Arınç: Hüda-Par Mazlumdur

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Şırnak'ın cizre ilçesinde yaşananlar ile ilgili yaptığı konuşmada Hüda-Par'ın mazlum olduğunu söyledi

Arınç: Hüda-Par Mazlumdur
 Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dün akşam Habertürk televizyonunda katıldığı programda, çözüm sürecinden ‘üç dönem kuralı’na, Cizre’de yaşananlardan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmesine kadar gündeme dair birçok konuda soruları yanıtladı. Cizre ve 6-7 Ekim olaylarında HÜDA-PAR’ın ‘mazlum ve mağdur’ öne süren Arınç, 40 yıldır siyaset yaptığını ve yorulduğunu haziran seçimleri sonrası siyaseti bırakmayı düşündüğünü dile getirdi.

BİNALİ YILDIRIM’A TEPKİ

5 Ocak’ta yapılması planlanan Bakanlar Kurulu’na Erdoğan’ın başkanlık edeceğine dair İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın açıklamasına da tepki gösteren Arınç, “Binali Bey İzmir Milletvekili olmanın dışında bir sıfat taşımıyor. Cumhurbaşkanı’nın sözcüsü de değil. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında kalması gereken birlikte karar vermesi gereken bir konuda hiçbir sıfat taşımayan bir insanın 5 Ocak'ta Bakanlar Kurul, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanacak demesi yanlıştır” dedi.

Arınç'ın programdaki açıklamalarından bazı satır başları şöyle:

MISIR İLE İLİŞKİLER

Mısır konusunda bazı ülkelerle farklılıklar oldu. Demokrasiye inanmış her ülke için darbeye tepki göstermek görevdir. Mısır konusunda Türkiye 'nin tavrına herkesin katılmasını beklemek doğruydu. Batı, Mursi'ye karşı bir sahiplenme içine girmedi, Sisi'yi meşru cumhurbaşkanı olarak kabul etti. Bir ülkenin dış politikasını o ülkenin milli çıkarları belirler.

DARBELERE KARŞIYIZ AMA…

Darbelere karşıyız ama Türkiye'nin çıkarları için yeni adım atmamız gerekebilir. Bizim yeni bir Mısır politikasını uygulamamızda fayda vardır diye düşünüyorum.

SUİKAST İDDİASI

Ben bunun bir suikast teşebbüsü olmadığına hukukçu kimliğiyle o zaman karar vermiştim. Bazı olayların kumpas olduğu ortaya çıktığı için içimde şüphe zamanla büyüdü. ‘Acaba bu olay sebebiyle benim üzerimden operasyon mu yapıldı’ diye içimde şüphe büyüyor.

TUTUKLU YARGILAMALAR

Ahmet Şık, Nedim Şener ve Hanefi Avcı tutuklandığında da bunun yanlış olduğunu söyledim. Yazılan kitaplardan yola çıkarak bir neticeye varamayız. Bu tutuklamaların yanlış olduğunu söyledim. Özellikle kitapla, televizyonla, diziyle vs. suç işlenmesinin istisnai olabileceğini, bunun unsurlarının ne kadar mevcut olduğunu bilmediğimi ifade ettim. Ancak bir örgüt bağlamında herkesin üzerine düşen rolü oynayarak belli bir suç meydana getirme çabası varsa bunu hakimler tayin eder.

'PARALEL YAPI' TARTIŞMASI

Risaliye Nur hareketi, Bediüzzaman Said Nursi'nin eserleriyle ortaya koyduğu yani Kuran ve imkan hakikatlerini anlatma meselesi farklı bir şey. Bediüzzaman hazretlerinin en yakınlarından bir talebi Abdülkadir Badıllı bugün defnedildi. Urfa'da kendi arzu ettikleri yere gömdüler. Biz de Bakanlar Kurulu kararını çıkardık. Kabristanların dışında başka bir yere gömülecekse bunun için bir Bakanlar Kurulu kararı çıkması lazım. Cumhurbaşkanımız "Aldatılmışız" dedi, aynı şeyleri benim de söylemem lazım çünkü o belki benden daha az tanıyor. Benden daha mesafeli durmuş olabilir. Ama biz bu konuda kendilerine ne söylemişsek o da samimiyetle buna inandı. Onlara çok yardımcı oldu.

