İyi bir kamp dönemi geçiren Amedspor, ikinci yarının ilk haftalarında şampiyonluğu hedefleyen güçlü takımlarla karşılaşmak gibi kağıt üzerinde dezavantajlı görünen fikstürün zorluğunu avantaja çevirmesini bildi. Yeni Diyarbakır Stadı’nın muhteşem atmosferinin de etkisiyle önce Samsunspor’u, sonra Sarıyer’i devirerek kente bayram havası estiren Amedspor bambaşka bir hava yakalamış durumda. Bu stat ve bu ruh şehirde özlemi duyulan rakip takımlar için ciddi ve zorlu deplasman olma havasını da geri getirdi.
Stadın fiziki yapısı,rakiplerin adeta maça 1-0 yenik başlamasına neden oluyor.
Yeni Diyarbakır Stadı’nın atmosferini iyi kullanma avantajı ilerleyen dönemlerde takımın daha iddialı ve güçlü hale gelmesiyle çok daha büyük başarılar getirebilir.
Amedspor, bu önemli galibiyetlerle kente hava getirip güvenme kazanmanın ve taraftarla bütünleşmenin yanı sıra Play-Off şansını da yakaladı. En azından bu anlamda güçlü bir umut doğdu.
Amedspor,Sarıyer karşısında tıpkı önceki maçlarda yaptığı gibi rakibin üzerine gelmesini beklemeden baskılı ve atak başlayarak kolay lokma olmadığını hissettirdi. Final paslarında yapılan hatalar yüzünden ilk yarıda fazla pozisyon bulamadı ancak ikinci yarıda teknik heyetin oyun içindeki doğru hamleleriyle pozisyonlar ve goller buldu. Organize bir atakla erken öne geçti ancak yan toptaki bir hata sonunda bu sevinç ve avantajı koruyamadı. Fizik ve kondisyon olarak rakibinden üstün olduğunu maçın her anında gösteren Amedspor,bunun sonucu olarak daha fazla topla oynayan ve atak geliştiren taraf oldu. Maçın artık berabere biteceği düşünülürken Burak Taşdemir’in enfes röveşatası bu muhteşem günü ve maçı taçlandırdı. Bu gol bana yıllar önce Diyarbakırsporlu Saffet Akyüz’ün Elazığspor’a (2002-2003 sezonu) deplasmanda karlı havada oynanan maçta attığı ve galibiyeti getiren harika röveşata golünü,Tanju Çolak ve İbrahimoviç’in gollerini anımsattı. Gerçekten uzun yıllar unutulmayacak bir gol. Bu golde Mansur’un yaptığı doğru ortanın hakkını da vermek lazım. Ama Burak’ın vuruşu efsane.
Mehmet Budakın ve ekibine ekstra bir parantez açmakta yarar var. Gençlere vermiş oldukları güven,takıma kattıkları özgüven ve kamp dönemini iyi geçirerek ,ayrıca takımı kentle bütünleştirerek önemli bir atılıma imza attılar. Bunun meyveleri de hem sahada hem kentte elde ediliyor.
Hele hele maç 1-1 devam ederken genç Bünyamin’e güvenip oyuna almak, az sayıda teknik adamın alabileceği bir riskti. Bunun sonucunda maçı kazanarak da bu riskin ne kadar doğru olduğunu gösterdi Mehmet Budakın ve ekibi. Umarım Amedspor, bu doğru ve olması gereken uygulamalara,atılımlara devam eder. Bu kentin buna ihtiyacı var.
Diyarbekirspor’da kazan kaynamaya devam ediyor. Halide Edip Adıvarspor gibi vasat bir takım karşısında galibiyeti bulamayan takım Play-Off şansından ziyade küme düşme riskini taşıyabilir,bugüne kadar yaşamadığı bu sıkıntıyı yaşayabilir. Deplasmanda 6-7 net pozisyona girip maç kazanamıyorsan nasıl başarılı olacaksın?
Bu hafta Erzincan maçıyla çıkış yakalarsa Play-Off yarışı için yeniden umut tazeler. Aksi takdirde dediğim gibi küme düşme korkusu başlar. Futbolda kazanamama sendromuna girmek takımı büyük baskı altına alır,bundan çıkmak kolay olmazç. 8 haftadır kazanamayan bir takım havası var. Bir an önce bundan çıkmak istiyorsa bu haftaki maçı mutlaka kazanmalı.
Takımı idare edenler ve teknik heyet bir an önce takımı toparlamalıdır. Yoksa yarın geç olabilir,tren raydan çıkarsa toparlamak zor olur.