Çözüm sürecinin gelişmesiyle birlikte PKK ülke sınırlarından geri çekilmesine karar verilmesinden sonra en çok tartışılan geri çekilme esnasında yaşanacak provokasyon olaylarını İHA muhabirine değerlendiren Gırgır Dergisi yazarı Bülent Tekin, “PKK’nın geri çekilmesini Türkiye için büyük şans olarak değerlendiriyorum. Yaklaşık 3 aydır Abdullah Öcalan ile hükümet arasındaki diyaloğun basına yansıdığı günden beri, çatışmasızlık ortamının fiilen olduğunu görmüştük. Ancak, bu durumun her iki taraf açısından da meşrulaştırılması söz konusu oldu. Bu süre içerisinden her iki taraftan da ölümler yaşanmadı. Bu Türkiye açısından çok olumlu bir durumdur. İnsanların ölmemesi bizim savunduğumuz ve desteklediğimiz bir durumdur. Geri çekilme kararından sonra büyük olasılıkla, devletin, MİT’in bilgisi dahilinde PKK’nın öne sürdüğü koşullar içerisinde bir çekilme olacaktır. Çekilme esnasında yaşanacak provokasyonla sürecin intikaya uğrayacağını düşünmüyorum. Çünkü Abdullah Öcalan ve devlet arasında bu konuyla ilgili bir yol haritası hazırlanmış. Her iki tarafın bu konuda anlaştığına inanıyorum. Hükümet, verdiği demeçlerle ve uygulamalarla çok ihtiyatlı bir dil kullanmaya başlamış. Aynı şekilde PKK da bu hassasiyete uyuluyor. Öcalan’da aynı zamanda buna riayet ettiğini görmekteyiz. Bu işin teorisyeni Abdullah Öcalan’dır. Bu noktada taleplerinin de çok ılım talepler olduğu bilinmekte. Devlet de, Öcalan’ın taleplerine ılımlı baktığını düşünüyorum. Bu süreçte bir provokasyonun oluşacağını beklemiyorum. Çok zayıf bir ihtimal de olsa herhangi bir provokasyon yaşanırsa, geri çekilme ve barış ortamını etkiyeceğini düşünmüyorum” dedi.
“CHP’NİN MHP’DEN ÇOK AZ BİR FARKI VAR”
Yazar Bülent Tekin, çözüm sürecinde muhalefetin tavrını da eleştirerek, CHP ve MHP’nin milliyetçilik yaptığına vurgu yaptı. Tekin, “Cumhuriyet Halk Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’ni görüyoruz. Her iki parti de çok daha çok Türk milletçiliği politikasını yapmakta. En aşırısını MHP yapmakta. Günümüzdeki milliyetçi anlayışının çok dışında tamamen 19. yüzyıl milletçiliği anlayışıyla yaptıklarını görüyoruz. Bu günümüzde uygulanması artık mümkün değil. Globalizmin yaşandığı bir çağda bu tür ırkçılığın devam etmesi ve buna bağlı politikalar üretmesi çok fazla sonuç getirmez. MHP demokratik bir siyaset yürüttüğünü hedefliyorsa, politikasını değiştirmesi gerekiyor. Avrupa’da da milliyetçi partiler var hatta ırkçı diyebileceğimiz partiler var, ama hiç biri MHP’nin sergilediği tavrı sergilemiyor. CHP ise, Cumhuriyeti kuran parti olarak, bugüne kadar politikalarına herhangi bir ilke programlarına katmamış. CHP, cumhuriyeti kuran siyasi parti olmasının dışında herhangi bir şey bugüne kadar sunmamıştır. Bundan dolayı CHP sosyal demokrat parti kimliğinden çok uzak bir konumda. CHP’nin MHP’den çok az bir farkı olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Güncelleme Tarihi: 16 Mayıs 2013, 14:36
