Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) genişletilmiş bölge divan toplantısı Diyarbakır'da gerçekleştirdi. Toplantıya 17 ilin şube başkan ile yöneticileri katıldı.
Bir otelde düzenlenen toplantıya Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, YardımcısıAziz Aslan, Diyarbakır Şube Başkanı Nurhak Ensarioğlu, Adıyaman, Batman, Bingöl,Bitlis, Elazığ, Hakkari, Iğdır, Kars, Malatya, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Tuncelive Van şube başkanları ile Diyarbakır İl Sağlık Müdürü Dr. Sait Avar ve sağlık kuruluşlarının yöneticileri katıldı. Toplantıda konuşan Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, çözüm sürecine değinerek, "Özellikle Ortadoğu'da kan gölüne döndürülmüş ülkeler üzerinde bakarak Kürtlerin birlik beraberlik içerisinde güçlü bir ülke olmasını başta küresel güçler ve içerimizdeki işbirlikçileri bunları kabul etmediler. Bakın o süreçle beraber gezi eylemleriyle 3 -5 ağacı bahane ettiler. Bu ülkede darbe istediler. Millet sayesinde izin verilmedi. Arkasında 17 ve 25 Aralık operasyonları ile bu ülkede yargı darbesi yapmak isteyenler oldu. Milletimizin feraseti sayesinde önlendi. Amaç bu ülkeyi bölmekti. 7-8 Ekim olaylarında Kobani'yi bahane ederek oynanan derin oyun ve senaryo ortaya konuldu. 41 can gitti. O süreç canlara mal oldu. Ama şunu açık bir şekilde gördük. Kobani veya Kürtlerin hakları falan değildi. Olay sadece Türkiye'yi bölme operasyonu ve çözüm sürecini sekteye uğratma operasyonuydu. Bizler batıda bu durumu anlatıyoruz. Birileri bu ülkenin çözüm sürecini istemiyor. Bitirmek için elinden geleni yapıyorlar buna izin vermeyeceğiz. Aynı kararlılıkla devam edecektir. Saçları sakalları var diye insanlar katledildi. Cizre'de dün yapılan eylemlerde özellikle evleri yakıldı. Müsaade edildi" dedi.
"GELECEĞİMİZ İÇİN ÇOCUKLARIMIZ İÇİN HİZMET SENDİKACILIĞI İLE HAREKET ETTİK"
Çocukların geleceklerinden endişe duymamak, güçlü bir Türkiye adına hizmet sendikacılığı ile hareket ettiklerini söyleyen Memiş, "Bu anlayışla her seferinde söylediğimiz gibi yine söyleyeceğiz. Ülkenin geleceğine darbe vurmak isteyen çetelere karşı da mücadele ettik. Darbeci zihniyete karşı ortak akın mitingleri ile meydanlara millet adına indik. Referandum sürecinde darbeci zihniyetin getirmiş olduğu anayasanın değiştirilmesi konusunda göğsümüzü gere gere evet dedik. Bu ülke için 30 yıldır devam eden 40 bin cana mal olan terör belasını bitirmek içinde göğsümüzü gererek çözüm sürecine evet dedik. Memur-Sen ailesi olarak kim bize ne derse desin bu süreçte ülkenin geleceği açısında bölge insanın ve çocuklarımızın geleceği adına çözüm sürecine evet diyeceğiz dedik. Artık analar ağlamasın ve gözyaşları dökülmesin şehit cenazeleri gelmesin. Ülkenin kaynakları terörle mücadeleye değil de ekonomiye oradan da milli gelire yansıtılsın. Peki evetlerin sonunda ne oldu. Bakın 2 veya 2,5 yıldır bölgeye çözüm sürecinin getirmiş olduğu güzellikleri yaşadık hep beraber bu bölgenin insanları yıllardır çıkamadığı yaylasına ve dağına çocuklarıyla birlikte piknik yapmaya gitti. Bu bölgeye memur olarak atanan arkadaşlarımız gönül rahatlığıyla geldi. Çocuğunu asker olarak bölgeye gönderen aileler gönül rahatlığıyla gönderdi. Her şeyden ötesi cumartesi anneleri diye anneler vardı. Hatırlarsınız sizler. O anneleri kameraların karşısına geçirip katil devlet çocuğumuzu elimizden aldın geri ver dedirttiler. Devleti bölge halkını düşman ettirdiler. Allah'a hamd olsun ki Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde aylardan beridir anneler vardı. O anneler dediler ki katil PKK çocuğumuzu ver çocuklarımız terörist olmasın okusun dediler. Silah değil kalem tutsunlar diye haykırdılar. İşte çözüm sürecinin bu ülkeye katmış olduğu en büyük güzellik budur" diye konuştu.
Toplantı daha sonra basına kapalı devam etti. - DİYARBAKIR
