Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Abdullah Sevinç'in de eşlik ettiği görüşmede Eşbaşkan Fırat Anlı, restorasyonu yapılmamış tek bir tarihi mekan kalmaması gerektiğini söyledi. Anlı, başta Ulucami olmak üzere şehrin birçok tarihi ve kültürel eserinin restore edilmesinin önemine dikkat çekti. Anlı, "Diyarbakır'ın bir turizm kenti olmasında Vakıflar Bölge Müdürlüğümüzün çalışmaları son derece önemlidir" dedi. Bundan sonraki dönemde de Diyarbakır'ın kültürel, tarihsel değerler ile kutsal mekanlarına dönük restorasyon çalışmalarının hızlanarak devam etmesi gerektiğini belirten Anlı, "Hep birlikte halkımıza daha güzel hizmetleri sunma arayışı içerisinde oluruz" dedi.

TÜYSÜZ: ÇİFTEHAN RESTORE EDİLECEK

Vakıflar Bölge Müdürü Müslüm Tüysüz de eşbaşkanlara yeni görevlerinde başarılar dileyerek, kendisinin de 2.5 ay önce Urfa'dan Diyarbakır Bölge Müdürlüğü'ne atandığını anımsattı. Anadolu'da ilk vakıfların 1048 yılında Erzurum Pasinler'de 29 köyün satın alınarak vakıf kurulmasıyla başlandığını belirten Tüysüz, "Yani önce gönüller fethedilmiş" dedi. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün 10 yılda 3500 eser restore ettiğini belirten Tüysüz, kadim şehirlerin vakıf ruhuyla yoğrulduğunu söyledi. Anlı'nın sorusu üzerine Çiftehan'ı restore etmek için çalışma başlattıklarını belirten Tüysüz, "Mülkiyetinin 3'te biri vakıfların, 3'te ikisi ise şahısların. Kamulaştırma çalışması başlattık. Restore edilmezse yıkılma ihtimali var, tehlike arz ediyor" dedi.

KURTLARI DOYURMA VAKFI BİLE VAR

Tüysüz Diyarbakır'a geldiğinde çetin geçen kış koşullarında aç kalan kurtları doyurmak için bile vakıf kurulduğunu öğrendiğini belirterek, "Evler hayatlı yani avluluydu, kuşlar da yaşardı. Şimdi apartmanlara kuşların konacağı yer yok, apartmanlara böyle bir mimari geliştirilebilir" dedi.

KIŞANAK: BEN VE DEVLET ARASINDA VAKIFLAR VARDI

Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak da "Hepimizin ortak gayesi farklı alanlarda, farklı işler yapsak da bu kenti bütün tarihi ve kültürel varlıklarıyla eksiltmeden geleceğe aktarmak hatta elimizden geliyorsa üzerine biraz koyarak aktarmak gerekiyor" dedi. Vakıfların tüm insanların ortak değeri olduğunu belirten Kışanak, "Şimdi insanlar 'benim olanlar zaten benim, devlet ne verecek' diye bakılıyor. Yani ben ve devlet var. Ama eskiden arada vakıflar vardı" diye konuştu.

VAKIF MALLARI İNSANLIĞIN ORTAK DEĞERLERİDİR

Kışanak, birlikte tarihi ve kültürel varlıklarını geleceğe taşımada, bakım ve onarımlarının yapılmasında, restorasyonlarının yapılması konusunda büyük bir hassasiyet ve gayret içerisinde olacaklarını söyledi. "Sizlerle de bu konularda çalışmaya özen göstereceğiz" diyen Kışanak, toplumda vakıf ruhunu yaşatılması gerektiğini söyledi. Vakıf mallarının "geçmişte kalmış bir şey gibi algılanıyor" diyen Kışanak, "Oysa tam da bu mülkler hiç kimsenin tapulu malı değildir. Tüm evrenin, tüm dünyanın, tüm insanlığın ortak değerleridir. Biz gelip geçici faniler bir süre bunu kullanabiliriz ama bunu bir sonraki kuşaklara eksiksiz devretmek ve tüm insanların değeri olarak ebediyen yaşamalarını temin etmek üzere vakfedici olarak bir vakfa hizmet etmek, son derece önemlidir" şeklinde konuştu.