Kışanak: Başbakanlar Diyarbakır'da Kürt der, Ankara'ya dönünce şaşar

BDP Eşbaşkanı Kışanak partisinin TBMM Grup toplantısında konuştu. Kışanak, "Türkiye'nin Başbakanları, Diyarbakır'a gittiğinde Kürt realitesini hatırlar, ama Ankara'ya gelince şaşarlar. Erdoğan da bu geleneği bozmadı" dedi.

Kışanak: Başbakanlar Diyarbakır'da Kürt der, Ankara'ya dönünce şaşar
 BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, "Türkiye'nin Başbakanları, Diyarbakır'a her gittiğinde Kürt realitesini hatırlarlar, özgürlük ve çözümden bahsederler ama Ankara'ya gelince şaşarlar. Erdoğan da bu geleneği bozmadı" dedi.

Kışanak, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasının önemli bir bölümünü kadına şiddet konusuna ayırdı.

Bu konudaki hükümet politikalarını eleştiren Kışanak, "İşlenen her cinayetin sorumlusu ve paydaşı AKP Hükümeti'dir" dedi.

Kürt nedir? Biraz ağaç, biraz 'topluluk'

Toplumun yarısını evde hapsetmeye kalkışan, ikincil gören, yönetime katmayan anlayışa karşı tüm kadınların yan yana mücadele etmesi gerektiğini ifade eden Kışanak, "Başbakan kadınlara sabah akşam 'üç çocuk doğurun' diye telkinde bulunuyor. Madem Başbakan'ın toplumu değiştirme ve yönlendirme gücü ve etkisi var bir gün de çıksın, kadına şiddet, çocuk yaşta evlilik, ikinci evlilik konusunda net bir tutum alsın ama bunu yapmaz. Zihniyeti buna uygun değil" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın Diyarbakır'daki konuşmasını anımsatan Kışanak, "(Karakolda doğru söyler mahkemede şaşar) diye bir söz var. Bu, 'Diyarbakır'da doğru söyler, Ankara'ya gelince şaşar' haline döndü. Erdoğan da bu geleneği bozmadı. Türkiye'nin Başbakanları, Diyarbakır'a her gittiğinde Kürt realitesini hatırlarlar, özgürlük ve çözümden bahsederler ama Ankara'ya gelince şaşarlar. Artık halkımız da bunu biliyor. Halkımızda hayal ile gerçeği, doğru ile yanlışı, hakikat ile saptırmayı birbirinden ayırabilecek bir olgunluk ve bilinç vardır" dedi.

YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI

Türkiye'nin bir bütün olarak iki yıldır anayasa komisyonunda ne konuşulduğunu, tartışıldığını, nelerin önerildiğini bilme hakkı olduğunu ifade eden Kışanak, komisyondaki tüm tartışmaların, önerilerin kitap olarak basılmasını ve internet sitesinden yayınlanmasını istediklerini kaydetti.

Kışanak, "Hakikat ortaya çıksın. Kim bu masaya nasıl oturdu ve iki yıl boyunca halkın umutları, beklentileri üzerinden nasıl kendi çıkarlarının hesabını yaptı, bunu herkesin görmesi gerekiyor" diye konuştu.

BDP'nin sunduğu anayasa taslağının kendileri için "gurur ve iftihar kaynağı" olduğunu belirten Kışanak, önerilerine bakıldığı zaman, bunun sadece BDP'nin değil tüm Türkiye'nin anayasası olduğunun görüleceğini söyledi.

BDP dışındaki üç partinin üzerine düşen sorumluluğu yapmadığını ifade eden Kışanak, "AKP'nin özellikle topu diğer partilere atmasının hiçbir anlamı ve manası yoktur" dedi. Kışanak, şunları söyledi:

"Sayın Başbakan her konuşmasında komisyona eşit üye verilmesini bir lütufmuş gibi değerlendiriyor. Eğer bu parlamentonun içtihadı, İçtüzüğü varsa herkes buna saygılı olacak. Şimdiye kadar bu parlamentoda kurulan bütün uzlaşma komisyonları eşit temsil üzerinden kurulmuştur. Bu sayın Başbakan'ın lütfu değildir.

AKP o masayı kendi anayasasını yapmak ve bunu meşrulaştırmak için kullanmak istedi.

CHP , hiçbir şekilde kabul edilemeyecek tutum ve anlayışla, mevcut statükoyu daha da geriye götürebilecek öneriler sundu. Yeni anayasa yapılamamasından CHP ve MHP de sorumludurlar ama en büyük sorumluluk AKP'ye aittir. AKP, halka verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü tutmamıştır."

AKP'nin BDP yokmuş gibi davrandığını belirten Kışanak, "BDP ile görüşme konusu gündemlerinde bile yok. Bu zihniyetten demokratik bir anayasa çıkmaz. Şimdi 'biz yolumuza devam edeceğiz' diyorlar, o yola devam edersiniz ama o yola Kürt sorununun çözümünü isteyenler çıkar, halk çıkar" dedi.

ÇÖZÜM KOMİSYONU RAPORU

AKP'nin demokratik çözüm sürecinde üzerine düşeni yapmadığını da söyleyen Kışanak, yeni anayasa konusundaki yaklaşımın TBMM Çözüm Sürecini Değerlendirme Komisyonu'nda da devam ettiğini söyledi.

Kışanak, "Gelinen nokta, BDP'yi yok sayma. Kendi kendilerine raporu yazmışlar ve Meclis Başkanlığı'na sunmuşlar. Burası AKP'nin çitliği mi? Buranın bir kuralı var. Bir komisyon kurulduysa üyelerinin her birinin ya muhalefet şerhi olacak ya da kabulü olacak. Bütün bunlar diktatörlük alametleridir" diye konuştu.

Çözüm sürecini her şeye rağmen Öcalan'ın tek taraflı ilerletmeye çalıştığını söyleyen Kışanak, "Demokratik muhalefet hakkımızı sonuna kadar kullanacağız" ifadesini dedi.

RADİKAL

Güncelleme Tarihi: 27 Kasım 2013, 15:14
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER