SAHİBİNDEN ŞİKAYET…

 Bu günkü yazımız direkt vatandaşın şikayetini yetkilisine iletmek adına olacak. Sebebi ise Diyarbakır’ın caddelerinde bekleyen ulaşım zedeler, hakarete ve şiddete uğrayan engellilerimiz.

 

Dün Ofis semtinde bir gurup meslektaşımı otobüs durağında evlerine gitmek için beklerken gördüm. Bu arada biz sohbet ederken bazı vatandaşlarında duraklarda araçlara yol veren ve kâhya diye adlandırılan şahıs ile kavga ettiklerine şahit oldum. Vatandaş bir konuya itiraz edince birden çok ses sıralıyor şikayetlerini. Kimileri Yeniyol diye adlandırılan bölgeye neden belediyenin araç çıkartmadığını sorgularken, kimileri de güzergah uzatarak gidecekleri noktaya eziyetli bir yolculuk yapmaktan, kimileri de saatlerce duraklarda beklemekten şikayetçiydi.

 

Yeniyol mağdurları ya Dicle kentten yada kantar kavşağında araçlardan inerek yazın sıcağını, baharın yağmurunu, çamurunu yada kışın soğuğunu iliklerinde hissederek mecbur bırakıldığını dile getiriyorlardı. Gazeteci meslektaşlarımız ise toplu olarak oturdukları Memur-sen TOKİ’ye ulaşımları noktasında sıkıntılarını dile getirdiler. Öncelikle yaşadıkları bölgeye sevk edilen araçların zaman kavramından yoksun olduklarını, belirli bir düzen yerine öylesine hareket ederek vatandaşlara ızdırap çektirdiklerini dile getirdiler. Aynı anda bazen birkaç arabanın durağa girdiğini ve akabinde de araç sıkıntısı yaşandığına dikkat çeken bölge sakinleri UKOME’nin bu ve benzer sıkıntılara bir an önce çözüm getirmesini istediler: Öte yandan vatandaşlar  yine aynı bölgeye daha hızlı ve sıkıntısız gidebilecek güzergahların olmasına rağmen özellikle Bayındırlık, Diclekent yoluna yönlenmenin eziyetten başka bir şey olmadığını belirtirken araçların neden eski Polis okulu - Cezaevi güzergahına sokulmadığının da sorgulanmasını istediler. Kiminin iddiasına göre, özel halk otobüsü sahipleri buna izin vermiyormuş. Yani yerel idarenin işini yapmasını engelliyormuş diye iddialarda bulunuldu. Biz söyleyenlerin yalancısıyız, eğer iddia da doğru ise sözün bittiği yerdeyiz demektir. Yani Diyarbakır’da ulaşımın başı sonu sıkıntı desenize.

 

Sıkıntılar sadece bunlarla mı sınırlı? Elbette ki değil. Hele bir sorun var ki bölge insanına yakışmayan ve bir o kadar da yasal olmayan. Yasalar; engelli, yaşlı, öğrenci ve paso sahibi vatandaşlarımıza bazı kolaylıklar tanımıştır. Demiştir ki: ‘Bu insanların bir bölümü indirimlidir, bir bölümü de ücretsizdir’. Gelin görün ki özel halk otobüsü sahiplerine veya şoförlerine bunu anlatın! Paso mu gösterdiniz? Siz artık bir düşmansınız. Cepheleriniz savaşmaya açık ve her türlü eleştiri, hakaret, saldırı ve tehdit bombardımanına hazır olun. Tabi arada söylenmeler ve küfürlerde cabası. Hani bunlara şahit olmazsam yok ya derim ama maalesef bu böyle.

 

Bir örnek vereyim iyisi mi daha iyi anlaşılır diye: Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından verilmiş sarı basın kartım olmasına rağmen göstermedim ki sebebini açıklayacağım. Geçtiğimiz gün bir halk otobüsüne bindim ve parasını ödedim. Bir sonraki durakta bir ayağı olmayan ve koltuk değnekleri ile araca binmek isteyen bir vatandaşın bulunmasına rağmen şoför durmadı ve kendi kendine ‘Beleşçiler’ diye söylenerek yoluna devam etti’. Bu örnekten de anlaşılacağı üzere mesele sadece parasal konu değil, kaybedilen insanlık ve onun onuru ile alakalı. Düşünsenize karşısındaki bedensel engelli ve aciz durumda olan bir insan. Yaklaşım ise bir o kadar ahlaktan yoksun. Bunları eleştirmek bile bana göre basitlik ama ne yaparsınız görev bilinci ile görev bilincine davet etmek zorundayız.

 

Peki, bu ve benzer mevzuları kimler takip eder ya da niye takip etmez? Asıl soruda bu bana göre. Burada sormak lazım veya uyarmak gerek aslında. Seçmen soruyor ‘Neden’ diye…

 Saygılarımla

[email protected]

YORUM EKLE
YORUMLAR
Zeynep Güler
Zeynep Güler - 8 yıl Önce

bende aynı dertten muzdaribim. yok efendim gaziler yolcusu yokmuş paydos etmişler. olacak şey mi bu?