Erdoğan'dan net HDP mesajı: Dokunun

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın açıklamalarını işaret ederek HDP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması mesajını verdi.

Erdoğan'dan net HDP mesajı: Dokunun

 HDP eş başkanlarının yaptığı açıklamaların anayasal suç olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun bir bedeli olduğunu söyledi.

Erdoğan “Parti kapatılma olayı düşünülmemeli. Dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla başlayacak süreç, terörle mücadele açısından havayı olumlu yönde etkiler. Bunlara karşı gerekli cevabın verilmesi, yargı mekanizmasının devreye girmesi gerekir” dedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan ziyareti dönüşünde uçakta kendisini takip eden gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Suudi Arabistan ziyaretinde ikili ilişkilerimiz açısından en önemli gelişme, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin kurulmasına karar verilmiş olmasıdır. Ben bunun, Türkiye-Suudi Arabistan arasında “zirve” diyeceğimiz en önemli adım olduğunu düşünüyorum. Bu mekanizmanın, iki ülke arasında her türlü, askeri, siyasi, ticari, kültürel alanlarda işbirliğimizi geliştirmek suretiyle, her iki ülkeye de, kazan-kazan esasına göre çok şeyler kazandıracağına inanıyorum. Bir diğer konu da, terörle mücadelede bir işbirliği adımının şu anda atılıyor olması. İslam İttifakı adlı bu girişimin ön görüşmeleri Riyad'da yapıldı. Bunun devamı noktasındaki çalışmalar da devam ediyor. Yani, İslam dünyasındaki ülkelerin bu işbirliği içerisinde yer alması büyük önem arz ediyor. Böyle bir ittifakın oluşması, inanıyorum ki geleceğe yönelik kararları almada bu çok daha sağlıklı neticeler doğuracaktır. Ben ittifakın isabetli kararlar alacağı düşüncesindeyim. Yeter ki, çalışmalar karşılıklı güven esasına dayalı olarak yürütülsün. Bölgesel konularda Suriye, BM Güvenlik Konseyi 2554 sürecini görüşme imkanımız oldu. Bir de Irak, Filistin, Yemen, bu konuları aramızda görüşme durumu oldu.

Suudi Arabistan öncülüğündeki İslam İttifakı ile amaçlanan tam olarak nedir? Bu ittifak hangi ülkeleri kapsıyor?

İslam İttifakı, esasen terörle mücadeleyi hedefliyor. Bunun tabii ki çeşitli boyutları var. Güvenlik, istihbarat boyutu, askeri boyutu var. Dini kavramların istismarının engellenmesi, İslamofobiye karşı dayanışma içinde olma boyutu var. Yapılacak çalışmalar neticesinde, ittifakın altyapısının neleri kapsayacağı da netleşecek. Bu çalışma, şu an itibarıyla 37 ülkenin katılımıyla, Riyad merkezli olarak sürdürülecek. Temennim odur ki burada sekreterya da başarılı bir görev ifa eder, icra ederse, buradan çok isabetli neticeler alınabilir. Her ülke buraya hangi hizmetle, neye katkılarda bulunacak, bunların hepsini göreceğiz. Bunlar netleştiği zaman açıklanacak.

Kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden gazeteci Hasan Karakaya'nın koltuğu boş bırakıldı.

AHMET BEY GEREKENİ SÖYLEDİ

Irak, Suriye gibi ülkeler de bu ittifakta yer alacak mı?

İttifak, dediğim gibi esasen terörle müdadeleyi hedefliyor. Dolayısıyla, ittifakın mezhebi bir yanı söz konusu değil. Hepsi içinde... Mezhebi yaklaşımların ne tür sıkıntılara yol açtığı, halihazırda Irak'ta, Suriye'de, İran'da görülebiliyor. Bakın Irak'ta 14-15 ay önce, Başika ile alakalı olarak en ufak bir ters tutum yoktu. Ama Rusya ile aramızdaki bir sıkıntı yaşanınca, bir bakıyorsunuz bazı kesimler hemen tahrik eğilimine girebiliyor. Mesela, bize şu anda Rusya'nın BM Güvenlik Konseyi'ne gitmesi, arkasından Irak'ın BM Güvenlik Konseyi'ne gitmesi, ikisinde de “ret” almış olmaları tabii ki önemli. Ama mesela İbadi'nin yaptığı açıklamalar var. Sayın Davutoğlu ile yaptıkları görüşmede, “Buradan askerinizi çekin” demiş. Tabii, Ahmet Bey de gerekeni söylemiş. Irak Dışişleri Bakanı'nın açıklamalarına da cevaben “Siz önce oradan DAEŞ'i temizleyin” demiş. Başika'ya biz davet alarak gittik. Orada ne var? 650-700 eğitimci asker var. Aslında bunu onlar da biliyor. Ama bazı kesimler işi farklı yerlere çekmek suretiyle yeni bir oluşum meydana getirme gayreti içindeler. Bunu Sayın Obama ile de konuştum; telefon görüşmemde kendisine anlattım.

YPG'Yİ İZLEMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL

YPG'nin Fırat'ın batısına geçtiği yönünde iddialar var. Bu iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben ilgili arkadaşlarımdan, YPG'nin öyle Fırat'ın batısına geçme durumu olduğuna dair bir bilgi almış değilim. Böyle birşey varsa gereği yapılır diye de bunu aramızda konuştuk. Bizim şu anda tabi ilk etapta, orada Cerablus hedefimiz vardı. Neydi o? DAEŞ'ten orayı temizlemekti. Alzas olayı bizim için risktir. Oraya YPG'nin gelmesini izlemek bu kabul edilir birşey değildir. Bunun görüşmesini yapacağız, o zaman tamamiyle bizim güneyimizde, Suriye'nin kuzeyinde bir Kürt bantı oluşur ki, buna “evet” demek mümkün değildir. Bir de orada malum bu Teşrin Barajı var. Yani, barajla alakalı olarak, ABD de orayı özellikle DAEŞ'ten korumak için bir adım attığını söyledi. Yani, YPG'yi orada eğer kara gücü olarak kullandığını mı anlatmak istiyor, onu bilemiyorum. Ama biz kendilerine şunu söyledik. Yani, orayla aynen diğer yerlerde yaptığımız, Mare, Hercele hattındaki işbirliğimiz neyse, oralarda da aynı işbirliği rahatlıkla yapılabilir. Bunu tabi kendilerine söyledik.

MECLİS'TEKİ DOSYALAR ELE ALINMALI

HDP eş başkanlarının anayasal suç niteliğinde açıklamaları var. Parti kapatmalar eskide kaldı ama yenilir yutulur olmayan beyanlar için değerlendirmeniz nedir?

İki eş başkanın yaptığı açıklamalar kesinlikle anayasa suçudur. Haklarında cumhuriyet başsavcılıklarının başlattıkları süreçler var. Bu konuların takip edilmesinin gereğine inanıyorum. Parti kapatma olayı düşünülmemeli, gündeme dahi gelmemeli. Ama suçu irtikap eden milletvekili, belediye başkanı veya başkaları olabilir. Bunlar bunun bedelini ödemek durumundadır. Diyarbakır ve Ankara başsavcılıklarının başlattığı soruşturmaları da bu çerçevede değerlendirmek lazım. Dokunulmazlıklarının kaldırılması suretiyle başlayacak süreç, inanıyorum ki terörle mücadele açısından ülkemizdeki havayı da olumlu yönde etkileyecektir. Ülkeyi parçalayıp bölmeye yönelik mesajları kabul etmemiz mümkün değil. Devlet içinde devleti kabul etmemiz asla mümkün değil. Bunlara karşı gerekli cevabın verilmesi, müeyyide uygulanması, yargı mekanizmasının devreye girmesi suretiyle atılması gereken adımlar var. Şu anda Meclis'te 160'ı aşkın dosyaları var bunların. Bu dosyalar gözden geçirildiği zaman neyi kapsıyor, masaya yatırılacak ve ona göre adım atılacaktır.

GÜVENLİK GÜÇLERİNİN KOORDİNASYONU MÜKEMMEL

2016 yeni yıl mesajınızda, etkisiz hale getirilen terörist sayısını 3 bin küsur olarak belirtmişsiniz. Bazı kesimler ise 90'lara dönme tezviratı da dahil olmak üzere farklı propaganda peşinde. Bu konuda bir değerlendirme yapmak ister misiniz?

Gerek asker, gerek polis, gerekse geçici köy korucuları çok ciddi mücadele veriyorlar. Arazi koşullarını ele aldığımız zaman verilen mücadele, sıradan bir mücadele değil. Mesela Sur, manevra kabiliyetinizin çok rahat olduğu bir yer değil. Dar sokakların olduğu, terör örgütü mensuplarının ise belli yerlere gizlendikleri... Askerimiz, polisimiz orada kendilerini de koruyarak temkinli bir mücadele vermek durumunda. Ama gereken adımlar atılıyor. Şu anda bütün güvenlik güçlerimizin özgüveni artmış vaziyette. Alan hakimiyeti güvenlik güçlerimizde. İnşallah beklediğimiz netice alınacak; ülkemiz huzura, refaha, mutluluğa kavuşturulacak. Terörle mücadelede mükemmel bir koordinasyon var. Askerimiz, polisimiz, geçici köy korucularımız çok iyi bir diyalog içindeler. Hepsi dayanışma içerisinde bu çalışmayı sürdürüyor.

Paralel yapıyla mücadele çerçevesinde Gülen'in ABD'den Türkiye'ye iadesi konusunda herhangi bir gelişme söz konusu mu?

Dosyalar art arda açılıyor. Interpolle ilgili konular da gelişiyor. Akabinde yargı, oradan deport edilmesi ya da Türkiye'ye iadesi gibi taleplerde bulunabilecektir. Bu süreci de orada izleyeceğiz. Tabii, Pensilvanya'da bu işin başında olan zattan ibaret değil hadise. Biliyorsunuz şu anda neredeyse 100'ü aştı kaçanlar. Bu yargı sürecinde bunlarla ilgili de verilen, verilecek kararlar olacaktır. Onların yakalanmaları, ülkemize iadelerinin sağlanması gerekecek.

BÖLGENİN GERÇEĞİ NORMALLEŞMEDİR

İsrail'le ilişkilerin normalleşmesi için 3 şart var. Özür, tazminat, Gazze'ye ablukanın kaldırılması. Gazze ile ilgili adım atılmadan İsrail'le anlaşma mümkün mü?

İsrail'le normalleşme sürecine bizim nasıl baktığımız, bu konudaki şartlarımız bellidir: Özür, tazminat ve ambargonun kaldırılması. Mesela şu anda Gazze'de enerji sıkıntısı var. Buraya enerji takviyesi verecek bir gemiyi limana yanaştırmamız lazım. Bir diğer konu su sıkıntısı var. Bunu gidermemiz lazım. Ambargo noktasında dediler ki “Biz, Türkiye üzerinden kaldırırız. Türkiye üzerinden mallar, inşaat malzemeleri girebilir” dediler. Arkadaşlarımıza şunu söyledim. Yazılı metni görmeden benim şu anda bir şey söylemem mümkün değil. Yazılı metni göreceğiz ki bu iş sağa sola sapmasın. Bu hususta önem verdiğimiz bir başka husus da Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerin son bulmasıdır.

İsrail ile Türkiye'nin anlaşmalarının her iki ülkenin de yararına olacağı yönündeki değerlendirmelere ne diyorsunuz?

Bütün mesele olaya adil yaklaşım sergilenmesi. Adil yaklaşım nedir? Bahsettiğimiz şartların yerine getirilmesidir. İsrail, bölgede Türkiye gibi bir ülkeye muhtaçtır. Bizim de İsrail'e ihtiyacımızın olduğunu kabul etmemiz lazım. Bu, bölgenin bir gerçeğidir. Bunları görmemiz lazım. Biz karşılıklı samimiyet çerçevesinde bu adımları atmayı başarabilirsek, normalleşme beraberinde gelir. Biz Filistin'deki kardeşlerimizi gözetmek durumundayız. Oradaki okullar, hastaneler... Elektrik yok, su yok. Bu sorunlar bağırıp çağırmakla çözülmüyor. O nedenledir ki biz, “Görüşmelerimizi sürdürelim” diyoruz. Yeter ki burada böyle bir neticeyi elde edelim ve normalleşme ile ilgili adımı atalım.

İsrail, Türk mallarına ambargo uygulamayacaksa, elektrik için bir geminin gitmesi söz konusu olur mu?

Arkadaşların verdiği sinyalde belki de en kolayı o. Oraya bir gemi yanaşacak. Ve o gemi onların merkezi sistemine elektrik verecek. Onların şu anda merkezi sistemi de felç. Onu da süratle yenileyeceğiz.

AMERİKA ZİYARETİ 31 MART'TA

Türkiye-ABD ilişkilerinde bölgesel bazda bazı görüş ayrılıkları mevcut. Bunların giderilmesi veya azaltılması noktasında bir durum var mı?

ABD ile zaman zaman olaylara bakışta farklılıklarımız olmuştur. Ama hiçbir zaman bir kopuş yaşamadık. Şu anda da mesela yine aynı şekilde. Sayın Obama beni arar, ben kendisini ararım. Aramızda güvenli hattımız var ve görüşmelerimizi yaparız. 31 Mart gibi Nükleer Güvenlik Zirvesi için ABD'ye gideceğim. Mart sonunda orada olacağız. Obama müsait olursa o vesileyle Maryland'deki külliyemizi de beraber açabiliriz. Kendisine daha önce teklifimizi yaptım. Gelebilirse beraber açarız.

RUSYA İÇİN DİPLOMATİK HATA OLUR

Türkiye'ye yönelik yaptırımlar sonrasında Rusya'da bir domates 6 liraya fırlamış durumda. Yaptırımlar onları mı köşeye sıkıştıracak

Büyüklerimizin güzel bir sözü var: Niyet hayır, akıbet hayır. Bizim niyetimiz hayır. Biz kimseye zulmetmedik. Ben, kaybettiğimize inanmıyorum. Bir yerden kapı kapanır, bir başka yerden kapı açılır. Biz bunları 12-13 yıllık süreçte çok yaşadık. Bizim girişimcilerimiz çok farklı insanlar. Dünyanın farklı yerlerinden bir çok iş çıkarır, önümüz açılır. Ancak Türkiye ile Rusya arasındaki güzel ilişkileri bozacak adımlar atılmasının, Rusya için bir diplomatik hata olduğunu düşünüyoruz.

Kaynak: Yeni Şafak

Güncelleme Tarihi: 02 Ocak 2016, 11:42
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER