VATANDAŞTAN MEB’E AÇIK MEKTUP

HABER: AHMET BEŞENK Geçtiğimiz yıl büyük şaibelere neden olan tek tip kıyafetle devlet okullara gelinmesi kararına karşın yine bir genelge yayınlayarak serbest kıyafet uygulaması serbestisi getirilmişti. Bu kararlar veriledursun o gün bugün birçok iddia da ayyuka çıktı. Bu iddiaların başında yer alan okul yönetimlerinin tek adres göstererek oku kıyafetlerinin fahiş fiyatla alınması yönünde baskı yaptığı iddialarıydı. Daha önce de Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından araştırılan ama sonucu sırra kadem basan veya görevde alınan müfettişlerle birlikte gizemlere karışan mevzuuyla ilgili olarak vatandaş artık kırmızı kartını gösteriyor. Halk bakanlığın kıyafet serbestliğine okul yönetimlerinin veya aile birliklerinin dokunmasını istemiyor, devletin kendi öğretmeninin yine kendi öğrencisine okul dışında ve merdiven altlarında kurs vermesini ise kesinlikle kabul etmiyor, yardımcı ders kitabı vurgununa ise dur denilmesi önemle rica ediliyor. Vatandaş artık para kaynağı yerine konulmak istemediğini apaçık dile getirirken İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin hakkaniyetle hareket etmelerini istiyor.

VATANDAŞTAN MEB’E AÇIK MEKTUP

 Çok önceki yıllardan günümüze kadar hep şunları duymuşuzdur: Karne parası, Zorunlu kıyafet Uygulaması, Yardımcı ders kitabı zulmü, Zorunlu kayıt parası haracı, Kendi öğrencisine yasal olmayan şekillerde kurs vererek ahlak dışı davranılmasını ve daha birçok şeyi sürekli duyarız.

Duyarız duymasına da bu duyduklarımızın her biri bir sonraki yıl veya yı içinde yine hortlar, yine vücut bulur ve yine ilgililer hep ilgisiz davranır.

Öğrenci velileri bu yıl olaya farklı bir perspektiften yaklaşarak istemedikleri şeyleri sosyal medya aracılığı ile duyurmaya başladılar bile. Bunların içinde en dikkat çekeni ise Serbest kıyafet uygulamasına meydan okuyan okul yöneticileri ve okul aile birliklerine yapılan göndermeler oldu.

 

Ramazan Dere adındaki esnaf Sosyal medya üzerinden paylaşımlar yaparak öğrenci velileri olarak serbest kıyafet uygulamasına müdahale edilmesini istemediklerini şu mısralarla vurguluyor: “Milli eğitim bakanlığı bir kaç yıl evvel yayınladığı bir genelge ile 2017/ 2018 eğitim ve öğretim yılından itibaren serbest kıyafet uygulamasına geçileceği ve öğrencilerin istedikleri kıyafeti giyip okullarına gidebilecekleri açıklanmıştı.

Ama maalesef hemen, hemen bütün okullarda müdürler ve yöneticiler öğrencilerine, daha evvel belirlenmiş olan ve ancak birkaç mağazada satışı yapılan kıyafetleri almaları ve yalnızca bu kıyafetler ile okula gelmeleri konusunda baskı yapıyorlar.

Hâlbuki bakanlığın talimatı gayet açıktır, serbest kıyafet uygulaması var ve bu durumda öğrenci bazı şartları karşılaması kaydıyla istediği kıyafeti giyip okuluna gitmekte serbesttir.

Hal böyle iken okul yönetimlerinin, öğrencilerden özel kıyafet almalarını istemesi ister istemez aklımıza rant ve menfaat konusunu getirir.
Hiç bir eğitimciyi zan altında bırakmamız doğru değil ama Diyarbakır'da 2000 civarında okul olduğunu, 500.000 ( Beş yüz bin )den fazla öğrenci olduğunu ve her bir öğrencinin kıyafetlerinin 150 ila 250 TL arasında satıldığını düşünürsek ve her bir öğrenci yılda bir kıyafet seti alırsa ortada dönen rakam yaklaşık yüz milyon TL ( eski para ile yüz trilyon) olduğu görülecektir.

Diyarbakır'da her okulun kıyafeti ayrı, ayrı olduğundan normal esnaflar okul kıyafeti satışı yapamıyorlar, yalnızca bir kaç mağaza evvelden kıyafet hazırlayıp satışa sunduklarından dolayı ortaya haksız bir rekabet ve bunun sonucunda da fahiş fiyatlar çıkmaktadır.

Bugün bir arkadaşımın bana anlattıkları üzerine bu yazıyı yazma gereği duydum.
Kendiside bir konfeksiyon firmasında çalışan arkadaşım çocuğunu Sezai Karakoç Anadolu lisesine kaydetmiş ve kendisine okul kıyafeti alması söylenmiş, bu okulun kıyafetlerini satan mağazaya gittiğinde ( mağazanın ismi bende arzu eden kişilere verebilirim) önceden hazırlanmış bir poşet içinde bir adet keten pantolon, bir adet kısa kol tişört, bir adet uzun kol tişört ve bir adet hırka için toplam180 TL para isteniyor, arkadaşım üzerinde o kadar para olmadığı için hırkayı almak istemeyince mağaza çalışanları alaycı ve incitici tavırları ile kabul etmiyorlar, arkadaşım ısrar edince hırkayı çıkarıp kalan ürünler için 130 TL’alıyor. Arkadaşım ‘Yahu sizde hiç vicdan, merhamet yokmu, verdiğiniz ürün (bir adet keten pantolon ve iki adet tişört ) 130 TL olur mu, aynı ürünleri Sakarya caddesinde alsam 60 TL tutmaz’ deyince birde esnaflığa yakışmayan tavır ile kızarak ‘İster al ister alma’ diyorlar. Tabi bu kadar ters davranışa rağmen arkadaşım o ürünleri orda almak zorunda kalıyor, çünkü başka yerde yok.

Tabi bu sorun bu günün sorunu değil yıllardır var ve okullarda özel kıyafete geçildiğinden beri bu soruna bir çözüm bulunmuş değil.

Okulların aslında biraz da haklı olarak kendi öğrencilerini başka öğrencilerden veya öğrenci olmayanlardan ayırt etmek istemesinden dolayı iyi niyetle başlanılmış, fakat uygulamada öğrenci velilerine rahatsızlık verici bir boyuta geldiğinden artık kar'ı zarar'ını kurtarmayan, tamamen rant'a dönüşen bir durum oluşmuş.

Şimdi bazı arkadaşlar haklı olarak ‘Bir çözüm önerin var mı?’ diyecekler. Evet var ve daha evvelde gerekli mercilere iletmiştim, fakat maalesef dikkate alınmadı. Bu yazımın da dikkate alınacağından pek emin değilim ama yinede çözüm önerimi bir kaç madde halinde yazayım;

1. En eski uygulama en iyisi idi, yani ilkokulda önlük ,ortaokul ve lisede gri pantolon -mavi gömlek ve lacivert ceket giyilmesi bir kaç yönden avantajlı idi, hem öğrenci ile öğrenci olmayanlar ayırt ediliyordu, hem bütün esnaflar bahsi geçen kıyafetleri sattığından fiyatlar gayet makul seviyede idi ve hem de bir öğrenci yıl içinde başka bir okula nakil yapsa dahi bir daha kıyafet almak zorunda değildi, hatta ve hatta bir öğrenci aldığı kıyafeti bir kaç yıl giyebiliyordu veya kendisine olmuyorsa başka bir öğrenciye veriyordu. Bir müddet de diğer öğrenci giyiyordu ama en önemlisi zengin fakir ayırımı yoktu. Zengin çocuğu ve fakir çocuğu aynı önlüğü veya formayı giyiyordu.

2. Eski uygulama geri gelmeyecekse o zaman yapılacak en iyi şey tamamen serbest kıyafet olmalıdır. Çocuk günlük kıyafeti ile okula gelmelidir ama öğrenci olduğu anlaşılması için de okul tarafından bastırılacak,üzerinde öğrencinin resmi ,okulun isim ve amblemi de olan bir kimlik kartını kurdele ile boyuna asacak veya yakasına iliştirecek , böyle bir kartın maliyeti 5 TL’yi geçmez.

3. Eğer ilk iki öneri dikkate alınmayacak ve bu günkü gibi her okul ayrı, ayrı kıyafet giyecek ise o zaman il milli eğitim müdürlüğü veya devletin ilgili kurumları piyasada iyi bir denetim ile kıyafetlerin makul bir fiyata satılmasını temin etmeli veya gerekirse fiyatları belirlemeliler ki veliler ödeme güçlüğü çekmesin.

Bu konularda duyarlı olduğuna şahit olduğumuz il milli eğitim müdürümüz sayın Hasan Aslan bey konuya hassasiyetle yaklaşacağından şüphem yoktur, konunun gündeme gelmesi benden oldu ,ama takibini ise değerli gazeteci arkadaşlarımızdan bekliyoruz.”

Güncelleme Tarihi: 10 Eylül 2018, 13:32
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER