Parti İl Başkanı olarak bu teminatı öğretmenlerimize veriyorum, komisyonların çalışmalarını her gün takip edeceğim. Bir masum insanın ciğeri yanar ise bunun hesabını soracağız. Kamu görevlisi de olsa hesabını soracağız, başkası da olsa hesabını soracağız. Bizim sokağa atacağımız, ateşe atacağımız bir insanımız olmayacak. Ama suçlu iseler de bizden korksunlar.

 

BEŞENK: Bu röportajı Et ve Süt Kurumunun bahçesinde yapıyoruz. Niçin buradasınız?

 

AKAR: Kurban bayramı münasebeti ile İstanbullu hayırseverlerin göndermiş olduğu kurbanların kesimi ve vatandaşa dağıtımı için burada bulunuyoruz. Gönderilen kurbanlar vasıtası ile ortalama 10 Bin aileye ulaşmayı planlıyoruz ki büyük bir bölümüne ulaşıldı.

 

BEŞENK: Bu çalışmanız dillendirilmeden yapılıyor. Bunun özel bir sebebi var mı?

 

AKAR: Gerek biz, gerekse İstanbul teşkilatımız hayır işlerinde reklamı sevmiyoruz. Bilindiği üzere yıl boyunca yardımlarımız süreklilik arz ederek yapıldı, hem giyecek hem de yiyecek yardımlarını mütemadiyen yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Bizim hedef kitlemiz daha çok terör mağduru, Suriye, Irak gibi ülkelerden kaçan savaş mağduru insanlardır. Bu büyük kitlenin küçük bir bölümüne ulaşabildiğimizi de itiraf etmek istiyorum. İnşallah bizler, devlet kurumları, hayır kurumları ve STK’lar kış gelmeden bu evinden, yurdundan olmuş insanlara ulaşmayı hedef olarak belirlemeli. Hayır işlerinde reklamdan çok mağdur insanlara erişmek önemlidir. Biz daha çok konunun bu yönüne odaklandık. Bu çalışmaları yaparken devlet kurumları ile birlikte yapıyoruz. Bu kurbanları da Et ve Süt Kurumumuzda 4 günden beridir gerçekleştiriyoruz. Buradan bizleri bu süre boyunca yalnız bırakmayan ve aktif olarak çalışmalarda rol alan Et ve Süt Kurumu müdürümüze ve onun nezdinde ekibine çok teşekkürlerimizi sunuyoruz. Çünkü tamamen çok sağlıklı, hijyenik bir ortamda kurbanlarımız kesildi, bölündü ve paketlendi. Tamamen kayıt altına alarak ilimizde ve ilçelerimizde dağıtımını yapıyoruz. İl ve ilçe teşkilatları ile şahıslar olarak ta kurbanlarımızı yine burada kesip muhtaç ailelerimize ulaştırdık. Okullar açılınca da öğrencilerimize yardımlarımız olacak. Burada adeta sessiz bir kervan yürüyor diyebiliriz. Önümüzdeki süreçlerde umarız ki başka illere yardım göndermek bizlere nasip olur diyoruz. 

Güncelleme Tarihi: 18 Eylül 2016, 12:58
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER