Bölge 'Afet Bölgesi' İlan Edilsin

Bölgede son iki ayda yüzlerce insanın yaşamını yitirdiğini, her gün acı, kan ve gözyaşının hakim olduğu belirten iş camiası, bölgenin 'Afet Bölgesi' ilan edilmesini istedi.

Bölge 'Afet Bölgesi' İlan Edilsin
 7 Haziran seçimleri sonrası hükümet tarafından askıya alınan barış sürecinin ardından bölgede hemen hemen bütün illerde başlayan ve her gün onlarca canın yitirildiği çatışmalı ortam hem vatandaşı hem de esnafı olumsuz etkiledi. Her gün kan, acı, gözyaşı, yıkımlar ve felaketlerle karşı karşıya olan bölge insanının Reyhanlı ve Soma'daki psikolojik yıkımdan onlarca kat daha büyüğünü yaşarken, iş camiası bu travma karşısında afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğini bildirdi.

Büyük bir yıkım yaşandı

Çözüm sürecinin ve 7 Haziran seçimlerinin ardından yaşanan kaos ortamı ve bu kaos ortamının kırsaldan kent merkezlerine kayması nedeni ile bölgede vatandaşlar büyük bir travma yaşarken, sanayi başta olmak üzere ticaret de durma noktasına geldi.


"Soma ve Reyhanlı'dan onlarca kat daha büyük yıkım yaşandı"

Gerek esnaf gerek tüccar ve gerekse sanayici çözüm yolu bulmak için daralmaya gidiyor. Daralmanın ilk ayağın ise işten çıkarmalar oluşturuyor. Sanayici, tüccar ve esnaf, ayakta kalabilmek ve var olan kötü tablonun daha vahim noktalara ulaşmasının önüne geçilmesi için acil destek bekliyor. İş camiası, afet bölgesi kapsamına alınan Reyhanlı ve Soma'dan onlarca kat daha büyük travma yaşanan bölgede de afet bölgesi ilan edilmesi isteniyor.

Diyarbakır Organize Sanayici İşadamları Derneği (DOSİAD) Başkanı Aziz Özkılıç,

"Çatışmasızlık ortamının verdiği nimeti yani çözüm sürecinin verdiği rahatlığı ve huzuru, 2,5 yıllık süreçte Diyarbakır'da ve bölgede hatırı sayılır yatarımlar alırken, yeni yatırımcılarda sıraya girmişti. 6-7 Ekim olaylarında yatırımcılar duraksadı ve yatırım için bekleme kararı aldı, şimdi ise tamamen durmuş durumdadır.

"İşverenler işçi çıkarmamak için son ana kadar direniyor"

İşverenler yatırımcılar, finansman yetersizliği yaşıyorlar. Çalışanlarını son ana kadar çıkarmamak için adeta diretiyorlar ancak bunun olmaması için bankaların bölgeye bakış açılarını değiştirmesi gerekiyor. Bankaların bölgeye bakışı negatif yeni krediler açmadığı gibi mevcut kredilerini de istemeye başladı. İşletmeler sermaye sıkıntısı yaşadığı için çarklarını çeviremiyor. Bu şu anda net olarak belki gözükmüyor ancak ileriki günlerde bu sıkıntıları Diyarbakır halkı, ticareti ve gençleri üzerinden etkisi net olarak görülecektir.


"Acil eylem planı lazım"

Acil tedbirlerin alınması gerekiyor. Acil eylem planı yapılmalıdır. Bunlar ne olabilir; Bir defa yatırımcıları, işverenlere ve esnafa 0 faizli krediler verilmelidir. Mevcut krediler devlet tarafından bankalara ödenerek, borçlar 1 yıl ötelenmelidir. Bütün vergilerin faizsiz bir şekilde en az bir yıl ötelenmesi gerekiyor. Bunların hemen yapılması işçi çıkarılmasının önüne geçeceği gibi işveren ve esnaf rahat bir nefes alacaktır. Bunun için çok büyük bir maliyet de gerekmiyor. Yapılmak istenirse bu eylem planı rahat bir biçimde yapılabilir. Ayrıca söylediklerimin çoğunluğu 6. bölge teşvik programında da yer alıyor.


"Reyhanlı ve Soma'dan daha büyük bir yıkım yaşıyoruz"

Bölgenin 'Afet bölgesi' ilan edilmesi gerekiyor aslında. Baktığınızda bölgeden çok daha düşük yoğunlukta olduğunu düşündüğümüz Reyhanlı ve Soma'da afet bölgesi ilanı var. Bölgemizde her tarafımızda hemen hemen artık her gün ölüm haberleri, gözyaşı ve tüm ülkeyi etkisi altında bırakan olaylar yaşanıyor. Kırsaldan şehir merkezine inen çatışmalar ile birlikte bölge insanının yaşadığı büyük acı ve travma katlanarak büyüyor. Sadece iki ay içinde yüzlerden fazla insan yaşamını yitirdi. Bu afet değil de nedir?


"İşverenler motive edilmeli"


Yine işverenlerin motive edilmesi gerekiyor. Yerel dinamiklerin, yerel yöneticilerin bilhassa işverenlere ziyaretler yaparak moral, motivasyon verici destekler sunabilir. Yeni açılacak işyerlerinin önünü açabilir. Mesela, yeni iş yeri açacak olanlardan1 yıl işyeri harcı almayabilir. Bunların hepsi işverene moral ve motivasyon sağlar. Ticaretimiz için esnafımız için bunları yapmamız gerekiyor"


Alican Ebedinoğlu, DESOB/Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği) Başkanı

Son iki aydır kent merkezinde ve sivil alanlarda yaşanan çatışmalar ile birlikte sosyal problemler ve ekonomik problemler artmaktadır. Merkeze bağlı Sur ilçesinde yaşananlar,Silvan'da yaşananlar ve Bismil'de yaşananlar olaylar ve ölümler halkı tedirgin ediyor, vatandaş sokağa çıkamıyor ve dolayısıyla da alışveriş yapamıyor. Bu durum zaten yıllardır zor durumda olan esnafın daha da dibe vurmasına neden oluyor. Diyarbakıresnafının yüzde yirmisi Sur içi bölgesinde. Ağırlıklı olarak hizmet ve turizm sektörlerinde faaliyetlerin olduğu bir bölgemiz. Örneğin yirminin üzerinde büyük çaplı ciğercilerinin olduğu bir yer. Geçen gün sohbet ettiğim bu ciğercilerden bir tanesi iki ay öncesine kadar günlük ortalama 250 kilo ciğer sattığını, şimdi ise günlük 40–45 kilo civarında bir satışının olduğunu söyledi. İşlerinin bu şekilde düşmesi nedeni ile 43 kişi olan kadrosunu 13 kişiye düşürdüğünü anlattı. Bu çok basit bir örnek. İlimizin istihdamının can damarı esnaflarımızdır. Sur içinde 10 bin'e yakın insanımız esnaf ve sanatkarın yanından istihdam ediliyor. Ancak esnaf ve sanatkârımızın işleri çok ciddi oranda düşmüş ve dolayısı ile işten çıkarmalar başlamıştır. Kaldı ki her gün bize işyeri kapanışları için müracaatlar oluyor. Kapanan işyeri sayısı her geçen gün artıyor.

"Biz bir afet yaşıyoruz"

Biz bir afet yaşıyoruz. Bu afetin adını eğer deprem koyabilseydik, bu depremin artçı sarsıntıları bütün bölgeyi etkiliyor. Somada facia oldu afet bölgesi ilan edildi. Reyhanlıda ki olay sonrası afet bölgesi uygulaması yapıldı. 6-7 Ekim olaylarında yüzlerce esnafın işyerleri tahrip edildi. Onlarca can gitti. O tarihte de hükümetten afet bölgesi kapsamına alınmamız konusunda talebimiz oldu, ancak bir karşılık görmedi. Maalesef pozitif bir destek alamadık.
Ancak şunu çok net olarak ifade ediyorum. Yaşadığımız bu günler bu süreç bu dönem, daha önceki hiç sürece ve döneme benzemiyor. Artık olaylar tamamen insanların yaşam almalarında. Sivil ölümler var. Olaylarda olan vatandaşa oluyor. Bizim bu sürreci toparlamamız en iyi şartlarda beş yılımızı alacaktır. Bu nedenle acilen bu süreyi kısaltmamız ve desteklenmemiz gerekmektedir.


"Böyle giderse kapanan iş yeri sayımız bir yıl içinde yüzde 50 olacak"^


Gümrük ve Ticaret Bakanlığına, Esnaf ve Sanatkarlar Genel Müdürlüğüne ve Konfederasyonumuza bir rapor hazırlayıp sundum. Taleplerimizi ilettim. Bu talepler başlıklar halinde şöyle; Mevcut borçlar yani kredi borçları en az bir yıl ertelensin. Vergi, SGK ve Bağkur borçlarına yüzde elli destek verilsin. KOSGEB üzerinde acilen esnafımıza en az 50 bin tl'lik can suyu kredisi verilsin. Faizsiz ve uzun vadeli geri ödemeli. Kapanan iş yeri sayımız böyle giderse bir yıl içinde en az yüzde elli olacak. Diyarbakır'da 65 bin esnafımız yaklaşık 100 bin kişiye istihdam sağlıyor. Bu da demk oluyor ki bir yıl içinde 50 bin insanımız işsiz kalacak. Sosyal hayat bittiği için öncelikle hizmet sektörü bitiyor. Otellerimizin doluluk oaranları yüzde yüzlere yakın iken şimdi bu raka yüzde otuz civarında. Yaşanacak bu tablo beraberinde sosyal sıkıntılar ve göçleri getirecektir. Hükümetin tüm bunları göz önüne alıp acilen ve acilen başta Diyarbakır olmak üzere bölgeye "Destek Paketi" açıklaması gerekmektedir.


Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkan Vekili Abdulkadir Karavil,

"OSB'de tehlike çanları"

OSB'mizde tehlike çanları çalmaya başladı. Daralmalar var. Hem bölgemizde hem de Ortadoğu'da yaşananlar sanayimizi çok etkiledi. Ne mal satabiliyoruz, ne üretim yapabiliyoruz. OSB'de üretim aşamasında olan 154 firmamız var. Ek OSB ile birlikte toplam yatırımcı sayımızın, inşaatı devam eden vs gibi, toplam 268. istihdamımız ise 5 bin civarında. Ancak geldiğimiz noktada işten çıkarmalar başladı. Bunların bir kısmı geçici ve ücretsiz işten çıkarmalar. Oranlarsak eğer yüzde 30 civarında bir işten çıkarma gerçekleşmiş durumda. Birkaç tane yatırımını iptal eden yatırımcımız oldu. İnşaata devam eden veya tesisini bitme aşamasına getirmeye çalışanlar ise, çalışmalarını çok ağırdan alıyorlar.

"Afet bölgesinde değerlendirilmemiz lazım"

Biz afet bölgesinde yaşıyoruz. Yıllarca mücadele ettik, istidam sağlayalım, yatırım yapalım, markalar üretelim diye. Ama yıllarca verdiğimiz emek şimdi avuçlarımızın içinden kayıp gidiyor. Sanayicinin suçu ne esnafın suçu ne. Bizim acilen devlet tarafından, hükümet tarafından Afet Bölgesi kapsamında değerlendirilmemiz gerek. Yatırımcımızın itibarı kırılmasın. Vergi, SGK ve Bağkur borçları en az bir yıl ertelensin. Krediler ertelensin ve yatırımcıyı ayakta tutmak için yeni krediler ve uzun vadeli düşük faizli olacak şekilde verilsin. Devlet şunu düşünmeli söylemeli, biz vergisini ödeyen, SGK sını ödeyen gerçek esnafımızı ve gerçek sanayicimizi nasıl ayakta tutarız. Sanayi tesislerimizin kapanması kimseye fayda sağlamayacaktır. Ancak ayakta kalması hepimizin faydasına olacaktır.

Diyarbakır Ticaret Borsası (DTB) Yönetim Kurulu Başkanı Engin Yeşil,

"Herkes gelecek ile ilgili hesaplarını erteledi"


Tarım ve Havvacılıktan ziyade genel bir değerlendirme yapmak istiyorum. Yaşanan bu kaos ortamından önce OSB'ye yatırım ve arsa tahsisi için ciddi derecede başvuru vardı. Şu anda kesildi Kimse şu anda yatırım düşünmüyor. Herkes gelecek ile ilgili hesaplarını erteledi. Tabi gelecek görebilecekler. Yüzde yüz, yüzde seksen gibi kapasitelerle üretim yapabilen tesislerin kapasitesi şu anda yüzde 25- 30 civarında. Finans kuruluşlarının bölgeye bakışı değişti. Hipotekler güvenlik nedeni ile çok düşük gösteriliyor. Faiz oranlarıdaha önce yıllık baz da yüzde 8 ya da yüzde 9 iken, şimdiler de bu rakam yüzde 16 ile yüzde 22 arasında. Kredi borcunu kapatıp, yeni kredi için başvuranlara kredi verilmiyor.

"İşsizlik kol gezecek"

Genel anlamda bölge olarak ciddi sıkıntı içindeyiz. Süreç yeniden başlamalı. Esnaf, sanayici ve tüccarın vergi SGK borçları ertelenmeli, bundan sonrasını ise devlet karşılamalı. Uzun vadeli düşük faizli krediler verilmeli, aksi taktirde her şey daha kötüye gidecektir. İşsizlik kol gezecek, işsizliğin kol gezdiği bir ortam daha kötü bir atmosfere doğru sürüklenecektir.

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Ahmet Sayar,

"OSB'de arsa tahsisi için hiç müracaat yok"


Ticaret ve Sanayi odamızın verilerine göre açılan şirket sayısında önceki yıla göre yüzde 25 gerileme var. 2014 yılının ilk altı ayında 622 şirket açılmış. 2015 yılının ilk altı ayında ise 694 şirket açılmış. 2014 yılının üçüncü çeyreğinde 306 şirket açılmış. 2015 yılının üçüncü çeyreğinde ise 229 şirket açılmış. Son üç ayda OSB'de arsa tahsisi için hiç müracaat yok. İhracat yüzde 21 daralmış. Özellikle turizm sektörü ve hizmet sektörü tam bir çıkmaza girmiş. Otellerin doluluk oranları ciddi seviyelerde düşmüş. Esnaf genel olarak alım satım azaldığı için kendi çarkını döndüremiyor. Döndürenlerde borçla döndürebiliyor. Ancak artık bankalar da risk gördüğü için kredi vermemeye başladı.


"Ekonominin 'E'si bitmiş durumda"


Merkez bir ilçede 3-4 gün sokağa çıkma yasağı oluyorsa, bu bölgenin afet bölgesi kapsamında değerlendirilmemesi için hiçbir neden yok. Ekonominin "E" si bitmiş durumda. Örgütün almış olduğu eylemsizlik kararı diyaloga dönüştürülmeli ve çözüm süreci kaldığı yerden devam ettirilmeli. Ayrıca Esnaf ve Sanayicimiz için acil, SKG, Vergi vs gibi destekler uygulanıp, bölgede ekonomik bu daralmanın önü faizsiz ve uzun vadeli krediler kullandırılarak açılmalı. 

Güncelleme Tarihi: 23 Ekim 2015, 12:21
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER