Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Ankara 18. İdare Mahkemesinin SBS sonuçlarının yürütmesini durdurması kararına ilişkin yaşanan tartışmalara ve öğrencilerdeki belirsizlik şaşkınlığıyla ilgili konuştu. Avcı, "Bu sınav sonucunda okullara yerleşmiş olan çocuklarımız rahat olsunlar, aileleri rahat olsun, velilerimiz, öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz endişe etmesinler. Hiçbir çocuğumuzun hak kaybı söz konusu olmamıştır, olmayacaktır" dedi.

Bakan Avcı, Milli Eğitim Bakanlığından ayrılırken gazetecilerin Ankara 18. İdare Mahkemesinin SBS sonuçlarının yürütmesini durdurması kararına ilişkin sorularını yanıtladı. SBS'nin 8 Haziran 2013'de son defa yapıldığını anımsatan Avcı, 16 Temmuz'da CHP'li bir milletvekilinin sınavda 718 öğrencinin puanlarının yanlış hesaplandığı ve bunun da diğerlerini etkileyeceği iddiasıyla mahkemeye müracaat ettiğini belirtti.

Mahkemeye yapılan başvurular

MEB'in 1 Ağustos 2013'de mahkemeye cevabını gönderdiğini aktaran Avcı, şöyle konuştu: "Olay neydi? 718 öğrencinin aslında Almanca ve Fransızca'dan sınava girdikleri halde İngilizce cevap anahtarıyla değerlendirmelerinden kaynaklanan bir yanlışlık vardı. Biz, sınav sonuçlarının açıklandığı gün bu yanlışlığı fark ettik ve hemen gerekli çalışmayı yaptık. O gün saat 17.00 itibarıyla 718 öğrencimizin doğru puanlarını sisteme girdik ve bunun istatistiksel olarak 1 milyon 120 bin öğrencimizin sıralamasında herhangi bir değişikliğe yol açmayacağı savıyla mahkemeye de bunu bildirdik. Dava ne zaman açılmış? 16 Temmuz'da. Nerede açılmış? Dün birçok televizyon kanalının ve bazı gazetelerin söylediği gibi Danıştay'da değil.

Bu bir Danıştay kararı değil, idare mahkemesinde. Hangi idare mahkemesinde Ankara 18. İdare Mahkemesinde. Biz ne zaman itirazımızı yapmışız mahkemeye, ne zaman görüşümüzü bildirmişiz? 1 Ağustos 2013'te. Temmuz geçmiş, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, Ocak'ın yarısı geçmiş, sömestr tatiline on gün kalmış, bu arada ne olmuş? 16 Eylül'de okullar açılmış, öğrenciler yerlerine yerleşmiş, dersler başlamış, SBS'yi kaldırıp yazılıları esas alan sınav düzeni gereğince öğrenciler yazılı sınavlarına girmişler, derslerini yapmışlar ve sömestr tatiline hazırlanıyorlar 1 milyon 120 bin öğrenci ve aileleri..."

"Okulların 16 Eylül'de açılacağı bilinirken"

Bakan Avcı, yürütmeyi durdurma kararının, "gecikmesinde sakınca olan hallerde" verildiğine işaret ederek, "Gecikmesinde sakınca olan hallerde yürütme durdurulur ve idarenin buna göre tedbir alması istenir. Bunun süresi ne zamandır? Mahkeme Temmuz ayında açılmış. Okullar 16 Eylül'de açılıyor. 16 Eylül'de açılacağı da biliniyor. Eğer mahkeme gerçekten gecikmesinde sakınca olacak bir durum olduğu kanaatine varmış olsaydı Temmuz, Ağustos, Eylül ayında diyelim ki gerçekten sıralamayı etkileyecek bir durum varsa bunun tedbiri o tarihte alınabilirdi" diye konuştu.

Avcı, bu tarihlerde karar verilmediğini, bakanlığa ulaşan tarihle 15 Ocak 2014'de yürütmeyi durdurma kararının verildiğini ifade etti.

Kimse mağdur edilmeyecek

Avcı, karardan hiçkimsenin mağdur olmayacağını belirterek, "Bir üst mahkemenin kararı her ne olursa olsun ki ben bu konuda mahkemenin sağduyulu bir karar vereceğine inanmak durumundayım. Hiçbir çocuğumuzun, öğrencimizin, velimizin mağdur edilmeyeceğini şimdiden söylüyorum. Rahat olsunlar. Öyle kaos, karışıklık gibi duygular içine girmesinler. Milli Eğitim Bakanlığı ne yaptığını, ne yapacağını biliyor" dedi.

Bakan Avcı, davanın açıldığı günden bugüne CHP milletvekilinin açtığı dava dışında MEB'e "Ben bu sınav sonucundan, sınav hesaplamasından veya bu düzenlemeden mağdur oldum" diye bir tek öğrencinin veya velisinin müracaat etmediğini vurguladı. Avcı, "Yani şu anda dava konusu olan işlemden dolayı zarar gördüğünü, mağdur olduğunu iddia eden bir tek çocuğumuzun bile müracaatı yok Milli Eğitim Bakanlığı'na" değerlendirmesinde bulunduktan sonra gazetecilere dönerek, "Onun için sizler de rahat olun" dedi.

Danıştay değil, idare mahkemesi

İdare mahkemesinin kararını bir çok yayın organının Danıştay kararı gibi sunduğuna dikkati çeken Avcı, "Danıştay değil, idare mahkemesidir" dedi.

CHP milletvekilinin açtığı davayla idare mahkemesinin bu kararı verdiğini hatırlatan Avcı, "Bunun itiraz yolu vardır. İtiraz mercii Bölge İdare Mahkemesidir. Bölge İdare Mahkemesi bu konuyu değerlendirecektir. Ama dediğim gibi herkes rahat olsun, özellikle bu sınava girmiş olan ve bugün belli okullara yerleşmiş bütün öğrencilerimiz, 1 milyon 120 bin öğrencinin tamamı müsterih olsun, rahat olsunlar" ifadelerini kullandı.

10 gün sonra sömestr tatilinin başlayacağını, öğrencilerden güzel bir tatil geçirmelerini, kafalarını karıştırmamalarını isteyen Avcı, öğrencilerin okullarından olmayacağını, öyle bir hava oluşturulmaya çalışıldığını söyledi.

Yasaya göre itiraz için 1 hafta süre olduğunu hatırlatan Avcı, mahkemenin aldığı karara 1 hafta içinde hazırladıkları itirazı yapacaklarını bildirdi.

Uygulama için de 1 ay süre verildiğini, Bölge İdare Mahkemesinin en kısa zamanda kararını vermesini beklediklerini anlatan Avcı, "Kamuoyunda uyandırılmak istenen kaos ve karışıklık havası da inşallah mahkeme kararıyla bertaraf edilmiş olur" dedi.

"Ailelerimiz hiç endişe etmesinler"

Bakan Avcı, bir gazetecinin, "Bu kadar süre sonra kararın manidar olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusunu ise ise şöyle yanıtladı:

"O sözcük bugünlerde çok kullanıldığı için ben kullanmamaya özellikle çaba gösterdim. Ama mahkeme 16 Temmuz'da açılmış 1 Ağustos'ta biz cevabımızı vermişiz. Eğer gerçekten gecikmesinde sakınca olan bir durum olduğuna inanıyorsa mahkeme Ağustos geçmiş vermemişsin, Eylül kararı geçmiş vermemişsin, okullar açılmış, dersler başlamış, Ekim geçmiş Kasımda yeni sınavlar yapılmış yeni düzenlemeye göre. Aralık, Ocak ayı geçmiş. Sömestr tatiline 10 gün kalmış, çocuklar tatil için hazırlanıyorlar ve böyle bir karar gelmiş. Ama müsterih, rahat olsunlar. Ailelerimiz de hiç endişe etmesinler. Milli Eğitim Bakanlığı burada, onların haklarını rencide etmeyecek her türlü tedbiri aldı, alıyor, alacak."

"Üst mahkeme kararı onarsa ve yeniden hesaplanma olması durumu söz konusu olursa? sorusu üzerine de Bakan Avcı, "O durumda da biz gerekeni yaparız, çocuklarımızı mağdur etmeyiz. Sakin bir şekilde Bölge İdare Mahkemesinin kararını bekleyelim. Çünkü çok unuttuğumuz bir karar var. Mahkemeler üzerinde telkin vesaire gibi anayasal kurallar vardır. Onun için şimdi fazla konuşmak istemiyorum. Hayırlısıyla Bölge idare Mahkemesi inşallah bütün boyutlarıyla konuyu değerlendirir ve neticesi de inşallah herkesi rahatlatacak bir netice olur. Ama dediğim gibi her ne netice olursa olsun MEB, hiçkimseyi hiçbir öğrencimizi mağdur etmez. Onun da tedbirlerini alıyoruz.

DİYARBAKIR SÖZ GAZETESİ