İleri derecede kalp rahatsızlığı olan veya günün belli saatlerinde ilaç alması gereken hastalar dışındaki kalp hastalarının oruç tutabileceklerini belirten Memorial Diyarbakır Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Aziz Karabulut, bu tür hastalara özellikle sıcak yaz günlerinde oruç tutmamalarını önerdiklerini söyledi. Karabulut, “Aslında bizim için en önemli nokta hastanın sıvı ihtiyacı. Kardiyolojik açıdan bir hastanın bu sıcak yaz günlerinde durumunu belirleyen en önemli şeylerden bir tanesi sıvı ihtiyacıdır. Örneğin tansiyon hastaları yeterli sıvıyı alamazlarsa bu kan basıncında dalgalanmalara sebep olabilir. Biz kalp hastalarının hemen hepsine kanı sulandırıcı ilaçlar veririz. Bu ilaçlar bir nevi kanı sulandırarak pıhtılaşmayı önleyerek kalp krizlerini önlemeye çalışır. Vücutta sıvı miktarının azalmasının en önemli dezavantajlarından bir tanesi budur. Vücuttaki sıvının azalması bu istediğimiz hedeflediğimiz kanın sulanmasında bir miktar azalmaya yol açabilir. Fakat bu hiçbir kalp hastası oruç tutmasın anlamına elbette gelmez” dedi.

Gelen hastaların büyük bir kısmının oruç tutmak için özellikle izin istediğini belirten Karabulut, insanların oruca ihtiyacı olduğu için kendilerinin de hastalara yol göstermeye çalıştıklarını ifade etti. Karabulut, “Hasta iftar ve sahur vakitlerinde yeterli sıvı alarak gün içerisinde sıcak saatlerde vücudu su kaybetmeyecek şekilde yaşantısını devam ettirebilirse oruç tutmalarında herhangi bir sakınca yok. Çok ağır kalp hastaları, ağır kalp yetmezlikleri olan, yeni bir krizden çıkmış hastalar, günün belli saatlerinde ilaç alması gereken hastalara özellikle bu sıcak yaz günlerinde oruç tutmalarını önermiyoruz. Onun dışında kalp hastalarımızın pek çoğu ilaçlarını iftara, sahura bölerek oruçlarını tutabilirler” diye konuştu.

Orucun dini bir emir, dini bir görev olduğunu, sağlık açısından birtakım faydaları olduğuna dikkat çeken Karabulut, “Özellikle diyabet ve şeker hastaları, dahiliyeyi ilgilendiren hastalıklarda ciddi kısıtlamalar var, fakat kardiyolojik hastalıkların önemli bir kısmında ‘Hayır, hasta orucunu tutamaz’ şeklinde bir kısıtlamamız yok. Onun dışında zaten kardiyolojik ilaçların pek çoğunun yarı ömrü 24 saat ve üzeridir. Hastalarımız ilaçlarını zamanında alarak oruçlarını tutabilirler tabi yine de her hasta özeldir, hastalık yoktur, hasta vardır bu nedenle birebir hastaları görüp değerlendirip karar vermek aslında en doğru tercih olacaktır” ifadelerini kullandı.

Ciddi bir sıkıntı yaşayan hastaların önceden hem kontrol hem de ilaçlarını düzenlemek amaçlı doktora görünmeleri gerektiğini ifade eden Karabulut, birebir her hasta bazında karar vermenin daha mantıklı olacağını, genel konuşmanın tıpta her zaman eksik kalacağını sözlerine ekledi.