‘BİZ HİZMET HAREKETİ OLARAK BİLİYORDUK’

Cemaat dediğimiz olguyu biz hizmet hareketi olarak biliyorduk. İsterseniz çok safmışsınız diyebilirsiniz. Dolayısıyla biz olan bitene bakalım. Bir devlet içinde farklı yapılanmalar oluşmuşsa buna müdahale edilir. Cemaat eğer örgüt haline gelmişse, yapılanması da devlete paralelse bu yok edilmelidir. Cemaatler sosyolojik bir olaydır ve hepsi mübarektir ama bu artık cemaat olarak değerlendirilemez.

FUAT AVNİ

Dünyanın her yerinde istihbarat vardır ve bu istihbarat örgütlerinin içine sızmış ajanlarda bulunabilir. Sizin en yakınınızdaki insanları elde edebilirler, en yakınınızdan alan dinlemesinden konuşmalarını dinleyebilirler. Bunları en aza indirmeye çalışacağız. Ama bunu sıfırlamak mümkün değil. Bu bir kişi değildir de birkaç kişidir, oraya bilgi akıyor oradan da tevziye ediliyor. Başında da şu var diye bir şeyler yazılıyor. Ama gerçeğe ulaşmadıktan sonra o veya bu ismi piyasaya sokmanın bir alemi yok. Mücadele hukuk içinde olacak kim ne yaptı, inceleyeceğiz. Biz zulmetmeyiz, hukuk içinde kalmaya mecburuz.

CİZRE'DEKİ OLAYLAR

Yaşananların çok ağır bir suç olduğunu bilmemiz lazım. Son yıllarda terör örgütünün yandaşları Cizre ve birkaç ilçeyi pilot bölge olarak tayin etti. İki nedeni var, Uludere olayının yıl dönümü ve Kobani'de ölenlerin cenazesine yönelik provokasyon. (Uludere olayı) Komplo değil, bunun tek sorumlusu var o da terördür. Bu olayın suçlusu hükümet ve asker değil, bu olayın suçlusu terör. Şu anda asayiş sağlanmıştır. Emniyet güçlerimiz, kolluk güçlerimiz orada hakimdir. HÜDA-PAR'ı evlerine giderek yakmak istediler, HÜDA-PAR mazlum ve mağdurdur. Hem 6-7 Ekim olaylarında hem de şimdi. PKK bölgede kendisinden başka hakimiyet istemiyor. Biz bu olayın elbette üstüne gideceğiz, adli soruşturma başladı.

YÜCE DİVAN TARTIŞMASI: KALBİMİ DİNLEYECEĞİM

Ortada dolaşan kulis bilgileri söylentiden ibaret. Şimdiye kadar pek çok bakan ve başbakan hakkında soruşturma açılması istendi. Soruşturma Komisyonu aynı zamanda adli görev yapar. Bunun hukuki ve siyasi sonuçları olacak, bizim hukuka dikkat etmemiz lazım. Karar vermem gerektiğinde ben kalbime sorarım. 4 eski bakan hakkında Genel Kurul'da gizli oylama olacak, ben kalbimi dinleyeceğim.

ERDOĞAN İLE KABİNE TOPLANTISI

Başbakanımız 5 Ocak'ta Cumhurbaşkanımız başkanlığında bir kabine toplantısı olmayacağını dirayetli bir şekilde söyledi. Kendisi söyledikten sonra söylenecek bir söz yok.

‘BİNALİ YILDIRIM'IN BÖYLE BİR AÇIKLAMA YAPMASI YANLIŞTIR’

Bu tarihi veren Binali Yıldırım ise onun şahsıyla ilgili değil ama onun yerinde başka birisi de olsaydı böyle bir hakkı yoktu. Binali Bey İzmir Milletvekili olmanın dışında bir sıfat taşımıyor. Cumhurbaşkanı’nın sözcüsü de değil. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında kalması gereken birlikte karar vermesi gereken bir konuda hiçbir sıfat taşımayan bir insanın 5 Ocak'ta hükümet Cumhurbaşkanlığı başkanlığında toplanacak demesi yanlıştır. Bunun yanlış olduğuna inanıyorum. Anayasa'ya göre Cumhurbaşkanı gerekli görürse Bakanlar Kurulu'na başkanlık edebilir. Cumhurbaşkanı istediği zaman Başbakanımızla görüşerek bir toplantı istemek yetkisine sahiptir.

SİYASETİ BIRAKACAK MI?

40 senedir siyasetteyim, artık yoruldum. Siyasetten tamamen ayrılmayız, bu bizim yaşam biçimimiz. Ama üç dönem kuralı gereği ayrılacağım. Kitap okumak ve vakıf kurmak istiyorum. Aileme da çok vakit ayırmak istiyorum.

Güncelleme Tarihi: 28 Aralık 2014, 13:06
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER