İş adamı İbrahim Argun, kısa süre önce ikamet ettikleri binadan düşerek hayatını kaybeden 7 yaşındaki oğlu Baran Argun adına bir mescit inşa etti. 250 metrekarelik bir alanda yapılan ve hastane bahçesinde inşa edilen mescidin açılışına Diyarbakır Kamu Hastaneleri Birliği (DKHB) Genel Sekreteri Doç. Dr. Muhammed Güzel Kurtoğlu, DKHB İdari Hizmetler Bölüm Başkanı Süleyman Demir, Hastane Başhekim Yardımcısı Murat Kardaş, hastane müdürü ve yardımcıları, idari personel, Mescit İmamı Şahin Elhaman, hasta yakınları, refakatçiler, STK temsilcileri ve kalabalık bir vatandaş topluluğu katıldı. Mescidi yaptıran Argun’un il dışında olması sebebiyle mescidin açılışına kendisini temsilen babası iş adamı Mehmet Argun katıldı.

DKHB Genel Sekreteri Doç. Dr. Muhammet Güzel Kurtoğlu, aynı anda yaklaşık 300 kişinin ibadet edebileceği mescidi yaptırdığı için hayırsever işadamı İbrahim Argun’un adına hazırlanan plaketi Mehmet Argun’a takdim etti. Mescidin açılışı öncesinde bir konuşma yapan Kurtoğlu mescitlerin Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de buyurduğu gibi imar edilmesi gereken ve ibadet farizasının yerine getirilmesi gereken mübarek mekânlar olduğunu ifade etti. Mescitlerin Müslümanların, inançlı insanların ittihat içinde bir araya geldiği, birleştirildiği mekanlardır diyen Kurtoğlu, hasta yakınlarının, refakatçilerin ve vatandaşların yanı sıra hastane çalışanlarının, ibadetlerini icra etmeleri için güzel bir mekan inşa edildiğini vurguladı. Kurtoğlu, “Doğumevi Hastanemizde, Mehmet Argun ve oğlu İbrahim Argun gibi hayırsever kardeşlerimiz, mescidin inşa edilmesini sağladılar. Allah onlardan razı olsun. Bu hizmet bir sadaka-i cariyedir. Sadaka-i cariye, yüce dinimizde; insan öldükten sonra, amel defteri kapanmasına rağmen, amel defterine sevapların yazıldığı bir sadaka niteliğindedir. İnsanoğlu öldüğü zaman amel defteri kapanır. Ancak yeryüzünde arkasında bırakmış olduğu bir sadaka-i cariye varsa orda yapılan bütün hayır ve hasenatlar, orda işlenen hizmetler, sevap olarak onun hanesine kaydedilir. Mescitlerin inşasında, Müslümanlar, bir birleriyle yarışmalıdırlar” dedi. Argun ailesine şükranlarını sunduğunu söyleyen Kurtoğlu, sundukları plaketin bir sembol olduğunu ve hiç bir zaman onların hizmetine karşılık gelmediğini sözlerine ekledi.