MEDYANIN 15 TEMMUZ KARNESİ

TSK içindeki bir grup FETÖ'cü, 15 Temmuz gecesinde bir ayaklanmaya kalkıştı. Daha önceki sınavlarında başarısız olan medya bu defa nasıl bir sınav verdi?

MEDYANIN 15 TEMMUZ KARNESİ

 Türkiye darbeyle 1960 yılının 27 Mayıs’ında tanıştı. Radyodan yapılan “Türk Silahlı Kuvvetleri vatandaşlarını radyoların başına davet eder” cümlesiyle başlayan tarihe tanıklığın üzerinden 20 yıl geçtikten sonra bu kez 12 Eylül 1980’de yine radyo aracılığıyla TSK’nın emir ve komuta zinciri içinde ülke yönetimine bütünüyle el koyduğu bildiriliyorken o dönem evlere yeni yeni girmeye başlayan televizyonlar aracılığıyla da darbe tüm yurda bildirildi.

Ses ve yazıdan “görüntü”ye geçen darbe, vatandaşların zihinlerinde bir görsellik kazandı ve görüntülü medya sadece iletişim kanalı olmaktan çıkarak gerektiğinde korku ve paniği körükleyen bir araç oldu.

Milenyumun eşiğinde Türkiye’de yeni bir tür darbe denendi ve adına “post-modern darbe” denildi. Televizyon ekranlarında irtica söylentileri çokça gösterildi, sokaklarda tanklar yürütüldü ve halkın önemli bir kısmı sindirildi. Böylece 28 Şubat meşrulaştırılmış oldu.

Takvim yaprakları 27 Nisan 2007’yi gösterdiğinde ise Türkiye bambaşka bir darbe ile tanıştı: E-Muhtıra. Genelkurmay Başkanlığı’nın sitesinden yapılan açıklama ile hükümete ayar verilmeye çalışılıyordu ve medya aynı günün sabahında sanki bir siyasi parti bildiri yayınlamış gibi açıklama üzerinden siyasi analiz yapıyordu.

FETÖ tarafından planlan 17- 25 Aralık darbe girişimlerinde ve MİT Tırları operasyonunda da medya üzerine düşeni yapıyor, topluma durması gerektiği yeri dikte ediyordu. Ta ki tarihler 15 Temmuz 2016'yı gösterene kadar.

BİR MİLAT: 15 TEMMUZ

15 Temmuz, medya içinde yeni bir dönüm noktası oldu. Yukarıda kısaca anlattığımız 56 yıllık darbe tarihimizde ilk defa askere rağmen halk sokağa indi ve bu sefer “bize rağmen darbe olmayacak” dedi.

Medya kuruluşlarının tamamına yakını, ne Başbakan’ın ne de Cumhurbaşkanı’nın konuşmasına gerek kalmadan darbe karşısında pozisyon aldılar ve o pozisyonlarını gece boyunca devam ettirdiler.

MEDYA'NIN 15 TEMMUZ KARNESİ​

15 Temmuz saat 22.00’de, İstanbul’da Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri'nin askerler tarafından kapatılması, Ankara’da Genelkurmay binasından silah seslerinin duyulması ve her iki şehirde jetlerin alçak uçuş yapmaya başlaması adı konamayan belirsiz bir gerginlik ve karmaşaya sebep oldu.

Bu olağandışılığa rağmen ilk aşamada hiç kimse bunun bir tür “darbe” girişimi olduğunu tahmin etmedi. Henüz bir saat geçmeden devletin kendi silahlarıyla kuşanmış asker kıyafetli kişiler sokaklarda, jetlerse gökyüzünde daha fazla belirmeye başladı ve bunun “askeri bir darbe girişimi” olabileceği ihtimali öne çıktı. Bu arada sosyal medyada yükselen söylentilerle birlikte televizyon kanalları da neler olduğunu anlamaya çalıştı.

Saatler 23.00’ü gösterdiğinde, A Haber ve NTV’nin canlı yayınlarına bağlanan Başbakan Binali Yıldırım bunun "TSK içerisinde fakat emir komuta zinciri olmaksızın yürütülen kanunsuz bir kalkışma" olduğunu ifade etti.

Saat 24.00’te, güvenlik kaynakları tarafından yapılan açıklamalarla bu darbe girişiminin ordu içerisinde yuvalanan FETÖ ya da diğer ifadeyle PDY (Paralel Devlet Yapılanması) üyelerince gerçekleştirildiği netlik kazandı. O güne dek FETÖ'nün hararetle sözcülüğünü yapan Can Erzincan televizyon kanalı ise, darbe girişiminin ilk saatlerinde hükümetin ülkeye zarar verdiği fikrini yayan video arşiv görüntülerini yayınlıyordu.

Darbenin başarılı olamayacağı anlaşıldıkça söz konusu kanal tavır değiştirerek, olayı “kimin yaptığı belli olmayan bir teşebbüs” olarak işledi. Sonuç olarak girişimin engellenmesiyle birlikte örgüt yanlısı medya kuruluşlarının lisansı iptal edildi ve tüm FETÖ’cü medya organları kapatıldı.

DARBECİLER TRT’Yİ İŞGAL ETTİ

Darbe teşebbüsünün ilk anlarından itibaren darbeci hainler 1960 ve 1980'lerin darbeci zihniyetinin aynen devam ettiğini gösterircesine TRT'ye yöneldi ve TRT stüdyolarını gasp ettiler. Saatler 00:13'ü gösterdiğinde ise halkın dikkate almayacağı paçavra bir bildiri TRT ekranlarından silah zoruyla okutturuldu.

O sırada silahlara karşı halkla birlikte direnen isimler arasında TRT Genel Müdürü Şenol Göka ve TRT Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren de vardı. Eren’in darbecilere karşı direndiği anlar amatör bir kamera tarafından saniye saniye böyle kaydedildi.

Dışarıda direniş devam ederken içeride TRT’yi işgal eden FETÖ üyesi askerler, spiker Tijen Karaş’a tehdit yoluyla darbe bildirisi okuttu.

TRT binasına giren askerler, çalışanları binadan çıkarmadı. Zaman zaman polislerle çatışmaya giren askerler, sabah saatlerinde binadan çıkarak polise teslim oldu. Askerler gözaltına alındıktan sonra TRT binasına giren polisler, herhangi bir tuzaklama yapılma ihtimaline karşı arama ve inceleme yaptı. 

TRT binası dışında bekleyen bir grup vatandaş da askerler teslim olduktan sonra İstiklal Marşını okudu. Ayrıca o dönem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'da halkla birlikte TRT Genel Müdürlüğü ana binasına girenler arasındaydı. 

İşgalden kurtulduktan hemen sonra TRT 1 başta olmak üzere TRT'nin bütün kanalları TRT Haber'e bağlandı ve darbe gecesi ile sonrasında günlerce ortak yayınlar yapıldı. 

Darbe girişimi gecesi en talihsiz kurum, işgale ilk uğrayan yer olduğu için Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'ydu. Çalışanlar, özellikle reji ve stüdyoda normal yayını sürdüren personeller, başlarına gelenin ne olduğunu ancak dakikalar sonra anlayabildi. 

Çünkü TRT çalışanları darbeci askerler tarafından kelepçelenip yere yatırıldığında, gerekçe olarak kuruma DAEŞ sızması olduğunu söylemişti. Ancak silah zoruyla yayın yapmak üzere elleri çözüldüğünde darbe girişimi ile karşı karşıya olduklarını öğrendiler. 

Gösterdikleri dirençle darbecilerin başarısız olmasında önemli katkları olan CNN Türk ve Türksat gibi kurumlar ise TRT'ye nispetle baskında başlarına ne geleceğini biliyorlardı. Askerler darbe yapmak için medya kuruluşlarına baskınlar yapıyordu ve artık toplum meydanlara inmeye başlamıştı.

Bunlarla beraber; şüphesiz her darbe girişiminde cuntacıların ilk yöneldiği kurumlardan biri olan TRT'nin, günümüzde önemi daha da artmış bir kurum olmasının bilinciyle, bu gibi beklenmeyen durumlarda hayata geçirebileceği B, C, D planlarını yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir.

TRT WORLD ETKİSİ

Gezi olaylarında Türkiye karşıtı yayın yapan uluslararası medya kuruluşlarının karşısında bu defa çok büyük bir engel vardı: TRT World...

Türkiye'nin ilk ingilizce yayın yapan uluslararası devlet televizyonu; TRT World.

TRT World yaptığı canlı yayınlarla, Türkiye'de yaşananları bütün gerçekliğiyle uluslararası arenaya servis etti. Dünyanın dört bir yanındaki vatandaşlarımız ve diğer ülke vatandaşları CNN ve BBC'ye mahkum olmadan, bütün gelişmeleri asıl kaynağından öğrendiler. 

TRT World gibi bir yayın kuruluşunun olması, darbe yanlısı uluslararası yayın kuruluşlarının provokatif ve asılsız haber yapmalarının önüne geçti, bir tezata başvurma cesaretlerini kırdı. 

Darbenin destekçisi olduğu düşünülen ülkeler ve uluslararası güçler, Türkiye'nin meşru hükümetini suçlamak yerine TRT yayınları sayesinde savunmaya geçerek, "biz yapmadık" pozisyonu aldılar.

TRT ile ilgili iki kanala daha dikkat çekmekte fayda var. TRT yurtdışına TRT El Arabia ile de uzun süren yayınlar yaptı. 

Arap coğrafyası 15 Temmuz'da olup bitenleri ilk elden detaylı bir şekilde TRT El Arabia'dan öğrendi. Uzmanların konuk olduğu sabahlara kadar süren canlı yayınlar oldu. 

Hakkı teslim edilmesi gereken bir diğer kanal da TRT Kürdî idi. Bir haber kanalı kadar etkili bir sınav verdiler. O süreçte ne zaman bakılsa darbe karşıtı bir program veya bağlantıya rastlanıyordu. "Irmağı'nın akışına ölürüm Türkiyem" türküsünün Kürtçe söylenişini Türkiye'ye TRT Kürdî duyurdu örneğin. Kurdi'nin sadece doğudaki illerimizde değil, Tekirdağ'da bile meydanda nöbet tutanlara mikrofon uzattığına şahit olduk.

15 TEMMUZ GECESİ ANADOLU AJANSI

Darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz akşamında bir başka direnişi alnının akıyla veren kurum da Anadolu Ajansı oldu. AA sosyal paylaşım sitesi ve altyapısı üzerinden girişimi son dakika olarak verdi ve gece boyu kesintisiz yayın için bütün muhabirleri ile meydanların nabzını anbean aktarmayı başardı.

Sadece yazıyla paylaşım yapmadı AA, gece ve sonraki günlerde de fotoğraf ve videolarla da destekledi yayınlarını, medya kuruluşları ile bütün materyalleri paylaştı.

Genelkurmay Başkanı ve diğer bir kısım generalin rehin alınması gibi sürecin en önemli bilgileri de yine ilk kez Anadolu Ajansı tarafından duyuruldu. Bu duyuru, FETÖ mensubu Albay Uğur Coşkun’un Whatsapp yazışmalarında da “bir an evvel engellenmesi gereken” bir durum olarak ifade edildi.

Ajanstan kamuya hızla akan bu bilgiler sayesinde darbe girişiminin emir komuta  zincirinin dışında yürütüldüğü fikri kısa sürede benimsendi. Ajans bu hayati önemine istinaden, darbeciler tarafından ele geçirilmeye çalışıldı.

Dağınık görüntülerin Anadolu Ajansı’nın kontrolünde derlenmesi, arşivlenmesi ve bir kısmının da kitaplaştırılması kısa süreli hafıza kadar “toplumsal hafıza”nın da canlı kalması açısından yalın ancak önemli bir iş oldu.

Son günlerde -gerçeklikten uzak bir şekilde- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz akşamı yaptığı ilk konuşmayı yayınlamamakla eleştirilen Anadolu Ajansı, O gece videonun tamamının değil, acele ile sadece bir kısmının kendilerine iletildiğini ve bu sebeple yayınlanmadığını, onun yerine yazılı olarak, anbean bütün gelişmelerin medya kuruluşlarına ve vatandaşlara aktarıldığı açıklamasını yaptı. 

Vatandaşların bizzat şahit olarak yaşadığı gelişmeler ile devlet ve siyaset kademesinden bir çok ismin de AA'ya destek vermesi ile birlikte bu asılsız söylem kısa sürede geçerliliğini kaybetti.

Anadolu Ajansı darbe girişiminin hemen sonrasında hazırladığı “Dakika Dakika FETÖ Darbe Girişimi” kitabı ile gelecek nesillere 15 Temmuz’u unutturmayacak bir kaynak sundu...

Kitapta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı doğrultusunda bütün Türkiye'nin sokaklara çıkarak darbe girişimine direnmesi, muhalefet liderlerinin ve medyanın darbeye karşı ortak tavrı, tüm dünyadan siyasetçilerin darbe girişimine yönelik tepkileri ve Türkiye'ye destek açıklamaları da çarpıcı fotoğraflar eşliğinde yer aldı.

İşte 15 Temmuz akşamı AA’nın resmi hesabından yapılan paylaşımlardan bazıları:

İstanbul ve Ankara'da askeri kalkışma iddiası 

·                                

 

 

·                         

 

·                         

Başbakan Yıldırım: Bir kalkışma ihtimali üzerinde duruyoruz. Bir kalkışma olduğu doğrudur. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti iş başındadır.

·                                

 

 

·                         

 

·                         

Başbakan Yıldırım: Bunun iş başından gitmesi ancak milletin kararıyla olur.

Başbakan Yıldırım: Bu çılgınlığı yapanlar da en ağır şekilde bedelini ödeyecektir. Asla pabuç bırakmayacağız.

·                                

 

 

·                         

 

·                         

Güvenilir kaynaklar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'ın askeri kalkışmada bulunan bir grup asker tarafından rehin alındığını bildirdi.

·                                

 

 

·                         

 

·                         

Askeri kalkışmaya tepki gösteren vatandaşlar, sokağa çıkmaya başladı 

·                                

 

 

·                         

 

·                         

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı'na hareket etti. Vatandaşların havalimanı istikametine yoğun bir şekilde gittikleri gözlendi.

·                                

 

 

·                         

 

·                         

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Milli iradeye yönelik bu ayaklanma hareketine karşı tabii ki hukuk, yasalarımız, anayasamız neyi gerektiriyorsa

·                                

 

 

·                         

 

·                         

Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı yayında askeri kalkışmaya tepki göstererek meydanlara davet etti.

·                                

 

 

·                         

 

·                         

TRT VE AA NEDEN HEDEFTE?

15 Temmuz medya açısından başarılı bir sınav olarak geride kaldı fakat tartışmalar hala canlı. Son günlerde özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Marmaris’teki ilk görüntülerinin yayınlanmaması üzerinden bazı provokatif yayınlar yapıldı, provokasyonlar üretildi. Hedefte ise iki devlet kurumu TRT ve AA vardı. 

Bu iki kurum görevlerinin ve sorumluluklarının bilinde hareket ettiler ve çizgilerini sürekli korudular. Kaos ve polemiklerden nemalanan, rol kapma çabasında olan kimi isimler ise bu durum karşısında unutulmamak adına, çözümü iftira ve yalanda buldular. Fakat hem AA’dan hem de TRT’den aldıkları cevabın yanı sıra bu iftiralar toplum nezdinde de karşılık bulmadı.

Bütün Türkiye 15 Temmuz gecesi, eleştiriye mahal vermeyecek şekilde her iki kurumun duruşuna ve yayınlarına şahit olarak, medya kurumlarına hak ettiği notu verdi. Halkının ve haklının yanında yer alan TRT ve AA’da toplum nezdinde yerlerini ve geçerliliklerini daha da sağlamlaştırmış oldu.

Ayrıca burada TRT'ye dair bir parantez daha açmak gerekir. TRT, Diriliş Ertuğrul gibi büyük bir dönem dizisini toplum ile buluşturmuş, 15 Temmuz gecesi vatandaşlar üzerinde bu ruh hissedilmiştir. Diriliş akşamlarında TRT ekranlarından yükselen Dirliş Müzikleri ile vatandaşın kendisini motive etmesi azımsanacak ve küçümsenecek bir olay değildir.

AA VE TRT PROVOKATİF SÖYLEMLERE NE CEVAP VERDİ?

AA Genel Müdürü Şenol Kazancı konuyla ilgili yaptığı açıklamada;

"Cumhurbaşkanının orada olduğunu bilmiyorduk. Açıklama haberi gelir gelmez, yerel muhabirleri gönderdik. Onlar da teknik olanaklar açısından yetersizdiler. Bize sadece cep telefonu üzerinden bir görüntü gönderildi ama o da kullanılacak gibi değildi.

Tabii biz açıklamayı yazılı olarak abonelerimize geçtik ancak görüntü aktarmada sıkıntı yaşadık. Devreye bir de görüntünün önce İstanbul’a geçilip izin alınması meselesi girince iş uzadı ve yayın gerçekleşmedi. Burada arkadaşlarımızın ihmali de söz konusu.

Bu yüzden de soruşturma açtık. Olay budur.” dedi.

TRT’den yapılan açıklamada ise şöyle denildi:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın AA ve TRT'ye açıklama yaptığı saat 00.04'tür. Oysa, bütün Türkiye'nin de bildiği ve şahit olduğu gibi darbeye kalkışan hainler TRT'yi 22.50'den itibaren işgale başlamışlardı.

İşgalin sürdüğü saatlerde Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve diğer siyasetçilerin açıklamaları medya üzerinden duyurulmuştu.

Cumhurbaşkanımızın CNN Türk'te yaptığı çağrı ve Başbakanımızın açıklamaları, darbecilerin işgal edemediği TRT Ankara Radyosu devreye sokularak aynı dakikalarda tüm yurda ulaştırılmıştır."

ATV – SABAH GRUBU

15 Temmuz gecesi bir başka medya organında da hummalı bir çalışma vardı: Atv, a Haber, a Spor ve a Haber Radyo O gece ortak yayına geçme kararı aldı.

Bu dört kurumun editörlerinden muhabirlerine, kameramanlarından teknik ekibine kadar bütün çalışanlar kısa süre içinde organize oldular ve hem sahada hem stüdyoda 15 Temmuz yayın akışına başladılar. Sadece görsel değil yazılı basın organlarının çalışanları da iş başındaydılar.

Atv grubu canlı yayınlara önemli konuklar aldı, önemli isimleri yayına bağladı. Anbean gecenin nabzını aktardı.

Yazılı basında ise aynı grubun İngilizce yayın organı Daily Sabah Genel Yayın Yönetmeni Serdar Karagöz ve ekibi büyük bir görev üstlendi. Türkiye'de neler olup bittiğini, Avrupa ve Amerika'ya objektif şekilde sunan gazete Daily Sabah oldu. Ayrıca en yoğun ingilizce çalışma Daily Sabah ekibi tarafından gerçekleştirildi.

BREAKING — PM Yıldırım confirms coup attempt in Turkey, says it will not be successful 

·                                

 

 

·                         

 

·                         

LIVE — PM Yıldırım says a group within the military is engaged in an attempted coup without naming the group 

 

·                                

 

 

·                         

 

·                         

Daha sonra birçok spekülatif olaya malzeme olarak kullanılan ve sulandırılmaya çalışılan Marmaris’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk konuşmasını servis eden A Haber oldu.

Ardından Başbakan Binali Yıldırım'ın telefon bağlantısı ile yayın devam etti. Hemen ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Banu El'in sunduğu canlı yayınına görüntülü FaceTime ile bağlanıp "Siz dik durun yeter, biz ölümüne" dedi.

Böylece Atv grubu darbecilerin hedefi haline geldi. Yazılı ve görsel olarak kalkışmayla ilgili haberleri vatandaşlara duyuran A Haber, Atv ve Sabah Gazetesi de saldırıya uğradı.

Darbeciler A Haber, Atv ve Sabah binasına kurşun yağdırdı. O anlarda kameralar kayıttaydı. Bir grup darbeciyi taşıyan askeri helikopter ise A Haber-Atv binasının üzerinde dakikalarca uçmasına rağmen inecek yer bulamadı..

CNN TÜRK

Son yılların belki de en başarılı habercilik örneklerinden birini gösteren CNN Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat, saat 00.26’da, “özgürlük telefonu” olarak adlandırdığı “akıllı telefonu”nun ekranını kameralara çevirip, elindeki mikrofonu telefona yaklaştırarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile halkı bir araya getirdi.

iPhone telefonlarında “görüntülü konuşma” imkanı veren FaceTime uygulaması kullanılarak yapılan bu görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan, belli bir azınlıkçı ve ayrılıkçının gerçekleştirdiği darbe girişimi karşısında tüm Türkiye halkını meydanlara davet etti.

Kısa sürede büyük yankı bulan davet darbe girişiminin sonunu getiren en kritik hamle oldu. Bu tarihi görüşmenin videosu neredeyse eş zamanlı şekilde sosyal medya ağları üzerinden topluma yayıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı canlı yayına alarak Türkiye’ye bağlayan CNN Türk böylece tarafını belli etti ve cuntacıların da hedefi haline geldi.

Cuntacılar Doğan Medya Binasına geldiklerinde tarihler 16 Temmuz 03:40'ı gösteriyordu. 03:43 itibariyle  CNN Türk haber yayını durdurmak zorunda kaldı ve cuntacıların kanalı basmaları canlı olarak yayınlandı.

Kamera arkasında yaşanan tartışma sesleri yayına yansırken, boş stüdyo görüntülerine dışarıda bulunan vatandaşların “asker dışarı” sesleri eklendi ve silah sesleri yükseldi.

Bazı siviller CNN Türk ekibine destek vermek için binaya gelirken canlı yayın stüdyosuna çıkan bir vatandaşın "Ya Allah bismillah Allahu ekber" sesi duyuldu. CNN Türk binasından da sık sık tekbirler ve "Ya Allah, bismillah, Allahu ekber" sesleri canlı yayına yansıdı.

Yayının kesilmesinden bir süre sonra CNN Türk Genel Müdürü Erdoğan Aktaş'ın öncülüğünde kanal yeniden yayına başladı. Canlı yayın katılımcılarından Ferhat Boratav CNN Türk'te yaşananlara dair şunları söyledi:

"Polis silahı çekti, doğru, ama özel olarak yaptığı şey asker ile halk arasına tampon olarak girmek oldu. Daha sonra askerlerin silahlarını aldılar. Göstericiler hala buradalar."

Yeni Şafak - TVNET Grubu

Darbe girişimini ilk duyuran kanal oldu. Yeni Şafak Grubu İnternet Müdürü Ersin Çelik o saatlerde canlı yayındaydı ve "seçilmiş hükümete şu anda paralel subaylar el koymak istiyor, herkes sokağa çıkmalı. Ülkemizi elden alıyorlar, kanımızı canımızı ortaya koymalıyız" diyerek halkı sokağa davet etti.

Albayrak grubu darbeyi ilk duyuran kuruluş olarak, ilk dakikadan itibaren darbecilere karşı çok sert bir tutum izledi. Sokağın ve halkın nabzını dakika dakika yayınladı. 

Yeni Şafak Gazetesi 15 Temmuz kronolojisi çıkardı, web sitesinde 15 Temmuz için büyük bir arşiv çalışması içerisine girdi. 



Vatan haini paralel subaylar çıldırdı:

Komuta Kademesini ele geçirmeye çalıştılar! 

 

·                                

 

 

·                         

 

·                         

ÜLKE TV - Kanal 7 Grubu

Gazeteci yazar Turgay Güler camilerden "sela" okutulma çağrsı yapan ilk isimoldu. Darbecilere karşı canlı yayında dik bir duruş sergilendi. Asker Doğan Medya'ya baskın düzenlediği haberi gelince Turgay Güler vatandaşları Doğan Medya'yı darbecilerden kurtarmaya davet ederek büyük bir dayanışma ve direniş örneği sergiledi.

Habertürk

Habertürk darbe teşebbüsünü Twitter hesabı üzerinden son dakikayla duyurduğunda saatler 22:14’tü ve Habertürk canlı yayını başladı. 

İstanbul'da köprüler jandarma tarafından kapatıldı! 

·                                

 

 

·                         

 

·                         

Başbakan Yıldırım: Asker içinde bir kalkışma olduğu doğrudur 

·                                

 

 

·                         

 

·                         

Daha sonra Başbakan Binali Yıldırım Habertürk canlı yayınına bağlandı.

Başbakan Yıldırım: Emniyet güçlerimiz harekete geçti, misliyle mukabele edilecek 

·                                

 

 

·                         

 

·                         

Hem İstanbul’da kritik noktalarda hem de Ankara’da önemli bölgelerden yaptığı canlı yayınlarla Habertürk bütün çalışanlarıyla milletinin yanında yer aldı ve programlarla yapılan analizlerle darbe girişiminin milletçe daha net anlaşılmasına katkı sağladı.

24 TV

O gece bir başka haber kaynağı ise 24 TV oldu. Canlı yayınlarıyla durduğu safı gösteren 24 TV bütün çalışanları ile önemli bir sınav verdi. 

 

 Başbakan Binali Yıldırım: Her türlü ihtimali göz önünde tutuyoruz 

·                                

 

 

·                         

 

·                         

24 TV sadece televizyon yayını ile değil ayrıca sosyal medyadan da yaptığı yayınlarla olayları anında izleyicisine aktırdı.

 

 Bekir Bozdağ: Milletimizin iradesine sahip çıkalım 

·                                

 

 

·                         

 

·                         

Devlet Bahçeli: Hükümetin yanındayız 

·                                

 

 

·                         

 

·                         

NTV

15 Temmuz gecesinde bir başka haber kanalı NTV’de gazeteci Oğuz Haksever’in canlı yayınıyla yayın akışını sağladı. Haksever ve arkadaşları birçok başarının yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptıkları yayınla kendilerinden ilgiyle söz ettirdiler.

 

Meclis'ten bomba görüntüleri

·                                

 

 

·                         

 

·                         

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar kurtarıldı 

·                                

 

 

·                         

 

·                         

Cumhurbaşkanı Erdoğan O gece Oğuz Haksever’in sunduğu programla canlı yayında milletine şöyle seslendi. İşte o dakikalar...

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan NTV'ye bağlandı (İZLE)

·                                

 

 

·                         

 

·                         

Ayrıca TRT 1'de ünlü isimler 15 Temmuz darbe girişimine göğsünü siper eden kahramanlar için "15 Temmuz Kahramanlarının Türkülerini Söylüyoruz" programında bir araya geldiğinde, gecenin sunuculuğunu Oğuz Haksever ve Hande Fırat yaptı.

Oğuz Haksever'in 16 Temmuz sabahı Şehitler Köprüsü'nde çekilen bir fotoğrafı kendine has tarzıyla anlatımı izleyenleri gözyaşlarına boğdu.

Güncelleme Tarihi: 22 Kasım 2016, 23:41
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER