Bakır'ı Gümüş Yapan Meslek: Kalaycılık

Diyarbakır'da 40 yıllık kalaycı Nimetullah Baran, kalaycılığın bakır'ı gümüş yapan ve zehirlenmeleri önleyip, sağlığı koruyan bir meslek olduğunu söyledi.

Bakır'ı Gümüş Yapan Meslek: Kalaycılık

 Diyarbakır'ın Çermik İlçesinde özellikle yaz aylarında mesleğini etkin bir şekilde sürdüren 40 yıllık kalaycı Nimetullah Baran, kalaycılığın bakır'ı gümüş yapan bir meslek olduğunu, zehirlenmeleri önleyip, sağlığı koruduğunu söyledi. Nimetullah Usta, "Bu meslek geleceğimiz olan çocuklar için dahi olsa yaşatılmalıdır. Bu da insanların yeniden mutfakta kalaylı bakır kap kacağa dönmeleriyle mümkündür. Bu konuda insanlar bilinçlendirilmelidir" dedi.

Kalayın bulunması ile mutfaklarda bakır kapların kullanılmaya başlandığını, bundan 30-40 yıl öncesine kadar da evlerde kullanılan kapların tamamen bakır olduğunu bildiren Kalaycı Nimetullah Baran usta, kalaycılığın kolay bir meslek olmadığını söyledi.

Kalaylanacak kabın önce örs ve çekiç yardımıyla bozuk kısımlarının tamir edildiğini, ezik yerlerinin düzeltildiğini, delik veya kırıkların kaynak yapıldığını anlatan Kalaycı Nimetullah Usta şöyle konuştu;

"Daha sonra bu kaplar tarafından kum ve kömür parçaları ile temizlenir. Kararan yerleri duvarda çakılı olan tutamaklara elleri ile tutunan çırak, parlatacağı kabın üzerine ince kum ve kömür parçalarını ve bu parçaların üzerine de bir telis parçası koyarak çıplak ayakları ile telisin üzerinde kalçasını bir sağa bir sola kıvırarak telisi hareket ettirir. Sürekli yapılan bu hareket kabın temizlenmesine kadar devam eder. Bu davranış zımpara kâğıdının olmadığı dönemlerde kapların bir nevi zımparalanarak temizlenmesine benzetilebilir.


Kalaycı çırağının bu hareketi, verdiği sözde durmayanları betimlemek için kullanılan "kalaycı çırağı gibi kıvırmak" deyimine de ilham kaynağı olmuştur. Çırağın görevi burada bitmez. Ocaktaki ateşin harlanması için körüğü çevirmesi de gerekir.

Kalaycı körükleri de demirci körüklerine benzerler. Kalaycılıkta kullanılan körükler tek veya iki kollu olup, gövdesi deriden yapılanların yanı sıra, kol gücüyle döndürülen demir pervaneli bir hava üfleyici vantilatör örneği olan körüklerdir. Bu şekilde temizlenen kap ocakta ısıtılır. Isınan kap üzerine kalayın tutması için toz nışadır (kimyasal bir madde) atılır. Yeterince ısınan ve üzerine nışadır sürülen kaba kalay biraz değdirilir. Kalay bu haliyle kabın üzerinde eriyik halde bulunur. Bu haldeki kalay bir pamuk yumağı ile kabın her tarafına dağıtılır. Bu işleme kalay yapılacak kabın tüm yüzeyi kaplanıncaya kadar devam edilir.


Yakın zamana kadar kalaycılık aynı zamanda seyyar olarak da icra edilen bir meslekti. Köy köy dolaşıp halkın bakır mutfak kaplarını yerinde kalay yapıyorduk. Bulundukları yer önemli değildi. Yeter ki ocaklarını kuracakları açık bir yer bulunsun, hemencecik orada ateşi yakar, kalaylama işini yapardık. Halk onların geleceği günü bilir, bakırı çıkmış kaplarını bekletirdi.

Nerde o kalaylı tastaki su tadı!

Kalayın bakırla birlikteliği, teknolojik gelişmelere bağlı olarak bazı meslekler gibi artık tükenme noktasındadır. Parlak zamanlarını bakırın mutfak eşyası olarak kullanılmasına borçlu olan kalaycılık, bakırın mutfaklarımızdan çekilmesiyle de sona yaklaşmıştır. Günümüzde çelik, alüminyum, emaye ve teflon mutfak eşyaları bu mesleğe olan ihtiyacı en aza indirmiştir. Ancak halen turistik amaca yönelik bakır eşya imalatı kaycılığın biraz da olsa devamına izin vermektedir. Büyüklerimiz, bakır kaplarda pişen yemeklerin lezzetinin yeni çıkan kaplarla pişenlerden daha lezzetli olduğunu söylerler. Yaşayan eskiler kalaydan söz açılınca şu sözleri söylemekten kendilerini alamazlar. Aaah ah! Nerde o kalaylı tastan içilen suların tadı?"

Çırak yetiştiremediğim için üzülüyorum

Pırıl pırıl kalaylanmış bakır kaplarda pişen yemeklere lezzet, suya gizemli bir tat verir. O nedenle geleceğimiz olan çocuklarımız için mutfaklarda yeniden bakır (kalaylı) kapların kullanımı teşvik edilmelidir. Vatandaşlar bu konuda bilgilendirilmelidir. Çünkü bakır (kalaylı) kaplarla yapılan yemekler ve içecekler gerçekten insan sağlığı için çok önemlidir. Günümüzde yaz aylarında işlerimiz artmaktadır. Düğün yemeklerinin yapılması ve özellikle pişme zamanı kazanlar kalaylanmaktadır. Büyük kazanların yanı sıra yine küçük mutfak eşyaları, tabak, tas, tencere, tava gibi mutfak gereçleri de yine yaz aylarında getirilip kalay ettirilmektedir. Kış aylarında ise işlerimiz tamamen durmaktadır. Ben mesleğimi sürdürmekten mutluyum. Ölünceye kadar da sürdüreceğim. Çırak yetiştirememekten dolayı üzülüyorum"

Güncelleme Tarihi: 22 Ekim 2015, 16:24
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER