Bilici, yıllardır bu meydandan kayıpların bulunması için onurlu bir mücadele verdiklerini ve sonuç alıncaya kadar da bunun sürdürme kararlılığında olduklarını belirtti. Eylemlerinde kayıpların kaybediliş hikayelerini anlattıklarını ve faillerinin kimler olduğu deşifre ederek kamuoyuna açıkladıklarını belirten Bilici, devlet aklının ve zihninin hala aynı anlayışla kendini sürdürdüğünü ve bu nedenle sonuç alamadıklarını ifade etti. Bazı faillerin yargı karşısına çıkarıldığını ancak bu devletin taşıdığı bu zihniyet nedeniyle bir süre onları da serbest bıraktığı kaydeden Bilici, bu durumu devlet içindeki kirli politikaların dışı vurumu olarak açıkladı.
IŞİD çetelerinin Kobanê’ye saldırılarını dikkat çekerek konuşmasını sürdüren Bilici, çeteci unsurların Kürt halkının elde ettiği statüyü ele geçirmeye çalıştıklarını söyledi. Saldırgan çetecilerin desteklendiğini ifade eden Bilici “Bu vahşeti yapanlar kendi başına değil. Suudi, Katar, Türkiye bunlara destek veriyor. Emperyalist ve hegemonik devletlerde destekliyor. Eğer destek verilmesiydi, bu barbar, berduş çeteler bu katliamları yapamazdı” diye konuştu.
Türkiye’nin Kürtlerle barış içinde yaşamak istiyorsa yüzünü Rojava’ya dönmesi gerektiğini ve desteklemesi gerektiğini belirterek Türkiye’ye çağrıda bulunan Bilici, “Çetelerin üzerinde desteğini çekmezse, zannediyorum ki ilerde süreç konusunda ciddi sıkıntılar yaşanacak. Eğer barış sürecinin doğru bir şekilde ilerlemesi isteniyorsa, Rojava’ya hemen anlamlı ve sonuç alıcı bir destek vermesi gerekiyor. Çünkü Türkiye bundan sonra Kürtlerle yaşayacak” dedi.
Uluslararası güçlere, insan hakları kurum ve kuruluşlara çağrıda bulunan Bilici, “Oluşturduğuz ve kabul ettiğiniz insan hakları sözleşmelerine saygınız varsa, Rojava’da uygulanan katliama, vahşete duyarsız kalmayın. Sözleşmelerin gereklerini yerine getirin ve yardım edin. Eğer bu vahşete müdahale etmezseniz, bir dakika ya da bir saat geç kalırsanız sizde ortağı olursunuz. Gün bu gündür, yarın her şey için çok geç olur” diye uyardı.
Bilici’nin ardından İHD Amed Şube Sekreteri Abdusselam İnceören, 1991 yılında yaşadığı köyde asker ve korucular tarafından gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Halil Sanri’nin hikayesini anlattı. İnceören şunları belirtti: “Anlatımlara ve beyanlara göre; Halil Sanri 22 yaşındaydı ve Şırnak’ın Cizre ilçesinde bağlı ve Cudi dağı eteklerinde yer alan Benova köyünde ikamet ediyordu.
Halil Sanri, 28 Mart 1991 tarihinde ikamet ettiği köyün yakınlarında, asker ve korucular tarafından gözaltına alınır. Ailesi Halil’den bir haber alabilmek için çeşitli düzeylerde girişimlerde bulunur, ancak girişimlerden hiç bir sonuç alınamaz ve Halil’in nerde olduğunu öğrenemez. Aile çocukları Halil’in öldürüldüğüne inanıyor. Aradan geçen 23 yıla rağmen Halil Sanri’nın akıbeti hala meçhul.”
Yapılan konuşmaların ardından kayıp Halil Sanri ve tüm kayıplar için 5 dakika oturma eylemi yapıldı.
Güncelleme Tarihi: 20 Eylül 2014, 17:33