Çaputçu ve Diğer Bazıları...

Düşüncelerimi her zaman özgürce yazarım.
Bu yazımda da maskesi düşen bazılarına 'dikkat' çekmek istiyorum...

İş dünyamızın büyüklerindendir.
Zaaflarımızdan ustaca istifade etmeyi bilen kapitalist zekanın yarattığı markaların sahibidir.
Marka zaafı olan bazılarımız onun tezgahından geçeriz.
Ona bol paralar kazandırırız...

Sözüm ona demokrattır.
İnsan haklarını savunur.
Kürtlerin haklarının verilmesinden yana gözükür.
Sorunun üzerinden prim yapmak gayesiyle zaman zaman gelir, bölgemizde şirinlikler yapar.
Biz de onu safiyane duygularla bağrımıza basarız.
Onu en güzel şekilde ağırlarız.
Fakat çözüme bu kadar yaklaşılmışken, sürece bir molotof da o atar.
Bir de güya çevreci ve hayvanseverdir.
Doğaya saygılıdır.
Lakin kutuplara ayı avına gider.
Sırf zevki için masum canlara kıyar...

Bu çaputçu zat, Gezi Parkı olaylarında 'Çapulcuyuz' diye pankart açıyor.
Basın da onu manşet yapıp alkışlıyor.
Bu sayede karizmasına karizma katıyor.
Bu da onun için bir reklam aracı; çünkü bunlar toplumun psikolojisinden nasıl istifade edebileceklerini çok iyi biliyorlar...

Son zamanlarda eline fırsat geçtiği zaman hırlayarak toplumu rahatsız edici sesler çıkaran çok kişi gördük, hangi birisini yazsam diye düşünüyorum.
Hele bir Elkuyruk Özsök var ki, elinden gelse toplumun tüm çivilerini söker atar.
Kürt sorununda da hiçbir zaman samimi olmamıştır.
Aslında öz kökünü/fikrini gizlemek suretiyle barış sürecine en çok dinamit koymaya çalışanlardan biridir...

Geçen gün köşe yazısının bir yerinde sanki verebilecek başka bir örnek yokmuş gibi gerçek yüzünü göstererek: '... yumuşak, insani, kadife bir el, emin olun bir besmeleden çok daha etkili olacaktır.' yazmıştı.
Bu sözleriyle de bizlerin gözleri içine bakarak Allah'ın ismine saygısızlık yapıyor ve içindeki saklı tuttuğu şirki dışa vurarak müşrikliğini açık-seçik ilan ediyordu.
Bilmeyenler bilmiş olsunlar ki; Besmele (Bismillahirrahmanirrahim), biz Müslümanlar için aldığımız nefesten, içtiğimiz su' dan ve yediğimiz ekmekten daha değerlidir.
Onunla başlamayan her iş güdük kalır...

Her şeyde bir hayır vardır.
Hükümet, Gezi Parkı olayı ile ilgili ortaya konulan iyi niyetli tepkilerden istifade etmeli ve özeleştirisini yapmalıdır; vatandaş da, ülkenin kaymağını yiyen BOY'u posu yerinde sahte kahramaN ER'leri ve fırsatını bulunca hemen imansızlığını beyan edenleri görmeli ve onları iyi tanımalıdır...

Hiç kimse şüphe etmesin; Türkiye artık hiçbir zaman eski Türkiye olmayacaktır.
Vandallıktan uzak, samimi, masum, naif ve nazik olmak üzere demokratik talepleri içeren gösterilerin ülkemizin geleceğine her zaman katkısı olacaktır.

Mücahit Can
YORUM EKLE