Diyarbakır Barosu: İdam Cezasının Geri Getirilmesi Hukuken Mümkün Değil

Diyarbakır Barosu Başkan vekili Ahmet Özmen, Türkiye'nin taraf olduğu sözleşmelere göre idam cezasının geri getirilmesinin hukuken mümkün olmadığını söyledi.

Diyarbakır Barosu: İdam Cezasının Geri Getirilmesi Hukuken Mümkün Değil
 Diyarbakır Barosu Başkan vekili Ahmet Özmen, Türkiye'nin taraf olduğu sözleşmelere göre idam cezasının geri getirilmesinin hukuken mümkün olmadığını söyledi.

Diyarbakır Barosu Başkan Vekili Ahmet Özmen, baro yöneticilerinin de katıldığı toplantıda, hiçbir kişi veya kurumun, halkın iradesinin üzerinde olamayacağını, hak ve özgürlüklerden asla vazgeçilemeyeceğini söyledi. Darbe girişimlerinin olduğu ve OHAL ilan edilen bu dönemde bireylerin hak ve özgürlükleri ile toplumun demokratik geleceği bakımından tehlikeler ortaya çıktığını belirten Özmen, herkesi toplumun demokratik geleceğine, insan hak ve özgürlüklerine sahip çıkmaya davet ettiklerini kaydetti. Yürütülen soruşturmalar ve alınacak tedbirlerin uygulanmasında insanın insan olmaktan kaynaklı hak ve özgürlüklerine ve evrensel hukuk ilkelerine riayet edilmesi gerektiğini vurgulayan Özmen, herkesin birlik ve beraberlik içinde darbe girişimine karşı durduğunu ifade etti.

TOPLUMDA CİDDİ BİR KAOS ORTAMI VE BELİRSİZLİK VAR

Darbe girişimi sonrasında yasal düzenlemeler parlamento çatısı altında yapılması gerekirken, OHAL kararnamesi ile yasama organının işlevsizleştirildiğini kaydeden Özmen, "Kabul edilemez bulduğumuz ve kınadığımız darbe girişimi sonrası ülke genelinde üç ay süreyle İlan edilen OHAL'in ardından çıkarılan kararname ile; evrensel hukuk kurallarının ihlal edildiği, hukuk devleti olmanın gereklerine aykırı davranılarak; temel hak ve hürriyetleri tamamen ortadan kaldırabilecek, hak ve özgürlüklerin özüne dokunması sebebiyle uluslar arası hukuktan doğan yükümlülükleri ihlal edici nitelikte olduğu açıktır. Gelinen aşama itibariyle toplumda ciddi bir kaos ortamı ve belirsizliğin oluştuğu, açığa alma, yakalama işlemlerinde belirlemelerin ne şekilde yapıldığına dair toplumda ciddi bir sorgulama ve endişe bulunduğu belirtilmelidir. Bu durum kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine dair şüpheler uyandırmaktadır"dedi.

GÖZALTINDA İŞKENCE İDDİALARI

Bölgede uzun yıllar OHAL uygulamasının yaşandığını kaydeden Özmen, "Bu süreçte binlerce faili meçhul,gözaltında kayıp, keyfi infaz, işkence gibi bir çok hak ihlali yaşanmıştır. Halkımızda 3 aylık süre için ilan edilen olağanüstü halin daha da uzayacağı ve 90'lı yıllarda yaşanılan acı tecrübelerin tekrar yaşanacağı yönünde ciddi endişeler vardır.Medyaya yansıyan görüntüler ve insan hakları kuruluşlarının açıklamaları gözaltına alınan kişilerin işkence ve kötü muameleye tabi tutuldukları yönünde iddialar ve şüphelere sebebiyet vermiştir.

Bu iddialar mutlaka araştırılmalı ve sorumlular hakkında işlem başlatılmalıdır. OHAL süresince karar alan ve uygulayan hiçbir kamu görevlisi hakkında icra ettikleri görev nedeniyle cezai ve hukuki soruşturma yürütülemeyeceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme bu süreçte suç işleyen kamu görevlileri hakkında etkili soruşturma yapılmayacağı endişesi ile beraber Türkiye'deki temel problemlerden olan cezasızlık problemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Darbe girişimi karşısında gösterilen bu büyük dayanışma ve ortaya konulan iradenin yaşanan bu ağır travmanın sonuçlarının ortadan kaldırılması için de gösterilmesi gerekmektedir. Türkiye'nin tüm sorunlarının, hiçbir siyasi parti, toplumun hiçbir kesimi dışlanmadan birlik ve beraberlik ruhu ile dayanışma içerisinde, uzlaşı, diyalog ve demokrasi çerçevesinde çözülebileceğini bir kez daha görmüş bulunmaktayız. Darbe girişimi karşısında gösterilen direnci, toplumsal sorunları aşma da fırsat ve ümit olarak görüyoruz. Unutulmamalıdır ki: darbenin panzehiri daha fazla demokrasi ve daha fazla özgürlüktür" dedi.

90'LI YILLARDA YAŞANANLARIN BİR DAHA GÜNDEME GELMESİ YÖNÜNDE CİDDİ ENDİŞE VAR

OHAL düzenlemelerinin temel hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı, hatta tamamen ortadan kaldırıcı bazı düzenlemeler içerdiğini ifade eden Özmen, "OHAL kavramı özü itibariyle temel hak ve özgürlükleri sınırlayan, ortadan kaldıran bir uygulamadır.Özellikle 90'lı yıllarda OHAL sürecinde yaşanan acı tecrübelerin bir daha yaşanması, ağır insan hakları ihlallerinin bir daha gündeme gelmesi yönünde ciddi kuşku ve endişe var. O nedenleTürkiye'nin bu kaos ortamından uzlaşı, diyalog ve daha fazla demokrasi ve özgürlükle kurtulmsı gerektiğine inanıyoruz. OHAL uygulamasının da bu kaos ortamının bitimiyle derhal ortadan kaldırılması gerektiği kanaatindeyiz"dedi.

İDAM CEZASININ GETİRİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL

Türkiye'nin taraf olduğu sözleşmelere göre idam cezasının geri getirilmesinin hukuken mümkün olmadığını belirten Özmen, "Bunu net ve somut bir şekilde ortaya koymak lazım.TürkiyeAvrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve protokollerine imza koymuş ve taraf durumda. Dolayısıyla oradaki taahütleri gereği idam cezasını geri getirme sözkonusu değil. Avrupa Birliği'nin farklı kesimlerinden açıklamalar yapılıp bu durum açıkça dile getirildi. Ayrıca bir suç ve suçun karşılığı olan ceza tanımlandıktan sonra uygulanabilir. İdam cezasının getirildiğini düşünsek bile bu geçmişe yürümeyecek. Yani dün işlenen bir suç için bugün çıkarılan idam cezası uygulanamayacak"diye konuştu.
Güncelleme Tarihi: 26 Temmuz 2016, 15:14
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER