SEÇİM ARİFESİNDE SUİKAST...

                  Bir müddet önce Kalkınma Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz, Diyarbakır’da yılan hikayesine dönen ve bir türlü bitirilemeyen, çürümeye terk edilen yapılara yönelik kendi kişisel kredisini kullanarak ödenekler çıkartmıştı. Cevdet Yılmaz’ın yaptığı bu atak Diyarbakır’da hayat bulan yaşamın birçok rengi tarafından da takdirle karşılanmış ve yeni bir umut olarak görülmüştü.

Diyarbakır’a geldiği zaman ayağının tozu ile mücadeleye başlayan Sayın Yılmaz’ın bu onurlu davranışı, aldığımız bir haberle sabote edilmeye çalışıldı sanırım. Zira, uzun yıllardan beridir çözülemeyen Diyarbakır Öğretmen Evi muamması bir şekilde çözülmüştü. Sıra işin ihale boyutuna gelince, niye yalan söyleyeyim benimde haberim olmadan bir anda ihalenin yapıldığı haberini aldım. İhalenin pazarlık usulü ile 3 firmanın katılımıyla gerçekleştirildiği, 5.9 Milyon liraya verildiğini, Diyarbakır'dan iki, İstanbul'dan 1 firmanın ihaleye katıldığını öğrendim. 

Böylesi önemli ve meblağı büyük bir ihaleye nasıl olurda sadece 3 firma katıldı diye de düşünmüyorum değil. Nihayetinde Eğitim ve Araştırma hastanesi gibi bir kurumun kıytırıktan bir doğrudan temin ihalesi için dahi yüzlerce firma katılırken.

Şimdi asıl soru şu bana göre: İhalenin giriş, gelişme ve sonuç bölümü nasıl oldu? Bu işin içinde kimler rol aldı? Hangi sendika başkanı günlerce Milli Eğitim Müdürlüğünün koridorlarında ve odalarında tur attı? Bu ihalenin şartnamesinin hazırlanma aşamasında hangi sendikanın başkanı aktif rol aldı? Valilik kademesinde kimler bu işin takipçisi oldu ve nasıl bir yöntem izledi? En önemli soruların başında ise neden sadece 3 firma katıldı? İl Milli Eğitim Müdür Vekilinin izinde olmasının bu iş ile bir ilgisi var mı? Milli Eğitim Müdür Vekilinin vekili M. D. Bilinçli olarak mı bu işin onayı için kurbanlık mı seçildi? Tüm bu sorular bu gün itibari ile Diyarbakır kamuoyunun kafasındaki soru işaretleri.

Madalyonun diğer tarafına baktığınızda Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın büyük bir özveri ile Diyarbakır’a aktardığı meblağları getirim kapısı olarak gören zihniyetlerin bu seçim arifesinde partilerine verecekleri manevi zararı ve yıkımı düşünmemeleri. İhaleyi yapan kurum kimdi? İhale komisyonunda kimler vardı? Bu şartnameyi kimler hazırladı? Kontrolü kimler sağladı ve herhangi bir sendikanın başkanı bu işte rol aldı mı ve neden? En kötü soru ise: Bu vurdumduymazlığı ve sorumsuzluğu hangi siyasi partinin göreve getirdiği şahıslar yaptı? Sorularının yanıtı aslında hem benim tarafımdan hem de vatandaşlar tarafından merakla bekleniyor.

Bana göre yapılan bu rantabl vurgun, tetikçilikten başka bir şey değil ve hedeflerinde de Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın yaptığı atraksiyonlar var. Amaç burada bir taş ile iki kuş vurmak, hem raht elde etmek, hem de Bakan Yılmaz’a ağır darbe vurmaktır.

Nihayetinde halkın düşüneceği şey bana göre şu ki öyle konuşuluyor: ‘Parayı aktardı ve kimseye de yedirmez’ mantığı hakim. Çünkü rakiplerin kullanabileceği en iyi top mermisi yine kendilerinin belirlediği şahsiyetlerin namlularından kendilerine yönelendir.  

Tabi vurgunlar sadece bunlarla mı sınırlı bilinmez demek isterdim ama maalesef çoğunu biliyorum ve yakın bir zamanda da paylaşacağım.

Bu hamur çok su kaldıracağa benziyor fakat sanırım kurbanlıklarda hazır. Sayın Yılmaz, bu işi de çözerse ancak siz çözersiniz ve sayın M. D. Bu evrakı imzalarsanız eğer sanırım kurbanlıkta siz olursunuz gibime geliyor.

 

Saygılarımla

[email protected]

YORUM EKLE