“SAĞLIK NE KADAR SAĞLIKLI?”

Bir yatakta 3 çocuğun yattığı Diyarbakır hastaneleri ne durumda? Bölgeye tıbbi malzeme ambargosu mu uygulanıyor? Her fırsatta Diyarbakır’ın sağlık üssü olduğuna vurgu yapılırken bizlerde Diyarbakır’da sağlığın ne kadar sağlıklı olduğunu direkt muhatabından öğrendik. Sağlık-Sen Diyarbakır şube başkanı Nurhak Ensarioğlu, sağlığın genel olarak Diyarbakır’da oldukça sağlıksız işlediğine işaret etti. Sağlık sektöründe yaşanan olumsuzluklar, mobingler ve keyfiyetçi politikaların tümü İşte bu röportajda:

“SAĞLIK NE KADAR SAĞLIKLI?”

 BEŞENK: Bölgede ve Diyarbakır’da sağlık ne kadar sağlıklı?

ENSARİOĞLU: Türkiye perspektifinden baktığınız zaman, sağlık alanında ciddi atılımlar atıldı, değişim ve dönüşüm halkın yüzde 90’ını memnun etti. Ülke genelinde takdir gören bu değişim ve dönüşüm nedense Diyarbakır’da istenen sonucu veremedi ve il bazında ciddi anlamda sıkıntılarımız var. Nedeni buradaki idarecilerden mi, siyasetçilerden mi bilmiyorum sağlık bir türlü rayına oturmadı. Diyarbakır aslında sadece kendi halkına hizmet vermiyor, bölge illerin ve ülkelerin de ihtiyaçlarına cevap vermek zorunda. Çünkü oralardan da ciddi hasta sirkülasyonları var. Diyarbakır bölgenin sağlık üssü olması gerekirken maalesef kendi iç dinamiklerine dahi yararlı olacak kapasitede değil. Bu da bizi sağlık camiası olarak derinden üzüyor. Sağlığın sağlıksız olmasına neden, şahsi fikrimle katkı sunmak isterim, buraya atanan idareciler canla, başla çalışmadığından ve buradaki siyasetçilerin tam anlamı ile bu çok önemli konuya eğilmemelerinden kaynaklanabilir, buradaki STK’lar ciddi manada sağlığa önem vermediği için olabilir. Sağlık – Sen olarak biz bu çarpıklığı her platformda dile getiriyoruz. Ülkenin her yerinde sağlık bu kadar iyi iken Diyarbakır’da niye bu kadar aksak diye dile getiriyoruz.

BEŞENK: Bu kadar dile getiriyorsunuz da ne değişiyor?

ENSARİOĞLU: Çoğu zaman Diyarbakır’da ki sağlık sıkıntılarını genel merkezimiz ile paylaşıyoruz, ildeki idarecilerimiz ile de görüşüyoruz. Onlardan aldığımız cevap, bölgede şartların ağır olduğu, artı bölgedeki personel yetersizliğine bağlıyorlar. Aslında bana göre sıkıntıları bölgedeki personel yetersizliğine bağlamamak gerek, çünkü sağlıkla ilgili birçok ziyaret gerçekleştiriyoruz buna ilçeleri de katıyorum. Yaptığımız ziyaretlerde personel sıkıntısının dışında bölgede ciddi manada tıbbi malzeme sıkıntısı da var. Tıbbi malzeme sıkıntısının olduğu bir ortamda personel ister, istemez istediği verimi alamaz. Bu gün bir çalışandan verim alabilmek için o çalışanın teknolojik olarak gelişmiş olması gerekir. Ama maalesef Diyarbakır’da sağlık istenen noktaya bir türlü gelememiştir.

BEŞENK: Sizce Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği başarılı mı, Diyarbakır Kamu Hastaneleri Genel Sekreterini samimi buluyor musunuz?

ENSARİOĞLU: Kişisel olarak hiç kimseye karşı kin ve nefretimiz olamaz öncelikle bunun bilinmesi gerek. Şu anda faaliyette olan Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği çalışmalarının iyi gitmediği herkes tarafından bilinmektedir. Örneğin bir Eğitim ve Araştırma Hastanemiz var. Buradaki yönetici ve idareciler zaman, zaman Yağmur yağmasın duasına çıktıklarını tespitli olarak söylüyorum. Niye, yapılan bu hastane bir türlü istenen verimi sağlayamadı. Binaya yapılan harcamanın külfeti kadar şu ana kadar temeline masraf yapıldı. O dönem hastaneyi devir alan, yapan kim olursa olsun bu vebalin altına girmiştir. Diyarbakır halkının vebali o kişilerin boynundadır. O bina teslim alınacak bir bina değildi, o bina bir enkaz halidir, yüzen bir hastane misali her tarafı su alıyor. İdarecilere geldiğimizde bana sorarsanız Diyarbakır’a hizmet edecek idareci memleket sevdalısı, hizmet sevdalısı olmalıdır.

BEŞENK: Mevcutta gördüğünüz idareciler Diyarbakır sevdalısı mı, hizmet aşkı ile yanıyorlar mı?

ENSARİOĞLU: Doğrusu bunu görmüyorum. Yöneticiler ve idareciler yenilik yapalım, proje bunalım veya Diyarbakır’da sağlık noktasında nasıl bir katkı sunarız diye bir çalışma içinde olduklarını şahsen görmüyorum. Kendi alanlarında çalışmalarının da ne derece sahaya yansıdığı da malumunuz. Gerçek manada öz verili bir çalışma sunulsaydı Diyarbakır’da sağlık bu denli kötüye gitmezdi.

BEŞENK: Son dönemlerde Eğitim ve Araştırma Hastanesinin çevre düzenlemesi, peyzaj konusu gündeme geldi. Bunun ihalesinde yaklaşık maliyet ise 7.5 Milyon lira olarak belirlendi ve ihalesi yapıldı. Bu tür konular Kamu Hastaneler Genel Sekreterliğinin ilgisini daha mı fazla çekiyor sizce?

ENSARİOĞLU: Peyzaj çalışması ile ilgili olarak bu rakamı duyduk fakat içeriğini bilmiyoruz. Gördüğümüz kadarı ile işin yüzde 30’u yapılmış deniyor ve yaptıkları zaten ortada, herkes görüyor. Hastanenin etrafında yüzlerine, gözlerine bulaştırdıkları bir çalışma var ve bunun da sağlıklı olacağını düşünmüyorum. Limit ne olursa olsun önemli değil, önemli olan sağlıklı bir hizmetin sunulması ama ben bunu dahi o hastanenin peyzajında hastaneye bir katkı sunacağına inanmıyorum.

BEŞENK: Şöyle diyebilir miyiz, Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği yöneticileri Memleket sevdalısı olsaydılar manzara farklı olurdu şeklinde?

ENSARİOĞLU: Halkın istediği gibi bir anlayışta olmuş olsaydılar manzara bu olmazdı. Bu gün Eğitim ve Araştırma Hastanesine giden bir hasta, bir daha gitmemek için elinden geleni yapıyor. Başka bir imkânı olsa bu hastaneye bir daha ayağını basmaz. Atık gerisin siz düşünün.

BEŞENK: Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği ile ilgili olarak personellerden Mobing ve benzer uygulamalar ile ilgili şikâyetler alıyor musunuz?

ENSARİOĞLU: Personele mobingin ötesinde sağlıklı ve güler yüzlü bir yaklaşım sergilenmesi gerek. Maalesef yönetim mutlu çalışan kitlesini oluşturamadı. Bu gün döner sermaye adaletsizliğine bakıyorsunuz çalışanları daha da mutsuz ediyor. Personeller, gerek yöneticiler tarafından, gerekse halktan dolayı kendilerine yapılan uygunsuz davranışlardan dolayı çalışan kitle mutsuz. Çalışan kitle mutlu ise iyi bir hizmet alırsınız. Bu gün itibari ile Diyarbakır’da idare noktasında da kısmen uygulanan mobing nedeni ile ciddi sıkıntılarımız var.

BEŞENK: Döner sermaye adaletsizliğinden söz eder misiniz?

ENSARİOĞLU: Döner sermaye hastanelerin geliri ile bağlantılı bir konudur. Daha önce yüzde yüz hasta kapasitesi olan Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hasta oranı yüzde 40’lara düşmüş durumda, hastalar artık gelmiyor. Bu hastanemizin çok büyük miktarlarda borcunun olduğu söyleniyor, bu borçları nasıl kapatacaklarını kara, kara düşünüyorlar. Hastanenin geliri giderini karşılamıyorsa zarar eder, bu döner sermayeye de yansır.

BEŞENK: Hastanenin alt yapısına kurulduğu günden bu güne değin büyük paralar harcandı ve hala harcanıyor. Hastanenin tıbbi malzemeye bu kadar ihtiyacı var iken ve zarar ederken, aynı zamanda bir çok firma kurduğu cihazları sökerken hangi mantık 7.5 Milyon Liralık peyzaj ihalesine bütçe ayrılmasını kabul eder, söyler misiniz?

ENSARİOĞLU: Burada mesela para değil, mesele sağlıklı bir hizmeti sunulması. Manzaraya şöyle bakmak lazım, hastalar, hasta yakınları ve personellerin sağlıklı hizmet alamıyor ise yapılan harcamaların hiçbir kıymeti yoktur. Eğitim ve Araştırma Hastanesinde birçok serviste sıkıntıların olduğunu duyduk, firmaların malzemelerini söktüğü doğrudur. Borçtan dolayı birçok firmanın işlerini askıya aldığını duyduk. Buda ciddi anlamda sıkıntıdır.

BEŞENK: Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği tarafından ayrılan muazzam bir bütçe ayrılmış Diyarbakır’a. İhaleler hız kesmeden devam ederken Profile baktığınız zaman bütçe muazzam ama hala malzemelerini söken firmalar var. Öte yandan hizmet yok ama zarar eden bir kurum var. Bu nasıl bir tezattır sizce?

ENSARİOĞLU: Sıkıntıların yoğun olarak yaşandığı hastane Eğitim ve Araştırma hastanesidir. Bu hastane başlı başına bir problemdir. Bu hastanenin tüm personelleri, giden tüm hastalar, iş yapan tüm firmalar rahatsızdır.

BEŞENK: Diyarbakır’da Kamu Hastanelerine bağlı hastaneler sistemakit olarak, bilinçli bir şekilde sıkıntıya mı sokuluyor sizce?

ENSARİOĞLU: Böyle olduğuna inanmıyorum, zira ben sağlık camiasında bir temsilciyim. Diyarbakır sağlık alanında kötüye gidiyor doğrudur fakat bunu Türkiye genellemesi noktasında bakarsanız diyebiliriz. Ülkede sağlık alanında ciddi gelişmeler var iken Diyarbakır sağlık alanında kötüye gidiyor. Bunun sebebi de buraya atanan idarecilerinin ehil ve liyakatinin olmamasıdır.

BEŞENK: Bu kötü gidişatı siz görüyorsunuz da Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği Başkanlığı görmüyor mu?

ENSARİOĞLU: Bunu görüyoruz, zaman, zaman da paylaşıyoruz. Diyarbakır gibi bir il 3 Genel Sekreter değiştirdi, ehil ve liyakat ayrı bir şeydir kişilik ayrı bir şeydir. Bu arkadaşlarımızın kişilikleri iyi olabilir buna sözümüz yok ama ehil olmaları şart.

BEŞENK: Teşbihte hata olmaz, Eğitim ve Araştırma hastanesini bir vatandaşa benzetirsek, siz yüzde kaç rapor verirsiniz?

ENSARİOĞLU: Eğitim ve Araştırma Hastanesini bir vatandaş boyutu biçiminde ele alır isek ve engelli raporu verilmesi gerekiyorsa bir hayli fazla yüksek oranda engelli rapor alır.

BEŞENK: Bu kadar sakat bir durum yani?

ENSARİOĞLU: Evet bu kadar sakat bir durum.

BEŞENK: Sendikanıza üye olanlardan size en çok gelen şikâyetler nelerdir?

ENSARİOĞLU: Tıbbi malzeme yetersizliği ile birlikte personel yetersizliği şikâyetleri yüzde yüz oranında geliyor. Bu iki konuda ciddi anlamda şikâyetler alıyoruz. Aldığımız şikâyetleri direkt olarak birebir idareciler ile görüşüyoruz ve çözüm arayışlarına gidiyoruz.

Güncelleme Tarihi: 03 Ocak 2016, 15:12
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER