TOPLUMUN ENDİŞESİ HÜKÜMETE ULAŞMIYOR

 Dün yazdığım köşe yazısında İhanetin ve ihanetçilerin nasılda kızgın bir şekilde pusuda bekleyip, burunlarından soluduğunu yazmıştım. Bunun üzerine ne biliyorsun soruları geldi çevremden, o sorulardan bir, ikisini cevaplamak isterim.

 Bildiğiniz bir şeyler mi var? diye soruyor meraklı vatandaşlar: Demek ki yazımı tam okumamış arkadaşımız, biraz açmak isterim. Mesela, Paralel yapı Dicle Üniversitesinde hakimiyetini sağladıktan sonra hangi şartlarda, kimleri işe aldı ve kaymaklı kadayıfı birlikte yedilerin irdelenmesi gerek. Buna basit mi basit bir örnek vermek isterim, isteyen ihbar olarak ta kabul edebilir tabi. 2010 yılından önce kaç kişi kimse yok mu derneğinde aktif faaliyet gösteriyordu? Bunlardan kaçı cevabı çalınan soruların piyasada dolandığı 2010 KPSS sınavını kazanarak Dicle Üniversitesine girdi? Paranın musluğunun başına bunlardan kaçı geçti? Bunu ben irdeleyebiliyor isem irdelemesi gerekenler nasıl oluyor da gözden kaçırabiliyorlar diye düşünsem yanlış mı yapmış olurum? Ya da birçok şeyi yazıp çizmemize rağmen birileri bize ulaşmıyor ise bunun suçlusu kim? Dün vurgulamaya çalıştığım kimse, kimseye güvenemiyor. Neden mi? bu ülkenin başkomutanı olan Cumhurbaşkanımızın yaverleri bu karanlık ihanet çetesinin adamları çıkmadı mı, ya da yıllar yılı çok adil olduğu düşünülen zevatlar bu çirkin güruhun adamları çıkmadı mı?

 Diyeceksiniz ki, ne yapabiliriz diye? Bunun yanıtını ben bilmiyorum zira ben bile nereye gideceğimi ve kimlerle muhatap olacağımı bilmiyorum. Sanki ben ve ben gibiler havanda su dövüyoruz. Ne yazarsak yazalım, ne çizersek çizelim bir çemberin dışına çıkmıyor kelamlarımız. Tıkanıp kalıyoruz bir çıkmaz sokakta, bir akrebin ateşin ortasında kalması misali. Manzarayı görüyoruz, hak yerini bulmaz iken biz kimleri bulacağız bilmiyorum.

 İlk sorunun cevabı evet, birçok şeyi biliyoruz, çemberi geçemediğimiz için ise umutlarımız tükeniyor. Bilmezden gelmek mi gerek diye de düşünmüyor değilim.

 Çok merak edenler var ise eğer köşe yazılarım Öz Diyarbakır Gazetesinde yayınlanmış durumda, açsın, okusun, neler karaladığımızı ve bunları aslında ezbere hayata dökmediğimizi mutlaka görür. Bu nedenle ilgililerin ne kadar ilgili olduklarını, ne kadar doğru tercih olduklarını veya gerçekten de paralelimsi olmadığını bilmemiz büyük önem taşıyor.

 Yazımın yayınlanmasının ardından birkaç arkadaş şahsımı arayarak benim içinde bulunduğum durumu ve bu karanlık, alçak güruhun, yapılanmanın bana verdikleri zararı bilmediklerini dile getirdiler. Sanki ben 4 yıl öncesinden bu hayvandan bile alçak olan kimliksizlere yönelik bir şey yapmamışım, sanki bana komplo düzenlememişler ve sanki onlarında hiç haberi yokmuş gibi yapmaları canımı çok sıktı. İşin ilginci ise bu Paralel sevici  insanların bu soruları sorarken hala aktif görevlerinin başında oluklarını görmek canımı acıtıyor. Hak yerini buluyor mu? Bana göre maalesef bulmuyor, Diyarbakır’a teşrif edecek olan Sayın Başbakanımızın tarafsız bir gözle bizlerle iletişim kurması ise gerekiyor diye düşünüyorum. Zira toplumun endişeleri onlara ulaşmıyor diye düşünüyorum…

 Saygılarımla

[email protected]

YORUM EKLE