Unesco Yolundaki Diyarbakır Surları Dünyaya Tanıtılacak

Üzerindeki yazıtları ve burçlarıyla görkemli bir açık hava müzesi konumunda olan Diyarbakır Surlarının dünya mirası olması için adaylık süreci devam ederken, tanıtımı için de belgesel hazırlanıyor Valilik tarafından TRT'ye hazırlatılan ve akademik bir kurulun değerlendirmeleri çerçevesinde çekimleri.

Unesco Yolundaki Diyarbakır Surları Dünyaya Tanıtılacak
 Üzerindeki yazıtları ve burçlarıyla görkemli bir açık hava müzesi konumunda olan Diyarbakır Surlarının dünya mirası olması için adaylık süreci devam ederken, tanıtımı için de belgesel hazırlanıyor.
Dünya Mirası Geçici Listesinde yer alan, yaklaşık 5700 metre uzunluğunda, 12 metre yüksekliğinde, 4 metre genişliğindeki surlar için Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumuna (UNESCO) sunulan dosyanın değerlendirmesi sürüyor.

Tarihi surların dünyada bilinilirliğini artırmak için harekete geçen Diyarbakır Valiliği de "Surların Kenti Diyarbakır" isimli belgesel hazırlatıyor.

TRT'ye hazırlatılan belgeselinin çekimleri akademik bir kurulun değerlendirmesi doğrultusunda devam ediyor. Gelecek yıl tamamlanması planlanan belgesel ile Diyarbakır Surlarının tanıtılması hedefleniyor.

Vali Mustafa Cahit Kıraç, AA muhabirine, belgesel ile 12 bin 500 yıllık tarihi geçmişi bulunan ve kent için önemli bir kültür varlığı olan Diyarbakır Surlarını ortaya çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.

-"Amacımız Diyarbakır'ın tarihi derinliğini ve kültür değerlerini tanıtmaktır"

Diyarbakır'daki kültür varlıklarının tanıtımını daha önce hazırladıkları bir kliple yaptıklarını hatırlatan Kıraç, tarihi surların inanç ve tarihi varlığı ile ele alınacağı belgeseli TRT'yle ortaklaşa hazırladıklarını belirtti.

Kıraç, belgesel için yürütülen çalışmaların arkasında bilimsel akademik bir kurul olduğunu, bu kurulun öngörüsü, değerlendirmeleri ve kuralları ışığında çekimlerin sürdüğünü bildirerek, "Bunun profesyonel anlamda Diyarbakır Surları ile ilgili hazırlanan ilk belgesel olduğunu biliyoruz" diye konuştu.

Diyarbakır'da tarihi varlıklara duyarlı çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşu olduğunu ve bu kuruluşlar tarafından geçmiş yıllarda belgesel, kısa film ve hikaye türü çalışmalar yapıldığını anımsatan Kıraç, bu çalışmaları saygıyla karşıladıklarını ifade etti.

Kıraç, tarih boyunca 33 medeniyete ev sahipliği yapan kentin, bugüne kadar çeşitli nedenlerle yeteri kadar tanıtılamadığına dikkati çekerek, "Amacımız Diyarbakır'ın tarihi derinliğini ve kültür değerlerini bilinen, bilinmeyen tüm yönleriyle değerlendirip tanıtmaktır" diye konuştu.

-"Evrensel bir belgesel ortaya çıkarmak için elimizden geleni yapacağız"

TRT'de belgesel yönetmeni olan Şule Yalçıner de "Surların Kenti Diyarbakır" belgeselinin çekimlerinin devam ettiğini belirterek, inanç merkezleri ve surları konu alan iki belgesel hazırlayacaklarını söyledi.

"Çok heyecanlıyız çünkü ilk kez böyle kapsamlı bir çalışma yapıldığını düşünüyoruz" diyen Yalçıner, Diyarbakır Surlarının UNESCO Dünya Kültür Mirası Asıl Listesine girmesi için yürütülen çalışmalarda katkılarının olmasının kendilerini mutlu edeceğini dile getirdi.

Yalçıner, belgeselin, surların sadece tarihi özelliklerini değil yaşamı da anlatan bir çalışma olması açısından ilk olacağını vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Surlar sadece bir kale değil içinde hayatı da muhafaza ediyor. Tarihi surlar sadece savunma amaçlı yapılmış bir kale değil. 100 yıl öncesine kadar geceleri kapıları kapatılıyormuş. Tüm bunlar çok farklı öyküler barındıran gerçekler. Bu öyküleri somutlaştırarak, dramatize ederek, canlandırmalarla evrensel bir belgesel ortaya çıkarmak için elimizden geleni yapacağız."

Akademisyenlerden oluşan danışmanlarla aylar süren çalışmalar sonucu senaryoyu oluşturup bu doğrultuda çekimlere başladıklarını anlatan Yalçıner, belgeselin, çekimleri farklı zaman dilimlerinde gerçekleşen uzun soluklu bir çalışma olduğunu aktardı.

-"Surları özel yapan kendi çağdaşlarına göre hala içinde bir hayatı barındırıyor olması"

Yalçıner, belgeselin tüm dünyada izleneceğine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Bu çalışma yaklaşık 50 dakikadan oluşan iki bölüm halinde hazırlanacak. Surlardaki tüm renkleri, Müslümanlar, gayrimüslimler, onların gelmiş geçmiş yaşantılarını bu belgeselde yansıtacağız. Surları özel yapan kendi çağdaşlarına göre hala içinde bir hayatı barındırıyor olması. Bu çok özel bir durum ve araştırmalar gösterdi ki dünyada bir örneği daha yok. Umarız herkesin beğenerek izlediği bir yapım olacak. Oyuncular dışında yaklaşık 60 kişiden oluşan bir ekiple çalışmalar yürütülecek. Güçlü bir ekiple çalışmalarını yürüttüğümüz belgeseli 2015 yılında tamamlamayı planlıyoruz."

Çözüm sürecine de değinen Yalçıner, bölgenin sıkıntılarını aşması, ileriye bakması ve ekonomik olarak kalkınması için en önemli beklentiler arasında turizm hedefleri olduğunu bildirdi.

Yalçıner, belgeselin, Diyarbakır'ın en iyi şekilde tanıtılarak, yerli ve yabancı turistlerin bölgeye ilgisinin artmasına vesile olmasını temenni etti.

-"Güzel günler bizi bekliyor"

Belgesele danışmanlık yapan Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü Restorasyon Anabilim Dalı Kurucusu Prof. Dr. Orhan Cezmi Tuncer ise  belgeselde Diyarbakır Surları ile ilgili teknik ve yaşama dair tüm bildiklerini paylaştıklarını belirtti.

Prof. Dr. Tuncer, Diyarbakırlı pekçok ilim adamının tarihi surlarla ilgili çalışma yaptığını hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Diyarbakır, Türkiye gibi bir değişim ve dönüşüm dönemine girdi. Artık olaylar duruluyor. Çözüm süreciyle yeniden kendi kimliğimizi yakalamaya, bulmaya ve tanıtmaya başladık. Bu kapsamda tanıtım çalışmaları hızlandı. Güzel günler bizi bekliyor. Daha önce Diyarbakır Surlarını anlatan bir kitap hazırlamıştım. Surlarla ilgili gerek mimarisi gerekse üzerindeki kabartmalar ve yazıları içeren herhalde son bir kitap hazırlıyoruz. Çünkü geriye hiç birşey bırakmadık. Aklımızın erdiği, gözümüzün gördüğü, öğrendiğimiz ve bildiğimiz her şeyi bu kitaba döktük." - Diyarbakır
Güncelleme Tarihi: 02 Ağustos 2014, 15:42
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER