Tuğluk: Kafamızdaki Ölçü Kalıp ve Modeli Dayatmaktan Vazgeçmeliyiz

DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, "Özgürlüğü yok sayıp sonunda benim ya da bizim dediğimiz olacak diyoruz" diyerek Kürt siyasi hareketini sert dille eleştirdi.

Tuğluk: Kafamızdaki Ölçü Kalıp ve Modeli Dayatmaktan Vazgeçmeliyiz
 Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) Diyarbakır'da iki gün sürecek 7. Olağan Genel Kongresi başladı. Kayapınar Belediyesi Spor Kompleksi'nde başlayan kongreye Türkiye ve Avrupa'dan konukların yanı sıra İran, Irak ve Suriye'nin Rojava bölgesinden de davetliler katıldı.
Türkiye İlk Kez Kabul Etti

Kongrenin açılış konuşmasını Van Bağımsız Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk yaptı. Kürtler her yerde gelişmeleri belirleme gücüne sahip olduğunu kaydeden Tuğluk, "Kürtlerin yaşadığı her yerde ilgili her devlet ve devlet dışı aktör bu hakikati kabul etmek ve buna göre davranmak zorundadır. Türkiye, cumhuriyet tarihi boyunca bu hakikati ilk kez kabul ederek adına çözüm sürecini denilen bir yaklaşım geliştirdi. Bizler de buna bağlı olarak çalışmaları sürdüreceğiz. Elbette taleplerimiz olacak ama tüm bunları siyasi ve demokratik yol yöntemlerle çözüm sürecine bağlı kalarak gerçekleştireceğiz" dedi.

Parti içi demokrasinin ciddi sıkıntı yarattığını anlatan Tuğluk, "Bir inşa sürecini başlatacaksak önce kendimizden başlamayız" diyerek hem eleştirdi hem de öz eleştiride bulundu.


Demokratikleşme ve ötekine farklı fikirlere saha açma konusunda ciddi düzenlemeler ve pratik tedbirler gerektiğini belirten Tuğluk şöyle dedi:

"Birçok farklı görüşün yer aldığı bu platform için demokratik yaklaşım, ilişki ve işleyişi hâkim kılmak durumundayız. Demokrasi talep eden bir siyasetin özneleri olarak 21. Yüzyıl ilk çeyreğinde her konuda farklı söylemleri 'bize liberal demokrasiyi dayatmayın' denilerek karşılayamayız. Sorun şu ki değerli arkadaşlarım kendi içimizde liberal demokrasiyi aşacak ifade özgürlüğünü daha sağlayamıyorsak biz hangi köminal yaşamı kuracağız.

Farklı Olana Tahammül Göstermeliyiz

Farklılıkların birlikteliğinin tartışıldığı bir durumda halen kendimizi evin sahibi gibi sıfatlandırmalar yaparak nereye nasıl varacağız. Farklı olana tahammül göstermeliyiz. Kafamızdaki ölçü kalıp ve modeli dayatmaktan vazgeçmeliyiz. Özgürlüğü yok sayıp sonunda benim ya da bizim dediğimiz olacak diyoruz. Bu yazılı olmasa da neredeyse işleyiş haline gelmiş durumda. Her türlü eleştiriyi bir karşıt değerlendirme olarak görmemeliyiz. Bu yaklaşımlar bize bir şey kazandırmıyor. Aksine her türlü ayrışmaya yol açabiliyor. Maalesef ufuksuzluk baskı ve şiddete eğilim karşı tarafı yok sayma ve zaman zaman totaliter yaklaşımlar değer ve birikimlerin hoyratça kullanımı ve popülizm hastalığı tüm bu hususlarda Kürt siyaseti olarak rüşdümüzü yeniden ispatlamakla karşı karşıyayız. Dayanışma alanı ortak emek faaliyetleri söylemde bile gündemimizde yok. Bir inşa sürecini başlatacaksak önce kendimizden başlamayız. Sözlerim eleştiri olarak değil aynı zamanda özeleştiridir"
Güncelleme Tarihi: 07 Eylül 2014, 21:18
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER