AK Parti'li İçten İçişleri Komisyonu'nda Konuştu

“Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı” İçişleri Komisyonu’nda bir konuşma yapan AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, "Çözüm süreci, AK Parti’nin ve hükümetin tek başına yürüteceği bir süreç değildir.

AK Parti'li İçten İçişleri Komisyonu'nda Konuştu
 "Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı" İçişleri Komisyonu'nda bir konuşma yapan Ak Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, "Çözüm süreci, Ak Parti'nin ve hükümetin tek başına yürüteceği bir süreç değildir. Çözüm sürecinin tek muhatabı da PKK değildir. Bu yaklaşım da Kürtleri reddetmek demektir. Çözüm Süreci'nde tüm renklere, tüm seslere, tüm siyasi partilere yani hepimize ihtiyaç var" dedi.
Ak Parti tarafından çözüm sürecinin yasal bir zemine kavuşması için hazırladığı "Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı" İçişleri Komisyonu'nda kabul edildi. Komisyon üyesi olan Ak Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, tasarının görüşüldüğü esnada yaptığı konuşmasında yeni paketin önemini anlattı. Türkiye'deki kültürel zenginlikleri dikkat çeken İçten, farklı dilleri, dinleri renkleri ve mezhepleri kendi içerisinde yaşayan 50 den fazla medeniyetlere ev sahipliği yapmış, binlerce yıl insan hak ve özgürlükler noktasında dünya ülkelerine emsal teşkil etmiş bir vatanda yaşamaktan onur duyduğunun ifadelerin kullandı. İçten, "Kürtlerin de Türklerin de aynı coğrafyada binlerce yıl kardeşçe yaşamış bu ortak dili oluşturmuş bir tarihin mirasçısı olmaktan onur duyuyorum. 81 ili vatanı olarak gören, ay yıldızlı bayrakta dedemin kanını koklayan, aynı tarihin ve medeniyetin içerisinde yoğrulduğumuz her din ve dil ile bir arada birlikte yaşamak arzusunda olan ve bu uğurda mücadele veren biriyim. Benim hiç kimse ile kişisel bir hesabım bir kırgınlık ve kavgam yoktur. Öncelikle sizlerde bizlerde lokal anlamda bizlere teveccüh gösteren oylarını bizlere verip meclise yollayan halkımızın temsilcisiyiz ve halkımın taleplerini iktidarda olmamız hesabı ile öncelikle hassasiyetlerimi partimin üst kurulları ile paylaşıp sonrasında ise meclis bunların yasal çerçeveye kazandırıldıktan sonra meclis ile paylaşmaya çalışmaktayım. Hükümetimiz tarafından çıkan yasalarda birçok milletvekili arkadaşlarımın ciddi katkıları vardır ve hepsine bu mücadelelerinden dolayı da ayrıca teşekkür ediyorum. Bugün eğer çözüm sürecine yönelik kanun taslağını konuşuyorsak bu ve benzeri demokratikleşme adımlarındaki yasalar buna en iyi örnektir" diye konuştu.


 
"KÜRT SORUNUNU AK PARTİ ÖNCESİ VE SONRASI OLARAK ELE ALMAK LAZIM"

Kürt sorununu Ak Parti iktidarı ve sonrası olarak ele almak gerektiğinin dile getiren İçten, "Ak Parti iktidarından öncesinde bu ülkede kardeş kanı dökülüyor ve vatandaşlarımız birbirlerini öldürüyorlardı. Kürt sorununa 1925'lerde, 1937'lerde askeri darbelerde kapatılan ahıra çevrilen camilerde inkar ve ret politikalarında cezaevlerinde köy yakmalarında faili meçhul cinayetlerde aramak lazım. Diyarbakır meydanında istiklal mahkemeleri tarafından 1925 yılında 47 dedemizi yargısız infaz edilerek darağacında asanlara sormak lazım. Kürt sorununu iyi anlamak için 1937 Diyarbakır'dan kalkan uçakların Dersim'i kadın çocuk yaşlı ayrımı yapmaksızın katlederken, insanların çıplak bir vaziyette kendi ölümlerini beklerken gözyaşlarına ve ahlarına bakmak lazım" şeklinde konuştu.

"PKK BU ÜLKENİN BİR GERÇEĞİDİR"

PKK'nın Türkiye'nin bir gerçeği olduğunu söyleyen İçten, şunları söyledi:

"Seversiniz sevmezsiniz ama bazı gerçekler var. PKK bu ülkenin bir gerçeğidir. ve içerisinde kendi vatandaşlarımız var. Dolayısıyla PKK içersinde yer alan ve o ana yakın olanlar İmralı'yı kendilerine önder görebilir. Bu, bazı Kürtlerin yaklaşımıdır. Bu sorun bitecekse elbette devlet içindeki bir kurum bu görüşmeleri yapmalı ve sorunu çözmeye gitmelidir. Oslo görüşmeleri provoke edilemeseydi acaba şu an silahlar bırakılır mıydı? Devlet PKK kurulduğundan beri zaten görüşüyor. Şimdi doğru insanlar üzerinden görüşmeler yapılıyor. Elbetteki PKK'nın içerisinde çözüm sürecinden rahatsız olanlar var ve bundan rant elde edenler akan bu kanın devam etmesini talep etmektedir. Elbetteki kandan beslenenler bu işi bozmak isteyecektir. Ama biz, sizlerle birlikte, sağlam iradeyle bu işte devam etmeliyiz. Birileri yol kesiyor veya hala hukuk dışı işler yapıyor diye devlet olarak bizim buna göz yummamız mümkün mü? Öyleyse soruyorum. Peki, benim seyahat özgürlüğümü kim sağlayacak?" ifadelerini kullandı.

"ÇÖZÜM SÜRECİ AK PARTİ'NİN TEK BAŞINA YÜRÜTEBİLECEĞİ BİR SÜREÇ DEĞİLDİR"

Çözüm sürecine her kesimin katkı yapması gerektiğini belirten İçten, "Evet, zaman zaman birileri yol kesmek istemiş olabilir ama ben Diyarbakır milletvekiliyim. Lütfen yol kesildi denilen yerlere gelin hep birlikte gidelim. Aylarca yol kapalıysa bunu gelip yerinde birlikte tespit edebilirdik. Çözüm süreci, Ak Parti'nin ve hükümetin tek başına yürüteceği bir süreç değildir. Çözüm sürecinin tek muhatabı da PKK değildir. Bu yaklaşım da Kürtleri reddetmek demektir. Çözüm Süreci'nde tüm renklere, tüm seslere, tüm siyasi partilere yani hepimize ihtiyaç var. Dolayısıyla PKK talepleri üzerinden bu işler yürümüyor, yürümez de. Sadece PKK muhatap alınmaz, alınmayacaktır da. Muhatap, halkın tüm katmanlarıdır. Eğer öyle olsa bizim gibi düşünen Kürtler ne olacak? Bölgede farklı siyasi partiler cemaatler, vakıflar ve kanaat önderleri var ve bunlar hem PKK hem bizden de farklı düşünmektedirler. Çözüm sürecinin muhatabı hepimiziz. Sorun sadece siyasi talepler ve yaklaşımlar değildir" dedi. 
Güncelleme Tarihi: 05 Temmuz 2014, 18:22
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER