Bilindiği üzere geçtiğimiz yıllarda yukarıda adı geçen mevzular ile ilgili olarak çeşitli yazılar yazmış, duyarlı birkaç kimlik tarafından soruşturmalar açılmıştı. Hoş açılan soruşturmaların şu anda ne aşamada olduğunu bilmediğimiz gibi ilin Valisi Hüseyin Aksoy ve Milli Eğitimden sorumlu il vali yardımcısı Mehmet Demir’in bu yıl bu akbabalara ve leş kargalarına göz açtırmayacağına inanıyorum. Zira, il valisi Hüseyin Aksoy’un ve yardımcısı Mehmet Demir’in eğitim konusundaki hassasiyetini de yakından biliyorum.
Geçtiğimiz yıl yapmış olduğum haberlerin büyük yankılar yarattığını ve geniş halk kitlesinin bundan ne kadar şikayetçi olduğunu hepimiz biliyoruz. Geçmişin açtığı travmaların ve okul yönetimlerinin pasifliğini bu yıl görmek istemeyen öğrenci velileri bu anlamda tarafıma çok sayıda telefon açarak ve mail atarak bu yılda bu zulmün yapılmaması için basının üzerine düşen kamu görevini icra etmesini istediler. Tabi bunun yanında yetkili birimlerinde geçtiğimiz yıllardaki gibi olaylara pasif kalmak ve etkisiz olmaları yerine ihbarlara daha bir sıkı sarılmasını ve incelemesini talep ettiklerini bildirmemi önemle rica ettiler.
Geçen yıl mafyalaşan okul kıyafeti sektörü tek kıyafet satan firma üzerinden rantta dönüştürülürken, yardımcı ders kitapları, okula yardım adı altında toplanan haraçlar, kayıtlar sırasında yapılan talepler ve test kitapları mevzularının da tekel olmaktan çıkması gerektiği vurgusu da altı kalınca ve kırmızı kalemle çizilerek hatırlatılıyor.
Bir öğrenci velisinin sorduğu bir soru hala aklımda. Bu soruyu sizlerle paylaşmak ta isterim. Soru şu : “ Hükümetin tayin ettiği yetkililer kendi kurumlarında dönen dolapları herkesten iyi bilmektedir. Bu kurumlarda çevrilen filmlerden nasıl olur da haberdar olmazlar? Neden gerekli yasal çalışmaları yapmazlar? Burada yapılan bu kasıt aslında devletin, hükümetin suçu değil mi?” diye sormuştu bir öğrenci velisi.
Bu sorunun yanıtı ortada fakat umalım ki bu illegal oluşumlara, bu yasadışı vurgunlara ve bu tür kötü niyetli girişimlere bu yıl geçit verilmesin. Tabi bu noktada devletin mülki amirlerine büyük görevler düşüyor. Bazen Hazreti Ömer gibi olmak gerekiyor bana göre. Zira, memleketin diğer ucunda yaşanan bir haksızlığın hesabı bir gün sorulur. Siz ne dersiniz?
Saygılarımla
besenk@hotmail.com