Hatip Dicle'den İmralı Heyeti Açıklaması

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Hatip Dicle, İmralı heyetinde yer alacağı iddialarına ilişkin, "Arkadaşlarımız beni düşünmüşler.

Hatip Dicle'den İmralı Heyeti Açıklaması

 

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı , İmralı heyetinde yer alacağı iddialarına ilişkin, "Arkadaşlarımız beni düşünmüşler. Bununla ilgili kararı Başbakan verecek" dedi.

Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti (GGC) Başkanı , Yönetim Kurulu üyeleri Abdulkadir Konuksever, Aytaç Akhan, Mücahit Ceylan ve  Yorat ile  temsilcisi ,   muhabiri Ahmet Yukuş, DTK Eş Başkanı 'ye nezaket ziyaretinde bulundu. GGC heyetinin ziyaretinden dolayı mutlu olduğunu belirten , gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Son cezaevi sürecini değerlendiren , 4.5 yıl cezaevinde kalmalarını hak etmediklerini söyledi. Geçmiş yıllarda söylenenlerin günümüz şartlarında herhangi bir sorun çıkarmadığına vurgu yapan , "Leyla arkadaşımız bir cümle Kürtçe konuştu linç edilmeye çalışıldı. Şimdi devlet kendisi Kürtçe kanal açtı. Aşağıdan gelen basınç olmasa devletin statükoları değişmezdi. Devlet eski politikalarında mesafe alınamayacağını fark etti. 2004 yılında hapisten çıktığımızda o dönem  Valisi olan şimdiki İçişleri Bakanı 'yı ziyaret etmiştik.  farklı bir imaj bırakmıştı. Kendisi devletin değiştiğini söylemişti. Şimdiki devletin olgunlaştığını söylemişti. Zihniyet değişti, devlet küçülür, toplum örgütlenir, devlet bazı yetkilerini topluma devreder" dedi.

"TÜRKİYE'Yİ YANGINDAN KORUMANIN YOLU DEMOKRASİDİR"

Çözüm sürecine de değinen , çözüm sürecindeki çabalarının Ortadoğu'daki yangının'ye ulaşmaması olduğunu ifade etti. , "Herkes kendi görevini yaparsa'yi yangından korumanın yolu demokrasidir. O ülkeler diktatörlüklerle o duruma düştüler, Esad gibi. Biz bunlardan ders çıkardıkça başarılı olacağız" diye konuştu.

"17 BİN FAİLİ MEÇHUL OLAYI ÇİLLER DÖNEMİNİN ÜRÜNÜDÜR"

Geçmişte köylerin yakılması ve 17 bin faili meçhul cinayetinin  döneminin ürünü olduğunu anlatan , "Hakikatleri Araştırma Komisyonu o dönemin gerçeklerini ortaya çıkarmalı. Halkın ne olduğunu bilmesi gerekiyor. Bu öğrenme acılara da ilaç olacaktır. Asker annesi, çatışmada çocuğunu kaybetmiştir, gerçekleri bilse acısı hafifler. Bu nedenle Hakikatleri Araştırma Komisyonu'nun kurulmasını ısrarla istiyoruz. İnsanları hapse dolduralım intikam alalım diye bunları konuşmuyoruz.  toplumu bunu öğrense kardeşine masum gözüyle bakar. Bu durum çözümü de kolaylaştırır. Hala yası tutulmayan yaslar var. Acıların dillendirilmesi lazım. Gizlemekle üstünü örtmekle sorun çözülmüyor. Dünya bunu nasıl başarmışsa, ilk kez bunu biz yaşamıyoruz. Dünyadaki çözümlerden bizim ders çıkarmamız lazım. Yapılanlar anlatıldıkça siyahların ne kadar acılar yaşadığı ortaya çıktı. Siyahlarda beyazlara karşı güven gelişti" şeklinde konuştu.

"EZİLENLER DEVLETLE BİRLEŞİNCE İNSANİ YANLARI KAYBOLABİLİYOR"

Ezilen toplumların, insanların insani tavırlarının hep önde olduğunu vurgulayan , "Kürt annesi 7 evladı da ölmüşse, barışı ister. Sevgi vardır ezilenlerin içinde. Ezilenler devletle birleşince bu yanları kayboluyor. Devletle birleşmek iktidar gücüne dönüyor. şu an öyle bir tehlike yaşıyor. 13 yılın getirdiği iktidar, devletleşme eğilimi yaşıyor, ilk başlarda farklıydı, yıllarca belli bir yere geldikten sonra sadece  değil bizde olabiliriz onun yerine, onun için devlet olgularını iktidar olgularını derin düşünmek gerekir. Bu bizim uyarımızdır. Bu konudaki ısrar herkese zarar verecek. İktidar bunu aşabilmelidir. Hükümet bu sorunu çözmek için güven vermemiş halka. Biz halktan bunu görüyoruz. Tatmin edilmiş değil insanlar. Siyasi liderler analiz getirebilir, halk da bunu paylaşıyorsa sıkıntı vardır" ifadelerini kullandı.

"HİÇ BİR SİYASET HALK DESTEĞİ OLMADAN YAŞAYAMAZ"

Hiçbir siyasetin halk desteği olmadan yaşayamayacağını dile getiren , " halk desteği kurduğu için yaşıyor. Ayakta kalmak basit değil. Kürtlerin temel talepleri vardır. Anadilde eğitim, kendilerini yönetme isteği ki bu bağımsız devlet kurmak anlamında değil, yerel yönetimde söz sahibi olma gibi. Bu talepler 40 yıldır karşımızda duruyor. Bu temel taleplere gidiş görüldüğü anda sürecin devam etmesi istenir" dedi.

" DÖNEMİNE KADAR DEVLETE SİLAHLI MÜCADELE DÜŞÜNCESİ YOKTU"

 darbesi öncesine kadar hiçbir düşüncenin devlete karşı silahlı mücadele düşünmediğini vurgulayan , şöyle devam etti:

"Kürtlerin kafasına devlete karşı silahlı mücadele  döneminde girdi. Bu 'de oluştu, öncesinde yoktu. Darbe bütün demokratik kanalları kapattı. Böyle bir ortamda Kürtlerin kafasında silahlı mücadele oluştu. Bunu dünyada hiçbir halk kabul edemez."

"750 BİN METREKARE HEPİMİZE, HERKESE YETER"

Tarihten dersler çıkararak demokrasi ve özgürlüğü genişletmek zorunda olduklarını aktaran  şunları söyledi:

"750 bin metrekare bizim, hepimize yeter. Kürtler 'nin bütünlüğünü tehdit etmiyor.'den 'a her yerde Kürtler var. Bunları birbirinden ayırmak mümkün değil. Kürtler devleti parçalamak ile ilgili hiçbir şey düşünmüyor. Devlet hızlı adımlarla hareket ederse bu sorunu çözmek zor değil.  için de sorunun çözümü bölgede cazibe merkezi olmasını sağlayacak. Acilen zihniyetin değişmesi gerekiyor. Halklar arasındaki çelişki ortadan kalkmalı. Dışarıdan kışkırtıcı olmadan halkaların arasında bir sorun çıkmıyor. Benim hakkım neyse karşımdaki de onu görecek. Böyle olursa neden sorun olsun."

 son olarak, Öcalan'la görüşme yapacak heyette yer alacağı ile ilgili iddialarda, arkadaşlarının kendisini düşündüğünü, bununla ilgili son kararı Başbakanın vereceğini sözlerine ekledi. - DİYARBAKIR

Güncelleme Tarihi: 20 Kasım 2014, 16:45
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER