Eski  Diyarbakır Atatürk Stadı’nda  oynanan ve 15 bin taraftarın tribünleri tıka basa doldurarak  izlediği Diyarbekirspor-Denizli Büyükşehir Belediyespor maçında Diyarbekirspor, 90+5.dakikaya kadar 1-0 önde. Maç bu skorla biterse finale kalacak ve belki de 2.Lig’e çıkacak. Çünkü ligin üstünde bir kadroya sahip ve tek favori. Ancak 90+5.dakikada hakem Hüseyin Sabancı’nın verdiği akıllara ziyan penaltı kararıyla koca şehir yıkılıyor. Sonrasında büyük olaylar ve ülke gündemi günlerce bununla çalkalanıyor. Aynı Hüseyin Sabancı, daha önce Şanlıurfaspor-1461 Trabzon,Karşıyaka-Göztepe ve Erzurum-Sakarya maçlarında skandal kararlarıyla infial yaratan olaylar çıkmasına neden olmuş.

İnfial yaratan Diyarbekirspor-Denizli BB maçından sonra TFF,bölgedeki spor kulüplerinin  temsilcilerini ve spor adamlarını İstanbul’a davet etti. Hararetli geçen tartışmaların yaşandığı toplantıda Diyarbekirspor’a yapılan kıyımı itiraf ettiler,gereğinin yapılacağını dile getirdiler. Bugün olduğu gibi yine TFF Başkanı Demirören ve MHK Başkanı Yusuf Namoğlu idi. Nihayetinde sabıkalı hakem Hüseyin Sabancı’ya düdük astırıldı, hakemlik bıraktırıldı. Bir nevi nabza göre şerbet verip herkesin gazını aldılar.Peki sonra ne oldu?.Yusuf Namoğlu ve ekibi görevi bıraktı. Aradan iki yıl geçtikten sonra ne hikmetse aynı ekip Yusuf Namoğlu ve ekibi  hiçbir şey olmamış gibi geri geldi. Sonra bir baktık ki Hüseyin Sabancı,gözlemci olmuş hem de en üst klasmandan. İki yıl önce güya buna hakemliği bıraktıranlar,iki yıl sonra “o zaman işini çok iyi yapmıştın.Seni ödüllendirmemiz lazım” misali kendisine bu onuru takdim ettiler. Tam bir şark kurnazlığı.Olan koca bir şehrin umutlarının,hayallerinin çalınmasına oldu.

Şimdi aynı film başka şekilde tekrar ediliyor gibime geliyor. Aynı MHK yıllardır skandal kararlara imza atan ancak her defasında koruma altına alınan iki hakemine Galatasaray’ın haklı tepkisi üzerine güya düdük astırıyor. Yine bir nevi gaz alma,tansiyonu düşürme,şark kurnazlığı. Zaten yaş olarak tıpkı Hüseyin Sabancı  gibi hakemliğin son demlerini yaşayan ancak MHK tarafından özel olarak korunan bu iki hakeme sözde operasyon yapılıyor. Bu oyunu yiyenler var mı elbette var,maalesef var. Ülke futbolu işte böyle bir anlayış tarafından idare ediliyor. Sormazlar mı madem hakemler bu kadar yetersiz ya da başka kirlilikler o zaman ısrarla bunların arkasında duran ancak bugün kendi koltuklarını  korumak adına bu hakemleri günah keçisi olarak kurban edenler neden bedel ödemiyor?.Nasreddin Hoca misali “Hırsızın hiç mi suçu yok?”. Bu kadar yetersiz  ve belki de art niyetli,başka hesaplar ve işlerin içinde olan hakemler varsa (ki öyle ifade ediliyor) neden onların yönetiminden,eğitiminden ve maçlara atanmalarından  sorumlu olanlar da bu işi bırakmıyor?

Bir süre sonra bu olaylar ve Galatasaray’ın haklı tepkisi yatıştıktan,unutulduktan sonra Hüseyin Sabancı gibi bu iki isme de en üst görevler verilse şahsen ben şaşırmam. Çözülmesi zor bir anlayış. Üzülmemek elden değil. Ülke futboluna yazık ediliyor resmen.

(Saffet Azbay)

SAFFET AZBAY